• şu başlıkta ısrarla yalanı kabul ettirmeye çalışanlar toplumsal barışın zedelenmesinde yaptıkları bütün mağdur edebiyatına rağmen sorumludurlar.

    türkiye gerçekleri arasında "türklerin okula kürtlerden nefreti öğrenerek" başladıkları yoktur. bakın, bu gerçeği doğrudan kabul edemeyip 6-7 eylül, devlet, toplum diyorsanız bile açıkça yalana bahane arıyorsunuz demektir.

    ülkenin toplum dinamikleri böyle nazi tipi suçlamaları yüklemeye çalışmadan bile sorunlu. bu yaptığınız sorun çözmez, sorunları büyütür. ama ırkçıysanız derdiniz sorun çözmek değildir, düşmanlıktır.
  • 1967 doğumlu, boğaziçi üniversitesi bilgisayar mühendisliği mezunu. isviçre ve brezilya'da fizik, atom fiziği branşında çalışmalar yaptıktan sonra türkiye'ye döndü ve kendini yazmaya verdi. ilk romanı 'kabuk adam' 1994'te yayınlandı.
    "bir itirafla başlayayım. bu, bir türlü yazılamayan bir yazıdır. aralarına günler girmiş cümlelerin ağırlığıyla ezik, bir türlü doldurulamayan kâğıt yığınlarına bakıyorum.
    ... gene 'light' yazamadım.
    ... belki de yazmaya değer tek şey, gerçekten yazılamayandır."
  • biri gider 80 yaşındaki hilmi yavuz'u gözaltına alır, diğeri gidip sağlık sorunları olan aslı erdoğan'ı hapse atar, avukatıyla bile görüşmesini yasaklar. ama neden? çünkü bu el kadar kadının düşünceleri beğenilmiyor. faşizm böyle bir şey değil mi?

    bir aslı erdoğan yalnızlığı var. solcular onu beğenmez, sağcılar hiç sevmez, bir zaman sevdikleri çirkin ithamlarda bulunur. bir de üstüne sağlık sorunları yaşıyor.

    öte yandan insanları uydurma belgelerle hapislerde çürüten, insanların intihar etmelerine neden olan, fetö/pdy üyesi olduğunu itiraf eden, sayfa sayfa röportaj veren bir savcı halen görevinde durabiliyor.

    adalet böyle bir şey mi?
  • aslı erdoğan'a saldıranlar, uzun uzun ve ısrarla yazmışlar, çok güzel. fikirlerini okudum, bir kısmına da hak veriyorum, çünkü ben de özgür gündem denen gazeteyi hiç beğenmiyorum.

    fakat şöyle bir şey var, bu gazetede göstermelik pozisyonlarda olmayıp fiilen çalışanlar, yani daha açık bir ifadeyle kimi hakim/savcı donuna girmiş sözlük yazarları tarafından suç unsuru var denilen başlıkları, haberleri yazan o insanlar serbest bırakıldı!

    bu haberlerde bir dahli olmayan (elbette vicdansızlara göre sadece o gazetede yazması bile hapiste çürümesi için bir neden olan) bir yazar ise içeride. çok tuhaf değil mi?

    biraz daha açık anlatayım, kahrolası teröre güzelleme yapan o insanlar, o iğrenç başlıkları atanlar, o aptalca, kin kusan haberleri yazanlar serbest bırakıldı. bakıma muhtaç, 45 kilo bir kadın ise 4 tane köşe yazısı bahane edilip terör örgütü üyesi olmaktan suçlandı ve hapiste çürüyor!

    ve sen, kara kalpli, kara vicdanlı sözlük yazarı arkadaşım, teröre karşı yazı yazmak, eylem yapmak yerine gelmiş, kalbini, ruhunu, öykü ve romanlarına açıkça ortaya koymuş bir yazara kin kusuyorsun. çünkü aslı erdoğan kim bilmiyorsun. çünkü onun yazdığı öyküleri ve romanları okumadın. okusaydın aklın başına gelir, nedamet getirir ve burada yazdığın deli saçması şeyleri gördüğünde utanırdın.

    çok güvendiğimiz yargı elbette kararını verecektir.

    fakat bence eğer adalet diye bir şey varsa aslı erdoğan dışarıda olmalıdır.

    düşünün ki yargı, fetö üyesi olduğunu itiraf eden ve yaptıklarından dolayı masum insanların intiharına ve hapiste çürümesine neden olan bir kişinin önce görevine devam etmesine izin verdi, sonra tepkiler üzerine sadece açığa alındı.

    adalet ne güzel bir şey değil mi?

    sahte belgelerle masum insanları hapse atanlar, memleketin çivisini çıkarmaya çalışanlar, kendi yargısını oluşturanlar, iç savaş çıkartmak isteyenlere destek olanlar, her şeyi itiraf ettiği halde serbest kalanlar varken, aslı erdoğan terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor.

    bu duruma itiraz etmeyen, terör örgütüne açıkça destek verdiğini itiraf eden kişilerin başlıklarına hiçbir şey, bir cümle bile yazmayıp burada ateşe körükle gitmeyi tercih ederek aslı erdoğan'a saldıran vicdansızlar da, ben de aynı yerde, ekşi sözlük'te yazıyoruz.

    ve bu platformda inceden inceye veya açıkça açığa terör propagandası yapanlar, ışid'i bile savunan gerizekalılar var. işte bu yüzden, biz sırf burada yazdığımız için yargılansak, birileri de bize "oh olsun" dese ne düşünürsünüz? aslı erdoğan'a saldırmayı bir gurur meselesi haline getirmiş bu vicdansız insanlar bir yerde k e n d i k e n d i l e r i n e "oh olsun, başına ne geliyorsa hak ettin" demiş olmaz mıydı?

