hesabın var mı? giriş yap

  • donem donem hortlayan ve siddetli meydan muharebelerine taniklik eden bu baslikta 1.0 motor araba da gitsin kumda oynasinci tayfa gelmeden hemen yorumumuzu yapalim:

    - 1.0 motorlu arac performans acisindan hicbir eksiklik hissettirmez. farkli hacimlerde motora sahip bircok arac kullanmis bir kisi olarak atmosferik yuksek hacimli motora sahip bir arabadan ziyade 1.0 turbolu bir araba kullanmayi tercih ederim.

    - aracin ömrü diger araclar gibidir yok piston patladi, krank sardi, kol kirildi gibi olaylarin basiniza gelme ihtimali diger araclarla ayni seviyededir. bu araclar dizyan edilirken dayanim testleri yapilir ve belirli kalite standartlarini karsiladiktan sonra piyasaya surulur. aksi takdirde belirli kmyi gecmis tum araclarin hata vermesi gerekir ki boyle bir durum yok.

    - kullanici yorumu yapmak gerekirse de 1.0 golf ile kisa bir sure gecirdim ve bu sure zarfinda performans olarak memnun kaldim. top speed olarak 210 km/s gordum bunun disinda torku da normal kullanicilari tatmin eder. suan icin ise uzun bir suredir 1.2 nissan qashqai kullaniyorum. performans olarak tam tatmin etmese de suv kasasina gore oldukca yeterli bir performans sunuyor.

    - dusuk hacimli motor performans asigi suruculer icin degildir. ben sol seridi kimseye birakmayayim, bastim mi uzasin tarzi bir dusunce yapisi olanlar zaten bu basliga ugramasin. 1.0 motorlu araclar normal kullanimda performans olarak tatmin eder, vergi avantaji vardir, sakin kullanimda yakit tasarrufu sunar.

  • hamas denen terör örgütü, halkını acımasız israil ordusuna resmen sunmuştur, çocuk kadın kim varsa hepsinin hayatı israil ordusuna kaldı, bu düpedüz kendi halkına ihanet.

  • tarafini gezi parkinda insanlarla beraber canla basla calisirken ortaya koymustu.

    kimsenin samimiyet onayina ihtiyaci yok.

  • beyinsizsiniz arkadaş, hakikaten beyinsizsiniz.
    pamir'in 13 milyon nüfuslu istanbul'da kaybolduğu, babasının aktif twitter kullanıcısı olarak takipcisi çok olan bir dolu insana twit atarak durumdan haberdar ettiği, bunun için de hayvani nüfuslu istanbul'dan toplam 300 kişinin kalkıp aramalara katılması sonucu, tuhaf insanlarin konuyu köpürtmesi ve toplumsal bi mesele haline gelip fikir belirtmenin yeri haline gelmesinin göz ardı edilip, 300.000 nüfuslu bir ilde polise başvurularak 2 saat sonra biri tarafından kaçırıldığı öğrenilen 9 yaşındaki bir çocuğun haberinin gazete ve televizyona yansıdıktan sonra twitter'da da fotoğraflarının dolaşmasıyla karşılaştırabiliyorsunuz. evet arkadaşım çocuk kars'ta yaşıyor haliyle oranın efradı çocuğu arıyor, senin kalkıp üzerine konuşman da o çocuğun bulunmasına sebep olmuyor. çocuk kaybolduktan 2 saat sonra bir adamla uzaklaştığını gösteren kayıtlar zaten olayı bir adli mesele haline getirmiş ve inceleme başlatılmış. bunun üzerine kars sokaklarında el duyuruları dağıtılmış halk aramış, yani insanların tepkileri pamir olayından farklı değil. tek fark pamiri arayanlar istanbul'da, twitter mwitter kullandıkları için de sen olayı görüp abuk subuk ötebiliyorsun, ama 9 yaşındaki mert'i kars'taki insanlar twitter'dan değil sokakta aradığı için bundan yeni haberdar oluyorsun. ama yine de ben bu haberi twitter'ı açar açmaz görüyorum.
    ne pamir ne de mert sizin mide bulandırıcı mantığınıza meze yapılmamalı, geçtiğimiz günlerde berkin-burakcan ikiliği yaratanların yine bir ikilikten medet umması... ne diyeyim, cidden hastalıklı bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. bokunuzda boğulursunuz umarım.

  • başlık: bu marmaray antepten geçiyormu beyler

    1. öğrenci ne kadar, bilen söylesin.

    2. salak herif marmaray sadece istanbul arasında ulaşımı sağlıyor mal ne cahil adamlarsınız sizinle aynı havayı soluduguma utanıyorum aq

    3. @2 binali

    4. @2 kadir topbaş

    5. @2 japon mühendis

    6. @2 marmarayda tren

    7. @2 fay hattı

    @2 treni süren abdullah

  • konuşmadığım görüşmediğim ama öylesine facebookta duran arkadaşımın adıyla, fotoğraflarıyla aynı bir hesap daha açmışlar. tabi bu hesap beni ekleyince kabul ettim. heralde ailesi işi için yeni hesap açtı, başka bir iş için açtı vs. gibi olaylar geçti aklımdan. sahte hesap olabileceği hiç aklıma gelmemişti.

    gel zaman git zaman bu sahte kişilik yeni fotoğraflar paylaşıyor durumlar yazıyordu. (tabiki çalıntı fotoğraflar). fake olabilceğini kimse düşünmez.
    bir gün benden kredi kartı numaramı istedi acil olarak. ben de her ne kadar konuşmasam da ilkokul arkadaşım diye verdim gitti.(hala sahte hesap olduğunu bilmiyorum)

    öteki hesabı da online görünce kıllandım. ve arkadaşa sordum: sonuç dolandırılmışız amk bu kadar basit bir yöntemle.

    yapılan ödemelerin iptal edilebilenlerini iptal ettim
    neyseki gariban bir insan olduğum için ve verdiğim kredi kartının limiti düşük olduğu için toplamda sadece 11 tl dolandırıldık.
    fakirliğin gözü kör olsun lan. ağız tadıyla 1 kg altın bile kaybedemiyoruz.

    bu da böyle bir mallık anım.

