hesabın var mı? giriş yap

  • apple'in cok bir sey yapmadan deli gibi satacagi telefondur ancak bu apple musterilerinin hemen 11leri eskidi diye 12 almasindan kaynaklanmayacak. yarin buralar bu tarz entrylerle dolar muhtemelen ama apple veya herhangi baska bir markanin surekli en son flagship modelini takip eden musteri kitlesi genelin kucuk bir yuzdesini olusturuyor. cok sik dalga gecilen bir konu olsa da iphone kullanicilarinin dahi ortalama kullanim suresi 3 senenin uzerinde.

    yeni bir telefonun basarisini degerlendirirken yaptigimiz en buyuk hatalardan biri urunu bir onceki versiyonuyla karsilastirmamiz. inovasyon anlaminda degerlendirirken elbette bir oncekiyle karsilastiracaksiniz fakat pazarlama anlaminda olay farkli. 2019'da cikan iphone 11 kullanicilari bu telefonun en buyuk musterisi degil, hatta 2018 yilinda cikan iphone xr ve iphone xs kullaniciilari bile degil. bu telefonun en buyuk musterileri 2016 yilinda cikan iphone 7 ve 2017 yilinda cikan iphone 8 ve iphone x kullanicilari olacak (ve ozellikle gelir seviyesi daha dusuk ulkelerde daha oncesinden kalan 6 ve 6s kullanicilari). bu 3 model satis adedi olarak apple'in gelmis gecmis en basarili modelleri. iphone 7 su anda aktif olarak en fazla kullanilan iphone modeli ve kullanim omrunun sonuna geliyor. benzer sekilde 6(s) ve 8 de ulkesine gore 2. ve 3. siradalar. telefonunu 4 sene once almis bir iphone 7 kullanicisi icin iphone 12 ile kendi telefonu arasindaki fark o kadar buyuk olacak ki 11 ile 12 arasindaki farkin kucuk mu buyuk mu oldugunun herhangi bir onemi olmayacak, iphone'da kalmaya kararliysa iphone 12'sini alip mutlu mesut hayatina devam edecek.

  • şöyle kafa dengi 1-2 profesör, bir de merkezi yerde kelepir bir apartman bulursam (kapanmış dersane filan varsa en idealı o aslında) açmayı düşlediğim üniversite.

    ki insanlara "hangi üniversiteden mezunsun?" diye sorduklarında "oxford ve harvard üniversiteleri" diyebilsinler. göğüslerini gere gere.

    gerek eğitim kadrosu gerek yenilikçi yönetimi gerekse sosyal imkanları olarak devrim....yaratmayacak bir üniversite şimdi doğruya doğru.

    ama işte ücretsiz kablosuz internet olur. bir iki pinpon masası koyarız. sigara odası, kantini filan olur. yeter bence.

  • "komşusu açken tok yatan bizden değildir"den, "yeter ki belli bir zümre daha çok kazansın gerekirse sadakayla yaşatırız işçiyi, hem bonus sevapta alırız fena mı"ya doğru gelinen nokta.

    bunların aç bıraktıklarından en çok oyu alıyorlar olmaları da ayrı bir komedi.

  • random gulme efektine yeni bir anlam getirir.

    -ahahasdflkshfjksadfsadkfashjsfkdhjfsdkfsadhfsadkjfsfdklfjfkhsjalhjfa shfsadhfasaklhjdjfda;jfdsaklhsafjhwesdbjedg
    +neye guluyosun olm?
    -laptopun sarji azaldi ya

  • dostlar alışverişte görsün durumu. sanki bilmiyorlar durumun böyle olduğunu. neymiş zorla polis eşliğinde araca alınmayan yolcu bindirilicekmiş.

