hesabın var mı? giriş yap

  • eskiden devlet baba derdik saygı gösterirdik. hoş hala saygıda kusur etmiyoruz ama devlet artık iyice beleşçi arkadaşa, hatta hayırsız evlada döndü.

    beleşçi arkadaş örneğinden gidelim;

    1 telefon alıyorsun devlet gelip kanka 1 tane de bana al diyor,

    1 araba alıyorsun hacı 2 tane de bana alsana diyor,

    1 paket sigara almaya gidiyorsun, 4 paket de bana al diyor.

    maaşı alıp eve geliyorsun, bilader sen bu ay iyi kazandın maaşından bir yüzde 30 bana versene diyor.

    sizin cebinizden yiyor, içiyor, geziyor, evinizde kalıyor, hatta it kopuk arkadaşlarını getirip sizin evde yatırıyor. yetmiyor, kardeş bunları da yedirelim diyor.(bkz: mülteciler)

    kendisi ticaret yapıyor. parayı tahsil edemeyince; kanka şu kadar zararım var sen ödesene diyor. (bkz: kayıp kaçak bedeli)

    bankalardan, tefecilerden borç para alıyor. sizi kefil gösteriyor. (bkz: dış borç, cari açık vs..)

    bilader, sen ne iş yapıyorsun, bana ne faydan var diye soruyorsun. kanka ben senin can ve mal güvenliğini koruyorum, biliyorsun çevrem geniş, gücüm kuvvetim yerinde diyor. aradan zaman geçiyor, sokakta serseriler önünüzü kesip paranızı gasp ediyor, ağzınızı burnunuzu kırıyor (bkz: ışıd eylemleri)(bkz: pkk saldırıları) vs........

    bilader niye yardım etmedin bak ne hale geldim diyorsunuz, kanka ben o ara karısını döven yan komşuyu ayırıyordum yetişemedim diyor. (bkz: suriye iç savaşı) (bkz: filistin saldırıları) vs. .................. hatta komşunun çocuklarını da getirdim, evde dayak yiyorlardı bunlar da sende kalsın sen bakarsın diyor. çocuklar sonra evi kırıp döküyor.

    bilader bıktım artık böyle yapma diyorsunuz. arkanızdan demedik laf bırakmıyor. (bkz: fetöcü, vatan haini, çapulcu, ayyaş, nankör vb.) ama evden de çıkmıyor.

    ısrar ediyorsunuz, artık sana para vermeyeceğim diyorsunuz. üzerinize yürüyor, sizi dövüyor. (bkz: icra takipleri, vergi borçları, eylemcilere dayak,vs.....)

    anlayamıyorum nedir bu bilader. aynı şeylerin çeyreğini, örnekte olduğu gibi bir arkadaşınız yapmaya kalksa kafayı yersiniz. devlet olunca çaresiz kalıyoruz.

    keşke devlet bizi kaz gibi yolmak yerine, bizim de insan olduğumuzu ve biz var olduğumuz için kendisinin de var olabildiğini idrak etse. herkese saygılar.

    edit: imla. uyarıda bulunan arkadaşlara teşekkürler.

  • gülşen’i zırt diye alıp hapse attılar. şu programda, aylardır, sevgilisiyle kardeşini öldürdüğünü, cesedini çiçek gibi suladığını anlatan kadın ve mevzubahis sevgili fink fink geziyor. ben artık şaşırmıyorum.

  • yetmez ibb'nin istanbul'daki yetkisi elinden alınsın. ibb gitsin kendi işini yapsın istanbulu napacak? siz hiç hastalarla ilgilenen doktor, öğrenciyle ilgilenen öğretmen gördünüz mü?

