hesabın var mı? giriş yap

  • geçtiğimiz yıl gerek ekşi sözlük yazarları, gerekse ekşi sözlük yönetimi çeşitli güzel eylemlere imza attı:

    - öncelikle yazarlar, ziyaretçiler ve sözlük yönetimi olarak van'a yardım ediyoruz kampanyası sayesinde küçük de olsa yüzlerce insanın hayatına bir katkıda bulunduk: (bkz: van'a yardim ediyoruz kampanyası/#27747710) dağıtım fotoğraflarına
    https://www.facebook.com/….426168.5862387854&type=3 linkinden ulaşabilirsiniz.

    ayrıca depremin hemen ardından akut'a yardım sözü vermiştik, bir araya gelip ihtiyaçların üzerinden geçtikten sonra bir beton kesme makinesi almaya karar verdik: (bkz: ekşi sözlük/#27674322)

    -ekşi sözlük cpu power team world community grid'e kayıtlı 28.904 takım arasında 2011 yılı sonu itibariyle üye sayısında dünyada 21. yapılan katkı açısıdan 72. oldu. takımın 1990 üyesi bugüne kadar toplam 582,845,176 puan üretti. bu puanlar kanser araştırmalarından, temiz su kaynakları yaratılmasına kadar bir çok farklı konuda katkı sağladı. takımla ilgili ayrıntılı bilgiye http://goo.gl/u5gzi linkinden ulaşabilirsiniz

    -sözlük olarak uluslararası engelsiz film festivaline sponsor olduk, bununla birlikte sözlük yazarları (bkz: ekşi sinema) bizlere harika bir film hediye etti (bkz: engellenmiştir/#23712343)

    -sözlük yazarları kan aranıyor duyuruları başlığında son bir sene içinde 740 tane kan aranıyor duyurusu yaptı.

    eğlenceli şeyler de yaptık,

    - 25 haziran'da ekşi fest'te bir araya gelip eğlendik, bu sene yine eğleneceğiz.

    - ekşi sözlük futbol takımı olarak bazen başarılı bazen başarısız ama hepsi keyifli maçlar çıkarttık: (bkz: ekşi sözlük futbol takımı/#27751951)

    - sözlük yazarlarının yazdığı ekşi kabare'de son viraja girildi oyunun provalarına başlandı.

    - akbank caz radyo projesinde sourberry altyapısı kullanıldı radyoda sourberry dj'leri dj'lik yaptı. bu açıdan bir reklam projesinde ilk defa sözlük yazarları da aktif olarak yer almış oldu.

    tüm bunların dışında, ekşi duyuru, limon, sourberry, ekşi sözlük birinci pazar ligi gibi oluşumlar üzerinden yazarlar bir araya geldi, birlikte vakit geçirdi, paylaşımda bulundu.

    bugün ayda yaklaşık 9 milyon kişinin ziyaret ettiği ekşi sözlük sadece barındırdığı içerikle değil gerçek hayatta dokunduğu hayatlarla da başka mecralardan ayrılır oldu. bu farklılığı sonsuza (ya da 21 aralık'a) kadar devam ettirmek dileğiyle!

  • kabus gibiydiler.

    meltem cumbul ne? oyuncu. meltem cumbul ne? sunucu. meltem cumbul ne? şarkıcı. meltem cumbul ne? kültür elçisi. meltem cumbul ne? bir on parmağında on marifet.
    ülke olarak kollektif basiretsizliğimizin ve yetenekli insan çıkarmadaki kuraklığımızın sembolüydü maşallah.

    güzel desen? tam değil. çok çirkin de diyemezsin.
    ne tam yetenekli, ne de tamamen yeteneksiz.
    ne sahnede harikalar yaratıyor, ne de tamamaen rezil oluyor.

    bir garip sıkışmışlık, tarifi zor bir anlamsızlık vardı kadında. "ülkecek modern oluyoruz abi, evropa standartlarında sanatçı çıkarıyoruz!" hezeyanlarının iç karartıcı bir yan-ürünüydü besbelli. allahtan geçti gitti bu yıllar da, rahata erdik...

    dikkat ederseniz meltem cumbul'un yerini kimse doldurmadı (dolduramadı demiyorum)
    bunun nedeni ise kuşkusuz, doldurulmasına ihtiyacımız olmayan bir boşlukta durmasıydı.

  • o yıllara geri gönderin lan beni. allah'ını seven o yıllara geri göndersin beni. o yılların new york'unda dedektif olarak işe başlamak, ofisimde filtre kahve içmek, suçlu kovalarken mola verip yol kenarında pudralı donut yemek, derin bi lanet olsun çekmek ve akşamları da smith'in barında iki duble bourbon viski içmek istiyorum amk.

  • sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..

    14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.

    neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.

    şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..

  • sonunda hakiki atalarımıza ait bir şeyler buluyoruz. sikmişim neo-ottomanları benim atalarım aha bunlar.

    ek. sakın bana o tarihlerde anadolu'ya daha gelmemiştik bıdı bıdısıyla gelmeyin.

  • türkiye'de 200 bin lira. e avrupa'da? max 40 bin euro. o da zaten onlara 40 bin tl gibi geliyor. fiat albea parası amk.