    ("ama canım düşünce özgürlüğü var" deniyorsa, o zaman türk adaleti doğruyu yapmıştır, sadece düşüncesini ifade eden özgür gündem çalışanı 22 kişiyi serbest bırakmıştır.)

    sadede gelelim bu başlıkta bir okuru olarak, yazdıkları ve yaptıklarını değerlendirerek aslı erdoğan'ı savundum. oysa burada itiraz edilen haberleri başlıkları yazanlar serbest ama aslı erdoğan içeride!

    ve vicdansızlar o hiç sevmedikleri özgür gündem ile uğraşmıyor düşene bir tekme de kendileri atma ihtiyacı içinde kıvranıyorlar.

    sen, sözlükte aslı erdoğan'a saldıran yazar arkadaşım, düşünce özgürlüğü umurunda bile değil, bu anlaşılıyor ama düşünce özgürlüğü sayesinde aynı yerde yazdığımızın farkında bile değilsin. ve buradan, hasta, yardıma muhtaç ve masum birine bir tekme de ben atayım diyen vicdansız bir ruh hastası gibi görünüyorsun.
  • icten ama kapali, kirilgan, duyarli ve zeki, sicak ama mesafeli gozuken cok sevdigim yazar. hayatin riskli yanini seven, mukemmel bir kariyeri elinin tersiyle itip gercekten istedigini yapabilmis, yani yazabilmis kisi.

    kedileri sever, tekinsiz bir yerde oturur, tehlikelerini ragmen vazgecmez. deli gibi okur, yazarken kendini dis dunyadan soyutlayip kapatir. kitaplarinin kahramani kendisiymis gibi algilanir ama degildir. basarili bir kurgusu olmasina ragmen ani yazmanin da kolay olmadigini savunur. kitapları actes sud gibi buyuk bir yayinevi tarafindan fransa'da yayimlanmistir. yine de populer yazarlardaki gibi gurultu kopmamistir, zaten onun da populer olma meraki yoktur. oteki'lere, kaybolmuslara karsi ozel bir duyarliligi vardir.

    kitaplarinin okumak isteyen tarafindan bulunup okunmasi taraftaridir, reklamlar, bilboardlar vs ona gore degildir. tek hatasi hasan oztoprak gibi bir musveddeyle zamaninda birlikte olmasidir. afise edilebilecek son insandir. sohbetini ozledigim, saygi duydugum yegane yazardir.
  • ağırlaştırılmış muhabbet isteyeceğin insanlar için "ağırlaştırılmış müebbet" istiyorlar.

    (bkz: ülke değil tımarhane)

    ne yaptı acaba?

    ınsan öldürme? yok
    gasp? yok
    hırsızlık? yok
    tecavüz? yok
    taciz? yok
    vatanı satma? yok
    ınsanları bunları yapmaya teşvik? yok

    ne var?

    edebiyata verilmis ömür var, bir sürü ödül var, türk edebiyatını dünyada temsil etmek ve salt bu özelliğinden dolayı saygı görmek ve en iyi 50 edebiyatcı arasında gösterilmek var...ha bir de atılan iftira: "terör örgütü uyesi olmak.

    kanıt? özgür gündem gazetesi'nde....

    ne yazmış o gazetede? yukarıda saydıklarımdan birini mi övmüş? ne etmiş len? yazı yazmış! mecraa mı bıraktinız dürzüler!

    bir yazısında da "bunların katli vaciptir" yahut "bu tecavüz yerindedir" yahut "insanların mallarını çalmak suç olmaktan çıkarılmalıdır" filan mı demiş? ne demiş?

    yayın kurulu üyesi...

    geri zekalılığa bak hele. bir yazıda suç isleniyorsa alırsın yazarı ifadeye ve beraberinde yazı işleri müdürünü de. simdiye dek böyle işlemedi mi?

    necmiye hoca ve aslı erdoğan söz konusu olunca ne degişti?

    ıki entellektüel kadın üzerinden türkiye'de kadın/edebiyat, kadın/bilim... birlikteligi hedefe konmuş olabilir mi?
  • orhan pamuk'un nobel aldıktan sonra esad'a tehdit mektubu yollamasının ardından hala akıllanmamış tipler var ki, futbol başlığında yazarsınız diyerek " türklerin okulda kürtlerden nefreti öğrendikleri" iftirasını savunmak için cv atıyorlar.

    işe mi alacağız arkadaşım. kadın müfteri provokatör. bitti.
  • hakkında dile getirilen "türg düşmanı gâvurlar ona ödül verdiyine göre türg düşmanıdır" içerikli derinlikli ve aşırı felsefî görüşleri aklımız ve kültürümüz yetmediği için anlayamadığımız yazar.
  • tutuklanana dek varlığından haberim olmayan bir yazar.

    malum olaylardan sonra everest yayınları kendisinin kitaplarının baskılarını yeniledi. beşiktaş mephisto da sağ olsun, kitapları en görünür yere koymuş. kabuk adam'ı, kırmızı pelerinli kent'i ve diğerlerini gördüm, aldım, şimdilik sadece kabuk adam'ı okudum, o yalnızlaşan bilim kadınının öyküsü ise ucundan kıyısından kendiminkiyle örtüştüğü için çok, ama çok etkilendim.

    silinmek, tutsak edilmek istenen biriyken adeta bir merak unsuru geldi ben dahil pek çok kişide aslı erdoğan. yok olması istenen düşünceleri * bedeni tutsakken daha hızlı yayılmaya başladı. yok etmek isterken, belki de sonsuza dek yaşamasına zemin hazırladılar.
  • cv'si gerekçeli tutuklama kararı gibidir. bilindiği üzre bu ülkede iyi bir şeyler yapan hiç kimse cezasız kalmamıştır.
hesabın var mı? giriş yap