hesabın var mı? giriş yap

  • is gorusmelerinin banko sorusudur, muhakkak cikar.

    rakam olarak degil "bu isi gercekten istedigim icin buradayim, maas olarak beni tatmin edecek bir sey teklif edeceginizi dusunuyorum" tarzi bir cevap vermenizi beklerler.

    rakam olarak cevap verince de "firmamizda calismayi maas icin mi istiyorsunuz" derler bir de. yok anasini satayim spor olsun diye calisacagim. para icin calismak ayip mi? kari mi satiyosunuz firmada?

  • şu son bir haftada ülkücüler yüzünden ülke iq ortalamamız 30'lara geriledi amk.

    mecliste olanları ayrı dert, dışarıdaki yavru kurtlar ayrı dert. ne sikim bir kanser hücresisiniz lan?

    çin halk cumhuriyeti'nin türkiye'yle bütün ilişkilerini askıya almasına sebebiyet verecek makettir askjhasfhkl.

  • - irem merhaba...
    - pardon kiminle görüşüyorum?
    - tayfun ben ya, tanımadın mı?
    - tayfun...haa...merhaba tayfun
    - merhaba sana da...ben...benim senden bir ricam olacak utanıyorum ama
    - söyle?
    - ya söylemesi çok zor...
    - ?
    - ya biliyorsun elim sıkışık... ihtiyacım olmasa aramazdım aslında
    - ne oldu ya?
    - ya hani zeynep var ya, yeni sevgilim...
    - bilmiyorum.
    - neyse... zeynep... zeynep bir canavar!
    - nasıl canavar?
    - bildiğin canavar. her şey karın ağrısıyla başladı. ilk başlarda önemsemedim, ama sonraları ağrılarım gittikçe şiddetlendi, apandisittir diye hastaneye gittik. temiz çıktım. ağrılar bir türlü dinmek bilmedi ve doktor doktor koşturdum ben irem. doktor doktor koşturdum ben...
    - ...?
    - bir karın ağrısı bir karın ağrısı... ama nasıl karın ağrısı! ölüyorum resmen! 3 hafta boyunca süründüm, zeynep de ortadan kaybolmasın mı?
    - ?
    - sonra kapıma iki adam dayandı, biri amerikan aksanlı konuşuyor, diğeri ise hiç türkçe bilmiyor. ikisinin de kulağında cep telefonu kulaklığı gibi şeyler. ben daha "hop nereye" demeden girivermesinler mi? vay efendim bunlar sormaya soruşturmaya başladılar zeynep kimdi, nerede tanıştın, ilişkiniz ne boyuttaydı, onunla beraberken hiç hafıza kaybı yaşadın mı?
    - ?
    - neden sonra hatırladım ki ben zeynep ile beraberken sık sık unuttuğum şeyler oluyordu. hafızam bildiğin çökmüş aslında. sonra ne ortaya çıktı biliyor musun? zeynep yabancı bir gezegenden gelen ileri bir mantar türü çıkmasın mı???
    - ?
    - içime sporlarını bırakmış. o apandisit sandığımız şey sporları değil miymiş meğerseme? ve ben artık fizyolojisi eşeysiz üremeye yatkın bir canlının gezegenimizdeki ilk eşeyli üreme çabasının kurbanı olmayagöreyim mi? gördüm bunu!
    - ...
    - ve benim...kürtaj olmam lazım irem. onun çocuklarını bu dünyaya getiremem ben!
    - ...
    - 150 tl yeter.
    - performansın için 50 tl vereceğim, hesap numaranı söyle?
    - kredi kartını iptal ettirdim, ptt'den havale çektirirsin... avcılar merkez ptt
    - üfff uzun iş. internetten öderim, doğalgaz mıydı bu sefer?
    - yok, elektrik...

  • güncelleme: araç bulundu açıklama bu entryde #138888649

    çalınma anı6 ocak 2022 gece evimden anahtarı alınarak büyükçekmece ilçesinden çalınan aracım için instagram'dan yaptırdığım paylaşım sonrası hollanda kodlu bir numara ulaştı ve benim aracımın videosunu çekip bana gönderdi. tam 40 bin türk lirası verirsen arabanı alırsın dedi. polisi karıştırırsan sıkıntı yaşarsın dedi. 40 gündür bak emniyet bulamıyor parayı getir aramızda çözelim işi dedi. parçalanırsa vidasını bile bulamazsın gibi söylemlerde bulundu. tabi elden alıcak kadar keriz değil farklı mafya gruplarını araya koy dedi. param garanti olsun bende yakalanmayayım düşüncesinde şuan.