  • operasyondan geleli birkaç gün olmuş, taburun gazinosundayız. bir zamanlar popüler olan bir komutan da o zaman yüzbaşı. tertibim serkan'la acemi birliğinden arkadaşız, şansımıza usta birliğinde de aynı yere düştük.gazinoda birkaç tane arcade oyun makinesi var ve serkan ile final fight (hagar) oynuyoruz. komutan da bizi izliyormuş ama farkında değiliz. oyunda andore diye bir karakter var, çokça çıkıyor karşımıza. neyse serkan dedi ki "bu andore ibnesini ben ikimizin de tanıdığı birine benzetiyorum, bakalım bulabilecek misin?" ben de "aaaa aynı bizim pezevenk yüzbaşıya benziyor lan ahahaha" diye güldüm! o da "evet lan aferin bildin" dedi ve biz başladık ibne yüzbaşıya giydirmeye. ibneler, puştlar, yavşaklar havada uçuşuyor... birden komutanın "g.t nasipten çıkınca ya.ak bağdat'tan gelir, şimdi ne b.k yiyeceksiniz?" demesiyle buz kestik! şok içindeyiz. aslında biz acemi birliğinde bize çok çektiren bir yüzbaşıdan bahsediyoruz ama gel de anlat... komutan "ne ibneliğimi ne şerefsizliğimi gördünüz lan?" dedi ve yapıştı kulaklarımıza, kafalarımızı birbirine vurdu vuracak. "komutanım açıklayabilirim" dedim. "he açıklarsın, s.kimi açıklarsın, açıklarmış, hadi lan açıkla!" dedi. "komutanım biz size doğruyu söyleyeceğiz ama ikimiz birden burda olursak siz bizim birimizin uydurduğuna diğerimizin yalandan evet dediğini düşünüp inanmazsınız diye korkuyorum. serkan ya da ben birbirimizi duymayacağımız kadar uzaklaşalım. sonra ikimiz de anlatalım eğer aynı şeyi anlatmazsak ve inanmazsanız o zaman istediğinizi yaparsınız, birbirimizden habersizken aynı yalanı söyleyemeyiz..." o kadar emin söyledim ki adam kulaklarımızı bıraktı. serkan'ı dışarı çıkarttı bana da "anlat" dedi, anlattım... özetle "biz sizden bahsetmiyorduk, acemi birliğindeki komutandan bahsediyorduk" dedim. bunun üzerine komutan "oğlum acemi birliğinizi nerde yaptığınızı öğrenmem beş dakikalık iş hee" dedi. "komutanım gördünüz serkan'la konuşmadık, aynı yalanı söylememiz imkansız" dedim. komutan da "eğer aynı yerde askerlik yaptıaysanız 'biz aslında acemi birliğindeki yüzbaşıya dedik diyebilirsiniz, onun da aklına gelebilir bu' dedi.komutan bir yandan da detay sorup not alıyordu. "komutanım biz burda aynı yerde acemilik yapan iki kişi değiliz sadece, ali, fatih ve durmuş da var. oyundaki karakteri onlara da gösterebiliriz, o kadar çok benziyor ki içlerinden biri de benzetebilir, isterseniz onlara da 'bu adam sizin acemi birliğinden birine benziyor mu, benziyorsa adı ne?' diye sorabilirsiniz komutanım" dedim. komutan birine dışarıda bekleyen serkan'ı çağırttı ve bana git demeyince "komutanım benim çıkmam gerekmiyor mu?" deyince "sen de dur burada, gidip demin saydığın arkadaşlarını bulup onları tembihlemeyeceğini nereden bileyim?, burda dur ama ağzını açma" dedi... serkan'a sordu serkan da benle aynı şeyi anlattı. komutan sanırım inanır gibiydi. oradan bir askere demin adını verdiğim arkadaşları çağırttı zaten onlar da oradalarmış. çocuklar geldi "siz acemi birliğinde aynı yerde miydiniz? dedi. çocuklar "evet" deyince oyun makinesine bir jeton daha attık ve andore ibnesini beklemeye başladık... andore gelince komutan çocuklara "şu oyundaki herif sizin acemi birliğinden birine benziyormuş, birine benzettiniz mi? dedi. durmuş "ben birine çok benzettim komutanım ama değilse yanlış bir şey söylemekten korkuyorum" dedi. "oğlum korkacak bir şey yok" dedi ve diğer iki arkadaşa da sordu ama çocuklar bilemedi. komutan durmuş'a "kime benziyor?" diye tekrar sorunca "komutanım bizim bir ilhan yüzbaşı vardı acemi birliğinde ben ona benzettim" deyince fatih de "aaa evet komutanım çok benziyor hatta bende bir tane fotoğrafı var ilhan yüzbaşının ama biraz yan durmuş, ailem yemin törenine geldiğinde biz fotoğraf çektirirken o da oradan geçiyormuş tesadüfen" dedi.komutan "lan merak ettim şu adamı hadi fırla getir şu fotoğrafı" dedi, bizi de oturttu oraya bir yere. artık rahatlamıştık. komutan "ee nasıl bilirdiniz o yüzbaşıyı? deyince arkadaşlar da "pek iyi bilmezdik komutanım" dedi. aradan biraz zaman geçince fatih de geldi elinde fotoğrafla. komutan fotoğrafa bakınca "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" dedi. bize de "tabii siz yırttığınızı düşünüyorsunuz ama devletin yüzbaşısına ibne demenin bir cezası olacak elbet." diyerek bize 100 kere çök kalk yaptırdı... bu da böyle bir anımdır...

    düzeltme: öyle bir yerde bir harf hatası yapmışım ki "ne alaka?" dedirtecek cinsten...

    "ulan ciddi ciddi bana benziyormuş bu adam hee" yazmışım...

    "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" olacak.

  • ülkemizde, hakkındaki bilgi sözlük tanımından öteye gitmediği için bu kadar çok tartışmaya sebebiyet veren olay.

    sözlük tanımı: "futbolda, top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin önünde, karşı takımdan (kaleci dışında) herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu" olsa da kendi içerisinde kurallara ayrılmakla beraber bu kurallar da değişebilmektedir. hatta geçtiğimiz aylarda ofsayt kuralının "tüm vücut" rakip takım oyuncusunu geçmediği sürece ofsayt olmayacağı şeklinde güncelleneceği gibi iddialar ortaya atılsa da (örnek: https://x.com/…xtra/status/1675096115975159808?s=20) henüz böyle bir gelişme olmadı.

    güncel kuralları ile inceleyelim.

