hesabın var mı? giriş yap

  • aman sömürmediğiniz duygu kalmasın, dibini sıyırın iyice her duygunun.

    barış akarsu türk rock müzik tarihinde en büyük izi ölümüyle bırakmıştır. kimsenin anısını, hatırasını incitmek istemem, hatta kendisinin sahnede canlı izlemiş biri olarak iyi bir sahne performansı olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim ama barış akarsu bu kadardır. filmi yapılacak biri değildir. adı her aklımıza geldiğinde genç yaştaki trajik kaybını hüzünle hatırlar, bir iki güzel yorumunu özlemle anımsarız, hepsi o kadar. asıl saygısızlık bu yazdığım değil, insanların duygularını sömürmek için bu ölümden bir hikaye yaratmaya kalkmaktır.

  • yemekleri yediği restoranın ne kadar elit, ne kadar şaşaalı olduğuyla ilgilenmeksizin salt yemeğe not veren, objektif bir izlenim uyandıran, yeri geldiğinde sokakta arabada söğüş kelle satan seyyardan dürüm sardırarak yiyen kısacası sezar'ın hakkını sezar'a veren gurmedir. güven duygusu uyandırıyor.

  • evlenebilmiş biri hayatındaki amacına ulaşmış sayılıyor zannedersem. evlenmişsen tamam bitmiştir her şey, tebrikler!

    nereden mi vardım bu kanıya? her şey iki hafta önce bir gece yarısı ilkokul arkadaşımın feysbuk'tan eklemesiyle başladı. evlenmiş, çocuk yapmış. o bunlardan bahsetti diye ben de evlenmediğimden, çocuk yapmadığımdan bahsettim.

    bu hafta da bütün kızların olduğu çılgın atan(!) bir sohbet grubu kurdular, neredeyse hepsi evlenmiş, çocuk yapmış. önce düğün resimlerini sonra bebelerinin resimlerini paylaştılar. evlenemeyenlere evde kalmış ahahaha dediler.

    günlerce konuştular da kimse kimseye ne iş yapıyorsun demedi ya lan! demek ki neymiş? hatunların hayattaki başarı kriteri evlilikmiş. marilyn monroe geldi aklıma "kariyer güzel bir şeydir ama geceleri sarılıp uyuyamazsınız."

    2 cilt yüksek lisans tezim vardı, sarılıp uyumayı deneyeceğim şimdi.

    kancıklar!

    editle gelen not: evlendiniz mi şeklinde çok mesaj geliyor. yok hâlâ evlenmedim. özel mesaja gerek kalmadan genellikler içinde cevaplamış olayım. başka hedefler var şimdilik. kimbilir belki bir de doktora tezi yazar, grup sarılma yaparım. (26.11.2018)

    covid editi: bu ara evlenecektim covid çıktı. en içten şekilde diyorum ki; sağlık olsun... doktora da aynı sebepten sürünmecede. (27.05.2020)

    başarı editi agdajhdjs: evlendim. entryi yazdığım günden bu yana yaklaşık 6,5 yıl geçmiş. evliliği beklemek yerine iş güç mesai yapma, yeni sporlar deneme, yeni hobiler deneme, gezip görme, bir takım hedefler peşinden koşma ile uğraştım. artık bu boş şeyleri geride bırakıp aa benim beyim x'i hiç sevmez muhabbetleri yapmayı planlıyorum. şaka şaka. neyse beyim dağınık ev hiç sevmez biraz evi toplayayım.

  • diğer kuşaklar tarafından anlaşılmayacak olmasıdır. tıpkı önceki kuşaklarda yaşandığı gibi.

    ne demiş can yücel;

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    “sen karışma moruk” dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…

  • eski jeolojik donemlerde olusmus ve kaybolmus uzun soluklu bir okyanus. yapilan arastirmalara gore en eski tetis havzasinin acilmasi erken-orta paleyozoik doneme (yaklasik olarak 490 milyon sene oncesine) dayanir. tektonik plakalarin, yani kitasal kabuk parcalarinin, goreceli hareketleri sonucu zaman icerisinde sekli surekli degismistir. tersiyer'de kapanmasina kadar olan asamalari eskiden yeniye dogru proto-, paleo- ve neo-tetis seklinde ayrilmistir. son evresi olan neo-tetis'in havzalarindan ikisinin kalintilari anadolu'da kolayca gozlemlenebilir. bu havzalardan biri izmir-ankara-erzincan hatti boyunca 60-70 milyon sene once kapanmistir. digeri ise batida iskenderun korfezi olmak uzere elazig-bitlis-hakkari uzerinden iran'a ulasan bir hat boyunca yaklasik 15-20 milyon sene once kapanmistir. bugun turkiye'de bulunan kuzey anadolu ve dogu anadolu aktif fay kusaklarinin bu hatlarla hemen hemen cakismasi rastlanti degildir. ayrica anadolu'da yuzeylenmis olan kayaclarin pek cogu dogrudan veya dolayli olarak tetis okyanusu'nun bir urunudur. turkiye'deki metalik maden yataklarinin olusmasindaki katkisina ragmen arap yarimadasi'nda bol bulunan petrolun guneydogu anadolu'da ayni miktarda ve kalitede bulun(a)mamasindan da sorumludur ayrica kendileri.
    bolgesel olcekte bakarsak, alp daglari ve himalayalar'in olusumu dogrudan bu okyanusun kapanmasiyla ilgilidir.