    bundan haftalar önce bana instagram'dan da ulaşmıştı hırsız, yine aynı şekilde para talebinde bulundu. istanbul emniyeti'nde tüm kayıtlar olmasına rağmen 6 ocak'tan beri ne hırsızlar var ne de ortada araba var. 3 hafta önce benim ogs ile köprüden, 1 hafta önce benim ogs ile otoyoldan geçtiler o kadar rahatlar. benim araçla hırsızlıklar yaptılar. hırsız beni whatsapptan sesli bile aradı. allah kimseyi bu hallere düşürmesin düşerseniz işte durum budur. arabaya benzini döküp yakacak kafaya ulaştım şuan ve hatta hırsızları bir yerde tutsam kendi adaletimi sağlayacak uç noktadayım.

    hırsızı bi kapıdan sokup diğer kapıdan çıkartan adaletimize hakkımı da helal etmiyorum. kanunları ve bir şeyleri değiştirmeye davet ediyorum kendilerini.

    aracım seat toledo marka beyaz renk. şuan üzerinde farklı bir plaka takılı. ön kaputta şöyle derin bir çizik var şüpheli olan sürekli aynı yerde duran belirsiz bir araç gören olursa emniyete bildirirse çok mutlu olurum değerli dostlar.

    şuan internetten adalet arıyorum dostlar lütfen yorumlarınızı, desteğinizi esirgemeyin çok sağolun.

    seataracım

    çizikönkaput

    hırsızlar instagramda 200k takipçisi olan hesabı ve farklı hesapları takip ediyorlar. burada çalıntı paylaşımı yaptırtan mağdurların numaralarına ulaşıp para koparıyorlar, bu yolla sayısız insanın parasını aldılar malesef ve durduran yok çok rahatlar. şimdiden yorumlarıyla destek veren değerli ekşisözlük üyesi tüm dostlara sonsuz teşekkürler ediyorum. böyle çaresiz kaldığım bir dönemde bana destek olan dostlar büyük, küçük fark etmez çaresizlik çok zor hepinizin ellerinden öperim. bizler durumu belli insanlarız o arabayı alacak parayı 10 senede toplayamam, annem kıyamazdım kapısını sert örtmezdim deyip 60 yaşında kadın evde ağlıyor, başka alacak güç yok ayrı, emekleri gitmiş ayrı üzgünüz böyle haftalardır zor rezil bir süreç yaşıyoruz.

    konuşmarda hırsız olayı başkası çaldı şeklinde dümene çeviriyor veya gerçekten başkasında bu adi herifte aracılıktan bu şekilde mağdurları bulup kazanç kapısı elde etmiş. videodaki araç çizikleriyle her şeyiyle bana ait.

    ayrıca hırsız, dayımla instagram'dan sesli konuşmuştu. dayım ona bir isim söyledi aralarında uzun konuşma oldu ondan dolayı da ben yabancı değilim diyor ve orhan abiyi aracı yap diyor.

    ---8 senedir ekşideyim ben dün gelmedim. hayatımın en çaresiz dönemindeyim sizlerden destek bekliyorum lütfen dostlar.---
    whatsapp1
    whatsapp2
    whatsapp3
    whatsapp4
    whatsapp5
    whatsapp6
    whatsapp7
    whatsapp8

    twitter destek paylaşımımı rt yaparak lütfen daha çok yere ulaştırabilmem için desteklerinizi bekliyorum.

    **şuan şebeke bunlar muhtemelen ve bana kinlenme ihtimalleri yüksek evimi de biliyorlar artık kendimi korumak için gereken tedbiri de almam şart.

    **hırsız sağa sola ateş ediyorlar hiçbişey yapamazsın demişti bana instagramdan konuştuğumuz dönemde. ayrıca tuzladaki soygunda kameraya silah gösterip yere şırınga falan atmışlardı oradaki kişiyle konuştum. artık sadece araba değil bizde allaha emanetiz.

    ***buradan ülkemiz yetkililerine bu rahatlığı hırsızlara vererek cesaret verdiği için hakkımı helal etmiyorum. bizi sahipsiz ve çaresiz bıraktıkları içinde etmiyorum. aynı şekilde yetersiz cezalarla bu mikropları azdıranlara yine helal etmiyorum. şuanki sonucun cevapları şunlardır; hırsız için, bende yapayım nasıl olsa bir cacık olmuyor. vatandaş içinse cevabı şudur, parayı ver aracını kurtar yoksa bir 'cacık' olmaz. sigorta şirketleri içinde bayramdır, çünkü bu ülkede kaskosuz araba = yürüyen bombadır.

