hesabın var mı? giriş yap

  • evde onu bekleyen veya birazdan eve gelecek olan bir gönüldaş yoksa eve ister 17:15'te gelinsin ister 19:00'da gelinsin ne fark eder.yaş biraz ilerleyince daha çok anlaşılıyor bu durum.gençlere sözüm yok işten erken gelsinler otursunlar dizilerini izlesinler ama bir yerden sonra insanın bilgisayar ekranına bakası gelmiyor.
    hayat çok garip.bayılırdım halbuki dizi izlemeye.

  • gol sonrasi sevinci cok itici. evet. deplasmanda rakibi susturuyor ve ronaldo'nun hareketini aynen kopyaliyor.
    gozlerimiz 4-5 gol gerideyken deplasmanda gol atip rakibe sus isareti yapan pembe yanakli kezban tuncay sanli'yi ariyor.

  • adamın biri bara girer ve barmene seslenip konuşmaya başlar..

    adam- sana bir teklifim var
    barmen- duyalım bakalım..
    a- senle 500$a bahse girerim barın arkasındaki ikinci raftaki boş bardağa buradan bir damla taşırmadan işeyebilirim..
    b-zuhaha tamam kabul..

    adam bardak dışındaki her yere işer.. özellikle barmenin üzerine ve sırıtarak işini bitirir ve barmene bakar..

    b- pekala üstüm başım rezil oldu ama şu 500$ papeli görelim..
    a- al! sırıtmaya devam ederek parayı bara koyar
    b- sen neye gülüyorsun lan denyo 500$ kaybettin!
    a- hayır! ben şu köşede bilardo oyanayan adamlarla 1000$ına bahse girdim, senin ve barının her tarafına işeyebileceğime ve senin bundan memnun bile olabileceğine!!!

    dipnot: bu fıkra desperado filminde de anlatılmaktadır ve çok çeşitli varyasyonları vardır!
    dipnotun dipnotu: bu fıkrayı tarantino hazretleri desperado filminde bizzat anlatmaktadır

  • kızılmaması gereken çiftler.

    genciz, otobüsün en arka sırasına oturan kişilerin karizmatik olduğunu düşündüğümüz ve her fırsatta bu sırayı arkadaşlarımızla beraber işgal ettiğimiz yıllar...daha ses tonumuzu da ayarlayamıyoruz. yaptığımız her espri yüksek ton ve pitch'ten çıkıyor. bazen grupta bir kaç kız oluyor, yüzyüze konuşacak kadar samimi olmadığımız için diğer bir sap arkadaşımıza esprilerimizi baya bi yüksek sesle yapıyoruz ki kız da duysun gülümsesin. hafif bi gülümsesin hemen yavşamaya başlayacağız.

    tabi bu yüksek sesle yaptığımız ve çok komik olduğunu düşündüğümüz esprilerin olgun kişiler tarafından beğenilme olasılığı çok düşük. hadi diyelim beğenilme ihtimali var, yine de adamın tek derdi o olmayabilir. kim bilir kafasında ne fırtınalar kopuyor, nasıl baş ağrısı çekiyor o sıralar. arkasına dönüp hafif bir kızgınlıkla uyarıyor bizi.
    eğer insanlara biraz saygılı bir grupsak sus pus devam ediyoruz yolculuğa, ya da sesimizi kısıyoruz. ama gücünü ergenliğinden alan bir arkadaşımız varsa yanımızda "sanane be, babanın otobüsü mü" diye çemkiriyor belki babası yaşındaki adama. ortam geriliyor.

    işte bazen gücümü ergenliğimden aldığım yıllar aklıma geliyor, bu çemkirmeyi de yaptığımı hatırlıyorum. şimdi utanıyorum. insanların tek derdinin gruptaki kızların dikkatini çekmek olmadığını, çok daha kritik meselelerin insanın kafasını meşgul ettiğini, yolculuğun bunları düşünmek için önemli bir fırsat olduğunu, o yaşlarda yaptığım esprilerin gerçekten de komik olmadığını anlıyorum.

    demem o ki, konuşmadan oturan bu çiftler de yaşayacaklarını yaşamışlar, eleklerini asmışlardır. nezih bi ortamda bir saat oturup beraber kafa dinlemek en önemli ihtiyaçlarından biri olabilir. zamanla onları anlayacak duruma da geliriz belki. yani belki diyorum bak, kesin bir şey demedim.

  • zengin piçi fantezisi. ulan ben ondan 1 tane alabilmek için, mermer yalıyordum. oyuncağıyla oynat bari di mi, piç seni.

  • bir gün apartmanın aşağıda arkadaşlarla oturmuş muhabbet ediyoruz. bir yaşlı amca geldi yanımıza dedi ki: neden bu kadar sigara içiyorsunuz! kaç saattir sizi izliyorum birini atıyorsunuz birini yakıyorsunuz! bir de böyle sert sert konuşuyor azarlar gibi bizi. şimdi belli babamızdan büyük yaşı ne diyelim. dedik amca içiyoruz işte. napalım. bırakın! dedi. ben bıraktım! 60 yıl içtim ben bunu! bırakalı 5 yıl oldu! yeniden doğmuş gibi oldum! insanın her şeyini etkiliyo! şimdi anlamıyosunuz gençsiniz bunu bile etkiliyo! (şeyini işaret etti) içmeyin şunu! dedi. dedik amca bırakamıyoruz. zamları bahane edip bıraksak yolda dolu paket bulsak yine başlarız. olmuyor napalım. anca bir hastalığımız falan çıkacak korkucaz öyle herhalde. sonra dedik amca sen 60 yıl içmişsin bunu, 5 yıl da olmuş bırakalı. kaç yaşındasın ki sen? dedi 70 yaşındayım! 5 yaşında başladım! koptuk biz... sallıyo sandık. 5 yaşında sigaraya mı başlanılır? dedi ki: ben 5 yaşındayken toprak yiyormuşum! köyden biri babama sigara içir buna bırakır toprak yemeyi demiş! hem toprak yedim hem sigara içtim!