  • buna göz yuman diğer polise de tutuklama kararı gerekirken, adli kontrol şartı ile serbest bırakılması ayrı bir rezalettir. insanların güvenliği için maaş alan polis, bir insan tecavüze uğrarken utandığını ve telefonuyla oynadığını söylüyor. başka diyecek hiçbir şey yok.

  • - anne önce siyahları yıka olur mu?
    - olur.
    aradan yarım saat geçer makine de beyazlar vardır.
    - e hani önce siyahları yıkayacaktın?
    - sırası var.
    - neyin sırası var anne ya?
    - önce beyazlar yıkanır.
    - protokolü mü var makinenin, önce siyahları koysan alınıyor mu?
    - …
    - e peki başta niye söylemedin olmaz diye?
    - …
    - allah aşkına izah et niye önce beyazlar?
    - daha çabuk kuruyor.
    - ne alaka?
    - ince çünkü.
    - e beyazların içinde benim hırkalarım var hep?
    - …
    - hem siyah güneşi çeker bi kere.
    - …
    - anne cevap versene.
    - işin gücün yok mu senin?
    - var psikolojik danışmanım ben.
    - allah sana danışana akıl fikir versin.
    - bari bundan sonra yıka siyahları?
    - olur.
    - beni oyalıyorsun di mi?
    - evet.
    - neden?
    - sıra renklilerde sonra çünkü.
    - e niye olur diyorsun?
    - olur deyince susuyorsun çünkü.
    - ama yapmadığını görünce daha çok söyleniyorum?
    - olsun ben eğleniyorum sen söylenince.
    - ömrü yedin.
    - yerim anneyim ben.
    - peki canım annecim bana bi güzellik yapıp bundan sonra siyahları yıkasan?
    - renklilere ne diyecez?
    - pırasanın acil bi işi var filan de sen uydurursun bişeyler?
    - olur.
    - ahahhaa bildiğini yapacaksın di mi?
    - sürpriz.
    - yazıcam bunları hep.
    - selamımı da yaz.
    annemden sözlük ahalisine selamlar

  • astroloji ve astrolojiye dair her şeyden tiksininen biri olarak yeni tanıştığım insanlara karakterini anlamak adına burç sormak yerine favori hogwarts binalarını soruyorum. bence bunun kadar doğru bir karakter tahlili yok.

    şimdi bunlar genelleme elbette. ben öyle değilim diyebilirsiniz. ama bence öylesiniz. frp sınıflandırmasını sonradan ekledim. bunları da terchi etmediğinizi düşünüyor olabilirsiniz. ama bence ediyorsunuz.

    gryffindor: eğer tanıştığınız insan size favori binam gryffindor diyorsa o insanı pamuklara sarın. bu insanın sıradan olmakla hiçbir problemi yoktur. sıra dışı olmak için kendini abuk subuk sınıflara sokmaya uğraşmaz, karakterini belli ideolojilerle kısıtlama peşinde koşmaz. ne söylüyorsa odur. dürüsttür, samimidir. ancak biraz yersiz ve içini çok da dolduramadığı bir kahraman kompleksine sahip olabilir. dünyanın kendi çevresinde döndüğünü düşünüyordur fakat gerçek hayatta başkalarının hikayesinin figüranı olabilir. frp'lerde lawful good human/paladin seçer, fazla kurcalamaz fantastik evreni. böyle "düz insan" olması rahatsız edebilir ve sıkıcı olabilir zaman zaman.

