hesabın var mı? giriş yap

  • hukuki açıdan herhangi bir sorun teşkil etmeyen ve mal beyanı gerektirmeyen durum.

    kripto paralarla ilgili memurlar hakkında üç boyut yer alır.

    1- ceza hukuku;
    ceza hukuku yönünden bir fiilin suç sayılabilmesi için bu fiilin kanunda açık bir biçimde tanımlanması ve suç teşkil ettiğinin belirtilmesi gerekir.

    türk ceza kanunu’nda açık bir biçimde suç şeklinde tanımlanan fiiller arasında kripto para ticaretine yönelik herhangi bir ifade yer almadığından gerek memurlar ve gerekse diğer vatandaşlar açısından bitcoin ticareti gerçekleştirmek suç değildir.

    2- mal beyanı:
    normalde bir memurun veya ailesinin geliri maaşının 5 katına ulaşırsa bu memur 1 ay içerisinde mal beyanında bulunmak zorundadır. eğer mal bildiriminde bulunmazsa kademe ilerlemesi cezası alır. zaten bir sonraki ceza direkt ihraç.

    ancak; mal bildirimine ilişkin mevzuatta hangi değer artışlarının beyan edilmesi gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

    kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmasının hukuki dayanağı olan 3628 sayılı kanunun "bildirimlerin konusu" başlıklı 5. maddesi aşağıdaki şekildedir.

    "bildirimlerin konusu:

    madde 5 - bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece devlet memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder."

    yukarıdaki hüküm gereği, devlet memurları aylık net ödemelerinin 5 katından fazla olan paraları ve bu paranın kaynağını bildirmek zorundadır. ancak mevzuatımızda kripto paralarla ilgili bir düzenleme henüz yapılmadığından kripto paralar "para" vasfında değildir.

    hak kavramı hukuk sisteminin koruduğu menfaati ifade eder. hukuk sistemimizde tanımlanmayan kripto paralar "hak" değildir.

    kripto paralardan gelir elde edilmesi mümkündür. kripta para üreten ya da resmi para birimlerinden birini kullanarak satın alan bir kişi daha sonra aldığı kripto paranın resmi para birimleri karşısında değer kazanmasından sonra bu kez elindeki kripto parayı kullanarak resmi para birimi alırsa ortada bir değer artışı meydana gelecektir. bu değer artışı sonucu oluşan paranın kaynağını açıklama noktasında kamu görevlileri bir sorun yaşayabilir. bu nedenle zorunluluk olmasa da mal beyanında bulunmak memur açısından faydalı olabilir.

    sonuç olarak kripto paralarla ilgili mevzuatımızda henüz doğrudan bir düzenleme yapılmadığından, kamu görevlileri mal bildiriminde sahip oldukları kripto paralara yer vermek zorunda değildir. ancak mal bildiriminde kripto paraların bildirilmesine bir engel de yoktur. en azından kripto paraların üretilmesi, satın alınması ve resmi para birimlerine çevrilmesi sırasındaki gerek dijital ve gerekse de mümkün olan fiziki kayıtların muhafaza edilmesi kamu görevlilerinin lehine olacaktır.

    3- ticaret yasağı:
    memurların normalde ticaret yapması yasaktır. memurun ticaret yaptığı tespit edilirse kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilir.

    ancak; memurların tabi tutuldukları ticaret yasağı bakımından kripto para ticaretine yönelik hukukta açık bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kripto para alıp satma işlemi tıpkı döviz veya altın alıp satmak gibi düşünüldüğünden kripto para ticaretinin ticaret yasağı ya da yasaklı kazanç getiren hareket kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

    kaynak
    kaynak

  • öncelikle tdk, " orta çağ " şeklinde yazılması gerektiğini söylemiştir bu kelimenin. bu kurumdakiler acınası hâldedirler. dilerim bir an önce hepsi görevlerinden alınırlar.
    gelelim asıl konumuza,

    tatil dolayısıyla evdeyim ve kahvaltı yaparken müge anlı'ya bakındım. aman ya rabb'im!
    türkiye değil, 12. yüzyıl buhara'sı sanki.
    millet güpegündüz cinayet işlemiş ve hâlâ cinayeti işleyenlerin çoğu yakalanamamış.
    işte biraz geçmişe, hatta şöyle yaklaşık on asır geçmişe gidelim.

    ortaçağ dediğimiz dönem, çok mitolojik bir dönemdir. bu dönemle ilgili ne bulursanız okuyun derim.
    sanki mısır'daki, mezopotamya'daki, kuzey amerika'daki o medeniyetler hiç var olmamış gibi geçen karanlık bir dönem.
    bu dönemde devletlerin en iyi yaptıkları şeyler savaş ve ticarettir.
    hançer, kılıç ve ok ise en yaygın savaş ve cinayet aletleridir.
    kara ulaşımının atlar ve develerle sağlandığı bu dönemde can güvenliği konusu ise henüz tam olarak keşfedilmemiştir.
    sözüm ona bir haşhaşî, konya ovası'nda siz eşeğinizin üzerinde sakin sakin giderken bir anda önünüzü kesip hançeri boğazınıza dayayabilirdi.
    yahut londra'nın barnes köyüne gelen bir yabancı, kılıcıyla sizi lime lime doğrar ve köyden çekip giderdi.
    siz, robot resim çizdirebilmek için gönüllü olsanız da maalesef uzun bir süre bekleyip 1959 yılında, los angeled emniyetinden şerif peter pitchess'i bulmak zorundasınız.