  • bunu başka bir yere yazmıştım, buraya da göndermek istedim.

    beyaz yakayı çok net bir şekilde ikiye ayırmak lazım. genelde operasyonel işlerde çalışan, işi özel bir kabiliyet gerektirmeyen, dolayısıyla da kolay replace edilebilecek insanlar birinci grupta. bu gruptaki birinin zaten ay sonunu getirmek dışında yapabileceği pek bir şey yok artık, hele ki günümüz türkiye şartlarında alım gücü bu kadar düşmüşken, yaşam bu orta sınıf için git gide daha çok güçleşiyor. özellikle de geçmişte alışkın olduğu lükslerinden de uzaklaşmak zorunda kalınca çok ciddi bir sıkışmışlık bunalımına giriyor insanlar haklı olarak. ınstagram etkisi, mal mal insanların acayip zengin olması, kadınların beklentilerinin yükselmesi etc bunlar hep psikolojisini bozuyor herkesin. bu noktada olan arkadaşlara ikinci gruba pivot etmelerini önermekten başka çaremiz yok, o da yaş, istek ve çalışkanlıkla alakalı bir şey.

    ikinci grupta nispeten daha niche alanlarda çalışan, globalde geçerliliği olan (globalde de para eden) spesifik kabiliyetlere sahip olan, yaptığı işin aynısını yurtdışındaki x bi ülkeye gidip de bugün yapabilecek, çalıştıkları şirketlerde ya profit-center'larının kalbinde, ya da cost-center olsa bile operasyonun kritik noktalarında çalışan insanlar var. bu arkadaşlar birinci grubun yaşadığı daralmadan etkilenmedikleri gibi, genelde döviz kazandıkları için mevcut pozisyonlarını daha da sağlamlaştırdılar, üstelik beyin göçü sebebiyle bu adamlar daha da kıymete bindi.

    aramızda da ikinci gruba ait insanlar var, benim de bir sürü tanıdığım arkadaşım var bu alanda. ikinci gruba aitsen zaten world is my playground modunda yaşamaya devam ediyorsun ve dünyanın her yerinde para edecek bir yetenek setine sahip olmuşsun demek. şu anda uluslararası bir şirkette 90 bin dolar nete imza atsan (ki senior bir çalışan için avrupa standartlarında aman aman bi para değil), aylık yaklaşık 45 bin lira yapıyor. aylık 45 bin lira demek, eğer çar çur etmez de düzgün yatırım yaparsan aşağı yukarı 2 senede bu ülkede kalan hayatını garanti altına aldın demek. bu tarz işler var, amma velakin atıyorum türkiye'de 3 kişilik bi kadro var o alanda çalışan. o 3 kişinin ya yurtdışına gitmesini, ya emekli olmasını, ya da ölmesini falan bekliyorsun. ama var.

    kariyer planlamasındaki en büyük problemimiz, insanların "iş alanı geniş" alanlara odaklanması. misal inşaat mühendisi olmak istiyor adam çünkü çok inşaat yapılıyor. genele gidiyoruz hep memur kafasıyla. kpss'de ne kadar çok alana başvurabilirsen o kadar iyi diye bakılıyor (ki yıl 2020 olacak, bir torpil olmadan kpss'ye bel bağlamaya ben inanılmaz bir pollyannacılık olarak bakıyorum) lakin dünya, genel işlerin ya otomatikleştirildiği ya da değersizleştiği, spesifik işlerin ise standarda göre çok daha fazla kazandırdığı bir noktaya geldi. herkes yapabiliyorsa zaten bir para etmiyor o iş, inşaat o yüzden patladı. o yüzden spesifikleşmek lazım. inşaat diyorsan atıyorum gökdelen inşası üzerine bir şey yap. yılda 1 gökdelen inşa edilsin ama o projede de seni çağırsınlar, gibi. (inşaat bilmediğim bir alan olduğu için saçma bir örnek vermiş olabilirim)

    buna örnek vermek gerekirse de: misal bir sürü sap danışmanı var piyasada, ama türkiye'de hiç "sap security professional" görmedim. linkedin'de aratınca dünya çapında sadece 116 kişi çıkıyor, muhtemelen kafayı ve parayı kırmış 116 tane manyak. her yıl yapılan yüzlerce milyon dolarlık sap işinin içerisinde, güvenlik için 3 milyon dolarlık iş dönse, sizce türkiye'de bir bu danışmanlara ne kadar para vermeleri gerekir? binlerce sap danışmanı içerisinde farklılaşmak için böyle bir argüman fena olmaz mıydı?

    https://www.linkedin.com/…results/people/?keywords="sap security professional"&origin=faceted_search

    https://training.sap.com/…tem-security-architect-g/