    hufflepuff: bence hufflepuff'ım diyorlarsa bunlar mevcutta oldukları durumla çok barışık insanlardır, oldukları gibi mutludurlar. gryffindor'a benzer bu açıdan. fakat önemli bir farkı kendi sıradanlıklarını, hatta underachiever doğalarını gereğinden fazla içselleştirmişlerdir, yüksek hayaller peşinde koşmazlar. konfor alanlarından çıkıp kendilerini geliştirmekten çok uzakta kalmışlardır. iyi insan olmaya önem verirler ama iyi insan olmanın tek başına yeterli olmayacağını göz ardı ederler. ya da daha fazlasını yapabileceklerine inanmadıkları için buna inanmayı tercih ederler. frp'lerde halfling ya da gnom tercih ederler, support sınıfı olurlar, arkanızı kollarlar.

    ravenclaw: ravenclaw olduğunu düşünenler toplumun geri kalanından daha zeki, daha soğukkanlı, daha özel olduğuna inananlardır. bazıları gerçekten inandıkları kadar zekidir, bazıları görece daha zekidir ama bazıları da "ben sapyoseksüel seviyorum" diyen fakat dahi anlamındaki de'yi bile ayıramayan insan modelidir. özellikle üçüncü grup zeki olmaya ihtiyaç duyar çünkü onları toplumun gerisinden ayırabilecek başka başarıları yoktur, eldeki üç beyin hücresine sıkı sıkı tutunurlar. hangi grup olursa olsun zeki ve üstün olduklarına duydukları bu güven biraz yorabilir. sosyal açıdan çok yetenekli değillerdir. sosyal açıdan çok yetenekli olmayan kurgusal karakterlerin gizli deha olduğu kurgusal karakterleri kendileriyle özdeşleştirirler. sherlock dizisini severler. frp'lerde elf ya da yarı elf olurlar, sorcerer ve mage gibi üzerine düşünme gerektiren sınıfları seçerler.

    slytherin: bunlar şeker ötesi şekerdir ya. gerçekten hogwarts'a gitseler seçmen şapka "ben ama slytherin" demelerine fırsat bırakmadan alır hufflepuff'a koyar. ancak hufflepuff olanlar iyi insan olmayı içselleştirirken bunlar iyi insan doğalarından utanırlar. gerçek hayatta çok iyi, çok naif, sesleri çıkmayan insanlar oldukları için kötü olmanın fantezisini kurarlar. kötü olsalar belki daha havalı, daha güçlü olacaklarını düşünürler. değil ama. siz öyle de güzelsiniz. kendinizle barışın. bu insanlar breaking bad'deki walter white'ın hikayesinin de bir cautionary tale olduğunu pek anlayamayıp ona kötü olduktan sonra edindiği güç nedeniyle hayranlık duyabilirler. ya da star wars'ta dark side'a geçenlerin talihsizliklerine yapılan vurguları kaçırıp kırmızı ışın kılıcı fantezisi kurabilirler. "bu hayatta iyiliğimizden kaybediyoruz" yalanına inanırlar. halbuki bu yalanı terk edip gerçekten kaybetme nedenlerine odaklansalar kendilerini geliştirebilirler. frp'lerde orc ya da elf seçerler, rogue ya da warlock olurlar.

    harry potter sevmem: kendi biramı ödeyip masadan kalkıyorum bu durumda, pek sosyal açıdan tanımayadım. ama sıkıcı biridir büyük ihtimalle.

  • bu telefonun tasarımı biraz daha değiştirilip güncel özelliklerle piyasaya sürülse yine satar bence. o kadar da zamanının ilerisinde bir telefondu tasarım olarak. ayrıca havuza atlarken bunu cebinde unutup ikincisini aldıran bir ağabeye sahibim. kendisi aldığı iki iphone'un da üst tuşunu bozdu, yeni aldığı 6'nın ne zaman ebesine atlayacak diye bekliyorum.

  • fatih- çarşamba'da büyüyen bir adamım.
    cemaatin merkezi durumunda ki ismailağa camiinde az namaz kılmadım.
    hatta abdest alırken kalabalık bir grup geldi, yanıma bir ihtiyar oturdu, herkes başında.
    sonradan sordum; kim bu?
    mahmut efendi, dediler. ilkokul talebesiyim o zaman.

    hala mümkün mertebe namazlarımı kılarım.
    ben ihsan eliaçık hoca'nın ne demek istediğini anlıyorum.
    dünyada ki kan ve göz yaşının en büyük sebebi yoksulluk, yoksulluğun da en büyük sebebi sermayenin baronları. ihsan hoca mücadeleye en tepeden başlamış.
    tipik türk dincisi, hatta islamcısı anlamaz onu.
    allaha kulluk edecekken, kula kulluğu adet edinmişlerin öğrenmesi gereken çok şey var.