    ortaçağ avrupa'sında faili meçhul cinayetlerde çoğu kez kedilerin katil sıfatıyla mahkemelerde yargılandıkları olurdu. " o bir kedi değil, bir cadıdır " cümlesi yeterliydi infaz için. böylece, esas katiller her daim hayatlarına özgürce devam edebilmişlerdir.
    yine bu dönemde avrupa'da kölesini öldüren kişiler cinayet ile yargılanmaz, kendi malına zarar vermiş sayılırdı.

    doğu'da ise ebu hanife'ye dayanan usûlle köle öldürmek kısas hakkı doğururdu ve kölesini öldüren kişi de öldürülürdü.
    tabii kölesini öldürdüğü kanıtlanır ise!

    ortaçağ türk devletlerinde ise islâmiyet öncesinde sadece örfî kanunlar yani töre hukuku geçerli idi.
    kısas yine bu dönemde de mevcut idi.
    öc alma hakkı da meşru idi ancak cinayeti işleyen kişinin bu cinayeti gerçekleştirdiği kesinlikle kanıtlanmak zorundaydı.

    türklerde, mete han döneminde başlayan bir uygulama da söz konusu idi. mete han, askerlerinden bazılarını günümüzde toplum polisi diyebileceğimiz şekilde görevlendirmişti. bu askerler bir nevi sivil polis gibi halkın içerisinde bulunmuşlar, gerek istihbarat gerekse olay önleme ve çözümleme aşamalarında yer almışlardır. nitekim buradan yola çıkarak türklerde faili meçhul cinayetlerin bu dönemde dahi araştırıldığını söyleyebiliriz. tabii göçebe kültürde yerleşik hayata göre çok daha zor olmuştur bu güvenliği sağlama çabaları.

    faili meçhul cinayet dediğimizde aklımıza ilk gelenlerden biri de ortaçağ'ın ünlü suikastçileri haşhaşîler ve liderleri hasan sabbah'tır.
    öyle ki bir dönem halk, sokağa çıkamaz hâle gelmiştir. haşhaşîler, bazen de güç gösterisi olarak öldürdükleri adamın başında bekleyip kaçmamışlardır. müthiş bir propaganda!

    tabii bu sebeple özellikle nizâmülmülk, müthiş bir istihbarat ağı kurmuş, bu istihbarat ağı gelişerek sadece haşhaşî tehlikesi ile değil, toplumdaki her türlü cinayet vs. gibi olaylarla da mücadele etmeye başlamıştır.

    çin ise belki de faili meçhul cinayetler konusunda dönemin en ileri gelen ülkesidir.
    dünyada adı sanı duyulmamış çeşitli zehirler, çok iyi yetiştirilmiş suikastçiler ve döneme nazaran güzel kadınları ile hem siyasî hem de sosyal hayatta birçok faili meçhul cinayetin müsebbibi olmuştur. öyle ki özellikle hunlar, ticaret yolları üzerindeki hemen hemen her kervana kimliğini gizleyen askerler yani bir nevi ajanlar yerleştirmek zorunda kalmışlardır.

    valar dohaeris ağalar.

  • evin oğlu sokaklarda gezerken gelen misafire hizmet etmek zorunda kalan kızdır. okuldan yorgun bir şekilde döndüğünde bile annesi kapıyı açar açmaz "hemen misafirlerin elini öp." diye uyarılan kızdır. kardeşi bilgisayarda takılırken, misafirlere çay ikram eden kızdır. annesinin sürekli kaş göz hareketlerine maruz kalan kızdır. misafir gelecek diye temizlik yapan, misafir gitti diye temizlik yapan, misafire yatak açan, misafirin yatağını toplayan kızdır. özetle; eve gelen misafirin oğlunu skine bile takmayan kızdır, işi başından aşkındır.

  • aynısını eski kız arkadaşımdan duymuştum . biz kızla ayrıldıktan 1 ay sonra evlenme teklif etti çocuk ve şu an evliler.

  • fonlandığı açık olmasına rağmen bunu dile getirmenin suç olduğu site. alanya'da türk bayrağı'nın afganlar tarafından indirilmesi haberinde tarafını açık bir biçimde belli etmiş, rezil olmuş, attığı twiti de silmiştir. evet foncudur. ne oldu zoruna gitti mi gerçekler?

    ilgili olayda; zaten afgan bayrağı plajda gönderdeydi, diğer birçok ülke bayrağı gibi afganistan bayrağı da hali hazırda orada vardı demiştir. milleti aptal yerine koymuştur. allah'tan insanlar zeki de hemen ilgili yerin görüntüsünü paylaşmış, orada bayrak olduğunu ancak bunların ülke bayrakları olmadığını, afganistan bayrağının da zaten bulunmadığını, iki piç kurusu tarafından sonradan göndere çekildiğini ispatlamıştır. ulan sene olmuş 2021. artık cehennemin dibindeki bir kasabanın bile kamera görüntüsü ya da resmi var. siz çok zekisiniz de milleti aptal yerine koyup; yeaa yok böyle bir şey deme cesaretini nereden alıyorsunuz?