  • fonetik bir dil olmamakla kalmayip harf kombinasyonlari konusunda cosmakta olan bir dil oldugundan okunmasi buyuk bir problem olarak gorulur. lakin bu kombinasyonlari ogrenince su gibi de okunabilir (dogal olarak) ve bu da hic zor bisey diil, hatta usenmiyorum liste yapiyorum su an..

    *e, eu, œ = "ö" okunur (oë = "oe" okunur - père noël = "per noel") (bkz: trema)
    *ez, et, er, é, è, ê, ai = "e" okunur (bazilari acik bazilari kapali ama o cok onemli degil bosver) (aï = "ai" - hawaï = "havai")
    *au, eau, o = "o"
    *ou = "u"
    *u = "ü"
    *oi = "ua" (oï = "oi")
    *en = genellikle "an" ve enne = genellikle "en" (sondaysa kesin)
    *ph = "f"
    *gn = "ny" (espagnol = "espanyol") (ispanyolcadaki ñ gibi)
    *y = i (sesli harftir) (bkz: i grec)
    *g = ardindan y, i, ya da e geliyorsa "j"; o, u, a veya sessiz harf geliyorsa "g" diye okunur
    *c = aynen ardindan y i e geliyorsa "s", o u a ya da sessiz harf (h haric) geliyorsa "k" diye okunur.
    *ch = "ş" (yunanca'dan gecen sozcuklerde "k" okunur - choléra = "kolera")
    *ç = nerede olursa olsun "s" (genelde bundan sonra o u ya da a gelir) (bkz: c cédille)
    *dj = "c"
    *tch = "ç" (c ve ç sesleri fransizca'da yokmus, tch rusca'dan; dj arapca'dan giren sozcukler icin uydurulmus.. belli zaten..)
    *ill+sesli = yy+sesli (brillant = "briyyan") (tek l ile oldugunda da tek "y" gibi okunuyor - soleil = "soley")
    *s = genelde "s" diye okunur ama iki sesli arasindaysa "z" sesini verir (brésil = "brezil")
    *r = "kusacak gibi" okunur
    *h = okunmaz ama bazi h ile baslayan sozcuklerde sanki okunuyormus gibi davranman gerekir nedense article'ler soz konusu oldugunda falan.. neyse okunmaz yani.. (bkz: h muet)
    *x = sozcuk sonundaysa okunmaz (bazi sozcukler cogul olduklarinda s yerine x alirlar), sozcuk basinda ya da ortasinda oldugunda "z" diye okunur (xavier = "zavye")

    *tek ya da sozcuk sonunda oldugunda un = "ön", une= "ün", in ="en", ine = "in" okunur nerdeyse, nerdeyse dedigim burnun kapaliymis gibi "en" dedigini dusun.. oyle.. ("ne diyosun yaa anlamadim bisey?" diyosan sorun diil en de gitsin) ("genellikle" diym bunun icin de) (ornek de veriym dur: martin = "marten", martine= "martin")
    *"-tion" ekleri "siyon" diye okunur ama bunu yazmasaydim da icgudusel olarak oyle okurdun bence.. "-tiel, tielle" ekleri de "siyel" diye okunur.
    *sozcuk sonlarindaki harfler genellikle (%97) okunmaz. son harf a, u, i, y, o, é, r ("er" ile bitenler haric), l, m ve n ise okunur.
    *q'dan sonra hep u gelir ve oradaki u okunmaz nerde olursa olsun ("coq" ve "cinq" istisna) yani que ile biten sozcukler aslinda "k" ile biter. (fantastique = "fantastik")
    ama mesela que tek basinaysa "kö" diye okunur. bu da son harfin okunmamasi kuralinin istisnasi ama yuh neyi okuyacaksin onu da okumasan.. mantikli yani kiziyosunuz ediyosunuz da..

    neyse digerleri turkcedeki gibi (unutmadiysam)
    bu kadar yani, bunlari bilirsen sakir sakir okursun fransizca. istisnalar var tabii arada sacmalayabilirsin ama olsun o kadar, en azindan ozel isimleri dogru okumaya yardimci olur bu liste bence, ki onemli bir sey.. besançon, bretagne, peugeot (pejo diil "pöjo"), michelin, pain quotidien, printemps, sainte pulchérie, yves saint laurent, cointreau, l'occitane, maille falan filan..