    11 tl ye gülenler olmus işin acinasi tarafi 11 tlyi geri almak içinde uğraştım. ama kart numaramı kendim verdigim için ben sorumluymusum. geri alamadim

  • şu sıralar öğretim üyeliği yapan bir kişiye ait tez.

    ders anlatıyor, danışmalık yaptığı kişilerden etik çerçeveler dahilinde çalışma yapmalarını talep ediyor bu zat.

    ayrıca, eğer gerçekten bizim anlayamadığımız kadar sofistike bir çalışma değil de büyük bir koftilik söz konusu ise, bu doktora tezinin savunma jürisindeki beş öğretim üyesinin de bir an önce soruşturulması ve diğer jüri görevlerinin de araştırılması gerekmekte. çok büyük rezillik söz konusu.

    edit: tarihçi bir öğretim üyesi arkadaşımla konuştum, acaba kaçırdığım bir şey mi var falan diyerekten. özetleyerek aktarıyorum;

    "alışveriş listesi gibi...
    başlık yanlış, osmanlı'yı olmaz, osmanlı devleti olur...
    bu jüri bunu nasıl savundurur...
    tezi bırak, herhangi bir makalede bile hayatımda böyle bir akademik dil görmedim, her baktığım cümlede hata var...
    ingilizce yazılan bölümler sıkıntılı..."

    bakalım sonuç ne olacak, özellikle akademik camianın bu işin peşini bırakmaması gerek. doktora tezi bir akademisyenin namusudur. kariyerindeki en önemli adımlardan birisidir, umarım burası türkiye deyip geçilmez.

  • tepkiler gelince dil sürçmesi mi oldu bugün bu büyük yalan? siz var ya, neyse...her haltı yap, yine mağdur ol dünya bunlara güzel.

  • bir lider olmanın bütün vasıflarına sahip olan tc kurucusunun özelliklerinden biri.

    fransızca,harp okulunda öğrenmiştir.
    -almanca 1918 de avusturya'ya tedaviye gittiğinde öğrenmiştir.
    -japonca tomajiro yamada tarafında 1.dünya savaşının başlangıcına kadar öğrenmiştir. 1931 yılında türk-japon barış yemeğinde sensei olarak karşılamıştır.
    -arapça
    -farsça
    -latince

    diğer bildiği dillerdir.

  • bir çarşamba günü kursumdan çıkmış eve gidiyordum. akşam 11 civarıydı. eski evim ara sokaklardan birindeydi, ki oturduğum semt öğrenciler çoğunlukta olduğu için şehrin diğer semtlerine göre nispeten daha güvenli, düşünün.
    2 tane o. çocuğu peşime takıldı, arkadan güya kendi aralarında konuşuyorlar bana laf atarak. hızlı adımlarla yürümeye başladım, biri "oo hızlandı ha, hadi oğlum!" dedi. etrafıma bakıyorum açık dükkan yok. bizim evin orada bir bakkal vardı her zaman gece 1'e kadar açık olurdu, ona güvendim, daha da hızlandım. yemin ederim hayatımda en çok korktuğum anlardan biridir o. takip edilmek ve özellikle laf yiyerek takip edilmek, sokakta hiç insan yokken eve ulaşmaya çalışmak ve arkaya bile bakamamak, bunu ancak yaşayan bilebilir. tek suçum da eve gidiyor olmaktı!
    bizim sitenin önüne geldim, bakkala baktım açıktı. sitenin orada hep beslediğimiz simsiyah ve devasa bir köpek vardı, adı da osman'dı, bu arada kim koydu bu ismi hiç bilemiyorum. görünüşü çok ürkütücüdür ama çocuklar bile maskara etmişti köpeği, o kadar sakin bir köpekti. siteye girdim, o geldi yanıma, ayaklarıma falan dolandı sevmem için. bir iki kafasını sevdim, derdim eve girmek tabii gözüm görmüyor. o sırada arkadan "hişşt bayan!" diye seslendi adamlardan biri. bakmadım, bir daha seslendi. kafayı istemsiz olarak bir çevirdim ki, adam "sana dedik kızım" diye üstüme yürüyor. dönüp apartman kapısına koştum, o sırada osman manyak gibi havlamaya başladı. baktım site kapısının orada durmuş havlıyor, adam da ona hoşt falan diyordu. ben bu arada korkudan apartmanın içine çoktan girmiştim tabii. bir tane daha köpek geldi o sırada, köşede durdu. osman hırlaya hırlaya o site kapısının oraya kadar gelen adamın üstüne yürümeye başladı, adam arkadaşının yanına koştu ve sopa bul lan sopa diye bağırdı, sonrasında ben ne olduğunu anlamadım resmen, osman üstlerine koşmaya başlayınca adamlar kaçtı ve onlar gözden kaybolunca osman geri gelip site kapısının önüne yattı. diğer köpek de onun yanına.

    yemin ederim ki şu anlattıklarımın her kelimesi doğru. ve ben şimdi gece bir sokaktan geçerken, eğer o sokakta köpekler varsa daha güvende hissederek yürüyorum.

    ben sokaktaki o. çocuklarının toplanması önerisini sunuyorum dolayısıyla. çünkü beni ölesiye korkutan ve sokakta yürürken huzursuz olmama sebep olan onlar.