hesabın var mı? giriş yap

  • böyle şeyleri çok dert ediyorsa önce atalarının neden portekizce konuşmaya başladığını araştırması gerekmekte. sonra başkalarının meselesine karışsın.

  • gördüğüm en huzurlu şehirdi. 80 ildeki insanın dilinde olan diğer insanlara gösterilmesi gereken "saygı" kavramı hala yaşıyordu bu memlekette. biz turist rehberleri bir şehri beğendirmek için şöyle anlatırız; "buranın esnafı siftah yaptıktan sonra komşusu siftah yapmadıysa ikinci müşterisini komşusuna gönderir." 81 ili defalarca kez gezdim ben. hiç unutmam komşusu siftah yapsın diye beni dükkanından çıkaran hataylı amcayı. diğer şehirler için bu anlatı sadece hikayedir.

    kutlarım seni insanoğlu; huzurun son kalesini de ele geçirdin. kanlı ölümü hatay'a da getirdin! umarım kendini çabuk toplarsın güzel şehir... acını yüreğimde hissediyorum.

    10 yıl sonra bugünlerde yine ve hala acını yüreğimde hissediyorum.

  • akp'nin neden başta olduğunun açıklamasıdır. merak ettim başlığa girip bi baktım neler oluyo diye. ilk kez o kadar kösçülü bi arada gördüm hayret ediyorum.

  • "onbeş gün önce gol attığımda omuzlardaydım'' .

    o gün ise kayalar ve boya tenekeleriyle karşılaştım. en kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. evde ne pencere, ne kapı kalmıştı. kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar. istanbul'dan emniyet müdürü evime geldi. gece gördüğü manzara karşısında 'aman allahım' demişti.
    çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de söylemedim, bugün de söylemeyeceğim.
    (lefter küçükandonyadis)

    fenerbahçeli futbolculardan melih ılgaz, anlatıyor:

    "lefter için endişelendik ve büyükada'ya gittik. ibrahim kösem, niyazi tamakan ve şükrü ersoy birlikte lefter'i korumak için onun evinde kaldık." fenerbahçe'nin o zamanki kalecisi şükrü ersoy da şöyle anlatıyor: "lefter'i korumak için bir gece evinde kaldık, ertesi gün birlikte idmana gitti. birçok yabancı asıllı istanbul'u terketti ama, o gole devam etti."

    keşke istanbul'da yaşayan halk , katliama uğrayan bu insanlarımızı koruyabilseydi.

  • "iyilik yap denize at" demişler ama atamadım. dayanamayıp anlatacağım. kardeşim maltepe'de orhangazi ilköğretim okulu'nda sınava giriyor. saat 9:20'de okula geldik sohbet ediyoruz.
    "hayatın bu sınava bağlı değil, rahat ol" geyikleri dönerken anons yapıldı, öğrencilerin sınıflara girmesi gerektiği söylendi.
    öptüm, gaz verip yolladım. elimde kahve ile girişin karşısına oturdum, velileri bahçeden şutlayacakları saati bekliyorum.
    aksiyon burada başlıyor...

    feryat figan bir kız binadan fırladı 'anneeee' diyerek haykırmaya başladı. koşarken bir taraftan da 'orhangazi değil osmangazi' demez mi?
    saate baktım 09:44, kız okulun önünde hüngür hüngür ağlıyor, annesi de ağlamaya başlamaz mı?
    yemin ediyorum bana bir haller oldu. bir an her şeyi unuttum, bildiğin hayatımın amacıymış gibi yerimden fırladım.
    50 metre koşup kızın elinden giriş belgesini aldım, adresi haritada bulup beklemelerini söyledim.
    araba 300 metre mesafede, ben günde 2 paket sigara içiyorum ve hayatımın deparını atıyorum.

    arabanın ilk sahibi sakarya il emniyet müdürü, 2. sahibine satarken çakarları sökmüşler ama siren duruyor.
    dörtlüleri yaktım, sireni çalıştırdım saniyeler içinde okulun önündeyim.

    kız ve annesi arabaya atladı, 7 km yol ve 10 dakikadan biraz fazla zaman var.

    7 milyar insanın önünde konuşma yapsam dudağım titremez ama adrenalin varille salgılanıyor.

    ve evet, 09.58.
    okula bir girişim var, padişah saraya böyle girmemiştir.
    kız sarılıp öyle öptü ki, master card reklamı aklıma geldi.
    "paranın satın alamayacağı şeyler vardır, gerisi için onemliuyarilar"

    umarım başarırsın canım, iyi şanslar...

    edit: düzeltme

  • aslında buraya çok uzun bir entri yazmıştım ama en özet şekliyle türk kızının farkı şudur: naz yapar kezban olur, naz yapmaz adı malum sıfata çıkar. evlilik düşünür gene kezban olur evlilik düşünmez sadece yatılıp kalkılacak kadın olur. aşırı makyaj yapar doğal olmaz (ama erkekler nedense bayılır) makyaj yapmaz bu sefer de kimse beğenmez. net olur, iyi bir kadın olmaya çalışır kolay kadın olur (yabancı kadın yapsa çok net kadın abi ya olur) net olmasa bu sefer de ne isteğini bilmiyor olur. maddiyata önem vermez yalancı olur önem verir paragöz olur.

    kısaca her şekilde türk kadını ne yaparsa yapsın yaftalama altına alınacaktır. isterse en iyisi olsun isterse en kötüsü olsun karşılaşacağı muamele bellidir. yabancı kadınlar yapsa "abi kadın çok klas ya" denilecek şeyler türk kadını söz konusu olduğu zaman sonuna mutlaka bir "ama" ile başlayan cümle getirilmiş olacaktır.