hesabın var mı? giriş yap

  • şöyle bir aydınlanma yaşanıldığı andır bence.

    sözlerini de yazayım da tam olsun hatta.
    '' asuman: beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
    mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.
    asuman: şimdi n'oldu peki?
    mükremin:bilmiyorum asuman, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suda nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor..ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz..kuyunun duvarları ıslak..''

  • müslüm gürses'i nerede sevdim ben biliyor musunuz?

    bir gün ona şaka yapılmıştı. müslüm baba'nın orkestrasına darbukadan hiç anlamayan bir adam oturtmuşlardı (sözde asıl darbukacısının eşi doğum yapmış). neyse işte müslüm gürses hazırlandı, şarkı çalıyor falan..ama darbukacı tam anlamıyla içine ediyor şarkının..müslüm gürses baktı böyle 1-2 falan olmuyor..durdurdu..inanılmaz sakin bir şekilde problemin neden kaynaklandığını sordu darbukacıya... sonra tekrar denediler, tabii yine olmadı falan..müslüm gürses yine çok sakindi. hatta ona darbukayı öğretmeye çalıştı kendi yanına gidip, ne yapacağını anlatmaya çalıştı falan..“çok basit bak yapabilirsin” falan dedi, cesaretlendirmeye çalıştı adamı. ne bilsin adamın ona şaka yaptığını… sonra tekrar..sonra tekrar.. darbukacı her seferinde şarkıyı katlediyor... bu durum uzun bir süre devam etti fakat baba en ufak bir kelime etmedi, hiç de sinirlenmedi. hatta en sonunda şakayı planlayan program sunucusu ayaklandı ve yalandan baya kızdı darbukacıya "beyefendi yapamıyorsanız gidin" falan dedi, ortalığı biraz karıştırmak istedi. darbukacı da "tamam o zaman ben gidiyorum" falan dedi kalktı ama orada baba devreye tekrardan girip "darbukacı gidemeeeeeeeezzz" dedi, yine destek çıktı adama ve bu durumu orkestranın içinde eritebileceklerini falan söyledi.

    hani bu şakayı planlayanlara göre normalde müslüm baba'nın zıvanadan çıkması ve olayların komik bir hal alması planlanıyordu ama o kadar naif ve ince bir adam vardı ki karşılarında, umdukları gibi olmadı.

    ben işte ilk kez orada çok sevdim onu. inanın o şakayı bi bülent ersoy'a veya muazzez abacı'ya veya bi ibrahim tatlıses'e falan yapsaydınız, verecekleri tepki çok başka olurdu. elleri ayakları falan titrerdi. bağırır çağırırlardı adama..belki iki dakikada kovarlardı. tam da şakacıların arzuladığı şeyler gerçekleşirdi.

    düşünmeden hızla kalp kıran, empati yoksunu insanları sevmem ben. müslüm gürses öyle değildi ve yine her zamanki gibi iyiler önce gitti.

    bazen isyan ediyorum bu sıralamaya. ruhun şad olsun baba.

    not: bu arada ilgili şaka şuradan izlenebilir.

    edit: link yenilendi. uyarısı için @scarletletter'e teşekkürler.
    edit2: link bir daha yenilendi (niye sürekli kaldırıyorsunuz ulan müslüm gürses şakasını internetten). @rahatsizadam'a teşekkürler.

  • uzaylılarla dostluk kurmanın en güzel yolunun halay olduğunu gençliğe anlatan nadide kitap;

    görsel

    yalnız en alttaki promise ve visit'e takıldım, yüksek ihtimalle halaydan sonra şöyle bir diyalog yaşanmış da onu aktarmaya çalışıyorlar;

    -yeğenim bunu saymıyoruz, söz ver bir daha ziyaret edeceksiniz bizi ve köyümüzü.
    -ne demek hüseyin abi, ne demek.. yeminle her yaz tatili burdayız artık.. diley diley yamaney dililili (zılgıt)

  • akla hayale gelmeyen yöntemler kullanılarak ülkenin maddi manevi , gelmiş geçmiş tüm kazananımlarının yok edildiğini gördüğümüz ama sesimizi çıkaramadığımız berbat bir haberdir.
    edit : dün türkiye’nin en köklü tıp fakültelerinden birinden mezun olup uzmanlığını da bitirmiş birisinin yurt dışında denklik almasını whatsapp grubundan tebrik ettik, öncesinde oturup halimize üzülüp saydırdık , sonuç ne yıllarca burada eğitim almış kişi hiç bir ülkede kabul görmediği için onlarca sınava girip gitti. hiç bir ülkenin artık bizim hiç eğitimimize inanmamasına mı , bizim kendi ülkemize inancımız kalmamasına üzülelim , herşeye üzülüyoruz sadece üzülüyoruz.

  • rusya'dan yaşayan dolar bazlı maaş alan türk mühendislerin krallığını ilan etmesine sebep olmuş durum.

  • her yeni yıla girişte, nedense aklıma hep faruk nafiz çamlıbelin

    "içlenme,tabiattaki yekpare kederden
    yas tutma,dağılmış diye kuşlarla çiçekler;
    onlar dönecektir yine gittikleri yerden,
    onlarla giden günlerimiz dönmeyecekler..."

    mısraları gelir.