    (pinocchio'ya eklemeleri icin tesekkurler)

  • sorun doktorun uygulamasında değil sağlık sistemindedir. mesai süresince 8:20'den 16:30'a kadar her 10 dakikada bir hasta veriliyor. tahlil istenen, film istenen, önceki gün veya günlerden sonuç getiren hastalar için herhangi bir süre ayrılmıyor. zaten 10 dakika bir hastanın hakkıyla değerlendirilmesi için yeterli değilken üstüne sonuç ve kontrol hastalarına da bu randevulu hastaların süresi içinde bakılmaya çalışılıyor. ek olarak her gün hastane çalışanlarından randevu alamayanlar ricacı oluyor. randevu almayı başaramamış engelli ya da çok yaşlı hastalar geliyor.
    bazen bir hasta dışarı çıktığında muayene bulguları, tetkiklerinin sisteme işlenmesi henüz bitmemiş oluyor dolayısıyla hasta çıkınca hemen bir sonraki hastayı çağrı butonuna basamıyorsun. sen çıkan hastanın işini bitirmeye çalışırken ya da başka poliklinikte muayene olmuş bir hastanın raporunu e-imza ile imzalamaya çalışırken birileri kapıyı açıp randevusuz bakılmak için ricada bulunuyor. her hastaya yukarda bahsettiğim şeyleri anlatmak da neredeyse muayene kadar sürdüğü için bir yerden sonra kısaca randevusuz bakamayacağınızı randevu alıp gelmelerini öneriyorsunuz.
    tabi hasta da kendi penceresinden bakınca “içerde kimse yok, boş boş oturuyor bize bakmıyor” diyor. hatta bazen “iki dakka baksanız ne olur “ diyorlar. iki dakikada ayak üstü bakılınca aslında çok şey oluyor. mesela basit bir bel ağrısı diye düşünüp yeterince zaman ayırıp muayene edemediğiniz hasta verdiğiniz ağrı kesici ile biraz rahatlayıp, bittikçe eczaneden tekrar tekrar alıp. sonrasında artık o ilaçlar etki etmediğinde geldiğinde yayılmış bir rahim kanseri olarak çıkabiliyor karşımıza. sonrasında “2 dakika baksanız ne olur” diyen hasta yakınları “anneme geç tanı koydukları için kanseri ilerledi , tedavi şansını yitirdi “ diye size dava açıyorlar, hasta da yeterli muayene edilmediği için tedavi şansını yitirmiş oluyor.

  • günümüz futbolunun geldiği nokta brezilya gibi kreatif adamların olduğu bir ülkeyi bile yemiş, bitirmiş. artık futbol üç günde bir maç yapan, tamamen fiziğe dayalı, bir nevi robotik futbolcular istiyor. ama biz eski futbol romantikleri ronaldo, rivaldo, ronaldinho, beckham, inzaghi, batistuta, bergkamp, klinsmann, figo, recoba, del piero, hagi, zidane hatta higuita gibi adamları izlemek istiyor. daha birşeyler anlatmak istiyor ama anlatamıyorum, yinede ne demek istediğimi anlayan birileri olduğunu düşünüyorum.

    edit: bu arada yanlış anlaşılma olmasın, biz futbol sevdalıları 0-0 bitmiş lecce - cagliari maçını bile banttan izleyebilir, ondan bile ara ara keyif alınabilecek kısımlar bulabiliriz. bu yazı sadece izleyenlerin gözlerindeki pası silen, atlet gibi sağa sola yardır yardır koşmaktan ziyade bir nevi sanat icra eden eski ikon futbolculara duyulan bir özlemdir.

    eskiden bırakın büyük ülkelerin büyük futbolcularını, romanya'nın, şili'nin, bulgaristan'ın, nijerya'nın bile sahaya çıktığı vakit tüm gözleri üzerlerinde toplayan, sahada şovunu yapıp, "ulan ne futbolcu be dediğimiz" ikonları, efsaneleri vardı.

  • ben şimdi şu alevilik kısmına takıldım açıkçası. olm siz operatörle görüşme yaparken, mevzuyu nasıl oluyor da aleviliğe getirebiliyorsunuz? hayır, biz mi yanlış yapıyoruz bir yerde amk?

    -bu arada aleviyim ben kıps;)

    bizim memleket hakikaten garip bir yer.

  • -anne koştu.. anne koştuu.. bakıyorum.. ercan çok hızlı !! ercan çok hızlı !!
    -ercan allah cezanı vermesin..
    -terliği anne kullanacak.. bakıyorumm... terlik geliyorrr.. terlik geliyor.. ercan kaçtıııı.. ercan kaçtıııı.. mükemmel bir atış aynı güzellikte bir kaçış.. ercan odasında adeta devleşiyor..
    -ercan boyun devrilsin emi.. akşama baban gelsin.. o zaman da böyle kaçabilecek misin bakalım
    -anne saha kenarına kadar geldi.. 1 numaralı anonsu işaret ediyor..