    öncelikle, futbolcunun gol atabilecek herhangi bir uzvunun ofsayt çizgisi dışarısında kalması, ofsayta sebebiyet verir. yani kol ve eller ofsayt durumunu oluşturmaz. burada güncel bir olayla ayrı bir parantez açmak icap eder: geçtiğimiz günlerde oynanan bayern münih ve galatasaray maçında icardi'nin ofsayt olan pozisyonu sarı kırmızılılar tarafından çokça eleştirilse de yarı otomatik ofsayt sisteminin çektiği görüntülerde kural olarak topa temas edebileceği kafa ve göğüs bölgesinin de rakip oyuncudan ilerde olduğu gözüküyor. görsel ayrıca bayern münihli oyuncunun da kol ve eli ile topa müdahale edemeyeceği için icardi'nin önünde gözükse de topa müdahale edebileceği uzuvları icardi'nin gerisinde. görsel bu yüzden ofsayt kararı doğrudur.

    ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda yalnızca oyunda aktif bir rol oynuyorsa cezalandırılır. bu durumlar: takım arkadaşı tarafından pas verilen veya dokunulan bir topu oynayarak veya dokunarak oyunu etkileme, rakip oyuncuya müdahale ederek oyunu etkileme, rakip oyuncunun görüş hattını açıkça engelleyerek rakibin topa müdahale etmesini engelleme, rakip oyuncunun topu oynamasını açıkça etkileyen belirgin bir eylemde bulunma, rakibe müdahale ederek avantaj sağlama, kale direği, maç hakemi veya bir rakip oyuncudan sekip gelmiş veya üzerine çarpmış olması durumunda, ofsayt durumunda sayılır. topu alan oyuncunun pası, topun kontrolünü ele geçirme veya gol çabası başarısız olursa, bu, oyuncunun topu kasıtlı olarak oynadığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. yani gol girişimine girmese veya golü kaçırsa da ofsaytta sayılır, buna göre oyun devam eder.

    ayrıca ofsayt pozisyonunda olan veya duran bir oyuncu bir rakibin yolunda duruyorsa ve rakibin topa doğru hareketini engelliyorsa, bu durum rakibin topa müdahale veya mücadele yeteneğini etkilerse yine ofsayt cezalandırmaları çerçevesinde cezalandırılır.

    faul durumlarında ise ofsayt önce gerçekleşmişse ofsayt cezası uygulanır. yani, ofsayt durumundaki oyuncu faul yapar veya faule maruz kalırsa düdük çalınacak durum fauller değil ofsayttır. avantaja bırakma durumu, ofsayt pozisyonlarında geçerli değildir.

    ofsayt çizgisi dediğimiz şey de, top ayaktan çıkarken çekilir. türkiye'de bu çizgi zaman zaman top ayaktayken çekilir, güncel kurallara yanlıştır.

    ofsayt cezalandırmaları ise şu şekilde gerçekleşir:

    ofsayt varsa, hakem ofsaytın meydana geldiği yerde dolaylı serbest vuruş verir, buna oyuncunun kendi saha yarısında olması da dahildir. bir savunma oyuncusu, hakemin izni olmadan saha dışına çıkarsa, bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibinin topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar, ofsayt için kale çizgisi veya taç çizgisi üzerinde kabul edilir. oyuncu saha dışına kasıtlı olarak çıkarsa, top bir daha oyun dışındayken oyuncuya sarı kart gösterilir.

    bir hücum oyuncusu, aktif oyunda yer almak istemiyorsa saha dışına çıkabilir veya orada kalabilir. eğer oyuncu kale çizgisinden tekrar oyuna girer ve bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibi topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar oyuna dahil olursa, oyuncu ofsayt için kale çizgisinde pozisyon alıyor kabul edilir. saha dışına kasıtlı olarak çıkan ve hakemin izni olmadan geri dönen ve ofsayt nedeniyle cezalandırılmayan bir hücum oyuncusu avantaj sağlarsa, oyuncuya sarı kart gösterilir.

    eğer bir hücum oyuncusu, topun gol çizgisini geçtiği sırada kale direkleri arasında ve gol içinde duruyorsa, bir ofsayt suçu işlemezse, gol verilmelidir; aksi takdirde oyun dolaylı veya direkt serbest vuruşla başlatılır.

    lakin,

    -taç atışı
    -köşe vuruşu
    -kale vuruşu

    durumlarında, tanım dışına çıkılsa bile ofsayt durumu oluşmaz.

    detaylı bir konu olmasından mütevellit insanlar arasında tartışmalara sebebiyet vermesinin ve hatta bazen hakemlerin bile ofsayt pozisyonlarında yanlış kararlar alabileceğinin normal olduğunu hatırlatmakta da fayda var.

  • sanki ülkede özel firma kalmamış gibi gene devlet tarafından yaptırılacaktır. biniş ücreti 90 dolar olacak olup işletecek şirkete yılda 15 milyon kişi binme garantisi ile verilecektir.