hesabın var mı? giriş yap

  • 1846'de independence, missouri'den california'ya dogru yola cikan buyuk konvoy...okuz ve at ile cekilen arabalar 2000 millik yola cikarlar...yolun ortasinda 20 arabalik grup sierra daglarini gecmek icin hastings isimli rehberin kestirmesini kullanmaya karar verirler....3 ay sonra diger arabalar california'ya ulasirken donner party denilen (20 arabadan 9'u donner ailesi v tanidiklarina aitmis) konvoy'dan haber yoktur..sonra john reed isimli konvoy'dan bile eleman california'daki kaleye ulasir..soyledigine gore daglarda mahsur kalmistir konvoy...yiyecek almaya gelmistir kalaeye...bi miktar yiyecek alip donus yoluna cikar ama kardan ilerleyemez..bunun uzerine geri doner yaridm ister..ama meksika savasindan dolayi kalede yaridm edecek yeterince asker yoktur...konvoyun yeterli yiyecegi oldugu dusunulerek bekelemeye karar verirler...
    bu arada konvoy alder lake denen yerde kalmistir..yaklasik 60 kisi..kar yuzunden ilerleyemezler..kalan hayvanlari de yemislerdir...aclik ve soguk basgostermistir..20 kisilik bir grup devam etmeye karar verir...ama yolda tipiye yakalaninca kamp kurmak zorunda kalirlar...ates bile yakamazlar tipiden..aclik da vardir..gruptaki cocuklar olur once...sonra da aclikdan dolayi yamyamlik baslar..8 kisi olmustur bu gruptan ve 7'si yenmistir bu olenlerden....bu 7'den de 2 tanesi direk yenmek uzere oldurulmus...camp of death diyolar bu gruba...
    kasim 1846'dan nisan 1847'ye kadar dagda mashur kalanlara ulasilmaya calislir..3 parti gider...2 tanesi bir kismini geri getirebiilr...kalanlar ise yiyecek olarak yamyamlika dvam ederler...sonucta 89 kislik gruptan sadece 41'i ulasabildi california'ya ve bunlarin hepsi de hayatta kalmak icin yamyamlik yapmislar...olenlerin 32'si erkek 9'u ise kadin...

  • reyhanlı'ya gidip halkın arasına karışabilen bir lidere de oy vermektir. yoksa usa'ya kaçıp, ben gelinceye kadar tazminat işlerini halledin diyene oy vermek mide değil işkembe ister.

  • ulan buna da şükredenler var, ben daha kısayım hatundan. dik yürümekten sırtım sikildi bir yıldır, ecnebi tabutu gibi geziyorum sokaklarda. kıza babet giydiriyorum, topuklularını da ben giyiyorum, onlarla yürümek de zormuş amk, ayaklarıma vurdu heb. ama hala dırdır hala laf sokmalar. bak daha beş dakika olmadı, bak ya muhabbete bak;

    ben-bensiz sıkılırsınız ya ben de geleyim

    manita-tamam süper ben bakıcam biletlere

    ben- hobin zaten 1-bilet bakmak 2-kiralık ev bakmak
    sal bilet bakmaya, üç gün bakar sıkılmadan teyzesi

    manita-senin hobilerin 1-boş boş içmek 2-boş boş içmek

    ben- boş boş değil, düşünüyorum ben !!!!1!

    manita-fazla düşünme boyun uzamaz.....ay sen zaten :/

    resmen ibnelik ya, ayıptır.

  • kesinlikle test edilip onaylanmıştır.

    "eski sevgiliyle yeniden başlamak, ev tişortüyle dışarıya çıkmak gibi. rahat, bildik ama özel değil. hep bir huzursuzluk ve keşke giymeseydim hissi"

  • bir gezginin, 10. yüzyılda yaşamış dede ve ninelerimizin günümüz türk halkından daha çağdaş ve insancıl yaşadığını gösteren notlarıdır.

  • kılıçdaroğlu hakkında fikirlerimi değiştiren yazı.

    şimdiye kadar başbakan gitse yerine kim gelecek diye düşünmüşlüğüm çoktur, sizlerin de düşündüğünüz gibi. ne de olsa birçoğumuzun hayatını kararttı, kimimizin geleceğini bitiriyor, kimilerinin de akli dengesini yitirmesine sebep oluyor. ve bunları yaparken hiç de suçluluk, pişmanlık, vicdan azabı duyuyor gibi değil. bu yüzden gitmeli, ülkesini bölen, ayrımcılık, sömürgecilik, yalancılık, hırsızlık, katillik yapan bir insana ne diyeceğiz helal olsun aldığın canlar, helal olsun çaldığın paralar mı diyeceğiz? kendisini allah sanan biri o, insanların ölüm fermanını yazıyor, kaderlerini değiştiriyor. bu insanı yargılamak bize düşmez, onun işi bizimle değil yukarıda, ama ego ve güç gözünü öyle bir kör etmiş ki acaba öleceğinin farkında mı bir gün?

    her neyse, ben bu yazıda, kendine oy isteyen biri görmedim. seçim arifesinde, halkı için endişelenen, halkını tek çatı altında toplamak isteyen bir başbakan gördüm. bu yazıyla güvenim, samimiyetine inancım oluştu. o da bizler için korkuyor, o aptal sandıkta binbir dolabın döndüğü o sandıkta seçilmediği takdirde olacaktan korkuyor. bizleri uyarıyor. şimdi bütün kendini müslüman sananlar, muhalefete, muhalefet yanlılarına düşman. size soruyorum hangi müslüman aynı soydan geldiği, aynı dini paylaştığı insanlara düşman olur ki? bazı insanlar sizi bize düşman etti de.

  • bu neden sorun ki, ben anlamıyorum. bunlar zaten kurgusal varlıklar değil mi? ortada böyle bir varlık yok zaten, aslına uygun olması gereken ki bence aslına uygun olmak zorunda da varlık imgeleştirirken.

    bizim buralarda herkes kadar çoğunluk kafkas ırkından olduğunda, ırk temsili pek gündem değil. insanlar doğal olarak sorunlarla karşı karşıya değil hem de ne menem bir şey bu ırka dair ayrımcılık çok fikri yok.

    dünya temsil açısından değişiyor, bunu yaparken tabi ki sorunlu temsiller var ama bu matematiksel bir hata gibi, kaçınılmaz bir şey. değişsin bence. neden insanlar sadece öyleler diye var olma alanları sınırlansın? nolcak? şu an ki dünyadan daha kötü bir dünya mı olacak bu temsiller bu şekilde olmadığında? sanmam öyle olsun. insanların çoğu "öyle" olmadıkları hali hazırda çok çok zorlanıyor. bu zorlanma azalsa, en azından bunun niyetine girilse fena mı olur?

    insanları özgürleştiren temsiller bunlar. bu özgürlük zayıf, tek yönlü, çok matah bir şey olmayabilir, olsun. en azından böyle bir niyet var. zamanla daha güzel olur.

    ifrat ve tefrit insanın doğası. bu doğanın içinden az biraz özgürlük tomurcuklansa daha iyi olmaz mı tırım tırım diken çıkacağına.

  • japanese attitude for work : "if one can do it, i can do it. if no one can do it, i must do it."

    middle eastern attitude for work : "wallahi if one can do it, let him do it. if no one can do it, ya-habibi how can i do it?"