• askere gidecek olan yazarlardır. keza
    (bkz: tsk'dan reddedilemeyecek bir teklif almak)
  • pasifisti göte parmakla tespit eden ibneleri bize göstermiştir.
  • ödediği üç kuruş vergiyle insan hayatını aynı kefeye koyan gerizekalıları ortaya çıkaran durumdur aynı zamanda.
  • vergi vermekle askerlik arasindaki kavram farkini anlayamayan zekalari ortaya döken insanlar. adam ciddi ciddi yazmis bi de.
  • korktuğu için askere gitmek istemediğini açık açık söyleyemeyeceği iddia edilen yazarlardır. ancak, kazın ayağı öyle değil. korkuyorum amına koyayım, suç mu? canımı sokakta mı buldum ben? tabii ki onu kaybetmekten korkuyorum. ölmekten korkuyorum, başka bir insanı öldürmekten de korkuyorum lan, var mı ötesi?

    bak bak yavşağa bak, bir de diyor ki biz boşuna mı yaptık bilmem ne. kusura kalma hayatım, ama sen, friedrich dürrenmatt'ın büyük romulus'unda da dediği gibi, "bir devlet cinayet işlemeye başlayacağı zaman, kendine 'vatan' adını takar," cümlesinden ve bu cümlenin ifade ettiği anlamdan bihabersen; bu tür bir düşünceyi değil de ölmeyi ve öldürmeyi destekleyen iğrenç militarizm kavramını destekliyorsan; yaşamının en güzel dönemlerinde zorunlu bir şekilde ya angarya iş yapmayı ya da orada burada birilerine ateş etmeyi tercih etmişsen, bunu bana da dayatmaya hakkın yoktur.

    ben demiyorum ki, ben gitmeyeyim de isteyen gitsin. ben, kimse gitmesin diyorum. hiç kimse canını sokakta bulmadı, hiç kimse onu tehlikeye atmasın diyorum. einstein'ın dediği gibi, "insanların kendileri savaşa gitmeyi reddetmedikleri müddetçe, hiçbir şey savaşları bitiremez," diyorum ben. ben, zengin kodamanlar daha da zenginleşecek diye kendi hayatımı ve başkalarının hayatını tehlikeye atmayı reddediyorum.

    tüm bu sebeplerden, askere gitmeyi reddeden sözlük yazarları, özellikle bu konuda konuşulurken, haklarında bilip bilmeden atıp tutulmaması gereken yazarlardır.
  • askerlik yapmis sozluk yazarlarinin, bilimum ulusalcilarin, milliyetcilerin, fasistlerin vs. saldirisina ugramis ve ugrayacak onurlu sozluk yazarlaridir. artik bu zamanda trilyonlarlor tane askerin olsa hic bir sey ifade etmeyecegini algilamis, bunun icin teknolojik gelismeye katkida bulunulmasi gerekliligini gormus ve hayatlarinin en verimli donemlerinde bir sene boyunca alinip kendini begenmis, bir gun bir bok olsa ilk kendileri kacacak komutan bozuntulari tarafindan tassak oglani yapilmayi da reddeden yazarlardir. evet onurludurlar ve sizin gidipte ogrendiginizi dusundugunuz ve onur zannettiginiz, o ezildikten sonra en ufak sefkatte kendini iyi hissetme duygusunu hic bir zaman yasamayacaklardir cunku asla sizin gibi asagilanmayacaklardir.

    pesin budut: askerlikle alakam olmadigimi zannedenlere gelsin. 27 yasindayim. kara harp okulundan ayrilmayim. askerligimi yapmadim ve yapmayacagim.
  • ben de bunlardan birisiyim. sebebi pasifist, korkak, uyanık ya da hain olmam değil; belki biraz rasyonalist olmam. askerliği üniversite sebebiyle tecil ettirmeye gittiğimde komando olmak istediğimi belirtmiş biriyim, ateşli silahları çok severim, çok da sinirli birisiyim ve ayrıca bir savaş çıkması durumunda en ön saflardan savaşa gidebilecek kadar da sevdiklerime değer veren birisiyim*.

    bu komando olmak isteği bundan 5 6 yıl önceydi. hala daha askerlik yapmak istesem komando olmak isterim, bu ayrı bir konu. neden askerlik yapmak istemediğime gelince bunun bir çok sebebi var. bunlardan bir tanesi insanın vatanına milletine sevdiklerine hizmet etmesinin tek yolunun askerlik olduğunu düşünmemem. bir insan bilim adamıysa eğer pek tabi bilimle uğraşarak vatanına milletine hizmet edebilir, mühendisse eğer en basit örneği askeri teknolojiler üzerine çalışma yapabilir, doktorsa eğer savaş durumunda yaralıları tedavi eder, vs. vs. bir sürü yolu var vatana hizmet edebilmenin. dikkatinizi çektiyse vatana edilebilecek en büyük hizmet uzmanlaşılan alanda olabilir. şimdi kalkıp doktorun eline tüfek verip git hadi hain düşman al sana bombe de demenin alemi olmadığının umarım herkes farkındadır. bu doktoru mühendisi diğer insanlardan daha üstün görmek değildir, diğer insanları daha alçak görmek de değildir. hayatının 6 ayı da olsa 5 senesi de olsa 20 senesi de olsa kimse kimsenin daha verimli başka bir alanda kullanabileceği vaktini boşa harcamamalıdır. yüzdeyi tam hatırlayamasam da %11 civarında bir işsizlik vardı türkiyede. çalışabilir nüfusun %11i boşta gezerken, bu %11lik kesimin muhtemelen %50lik kısmı gönüllü askerlik yapmak isterken, zaten işi gücü olan birisini kolundan tutup zorla askere götürmek onun hayatının belirli bir süresini çalmak hem iş gücü israfı, hem de vakit hırsızlığı olur.

    nasıl bir çaycıya gel biz sana 6 ay gemi kullandıralım, kaptana da gel sen çok uzun süre kaptanlık yapacaksın gel biz sana çimleri sulatalım, pilota sen çok güzel uçak kullanıyorsun al bu denizaltıyı 1 yıl pilotluk yapma 1 yıl bedava bunu kullan demiyorsak, asıl mesleği askerlik olmayan birinin de eline tüfek verip git hadi teröristlerle savaş gel, sana bişey olursa ailene biz para veririz, hatta genel kurmay başkanına da lokum ikram ederiz dememeli kimse kimseye. sonuçta askerlik de bir meslektir, her meslek gibi eğitimini adam akıllı almış tecrubeli insanlar yapmalıdır.
  • milliyetçi politikalara, siyasi dalaverelere, militarist oyunlara alet olmak istemeyen aklı başında adamlar da bu kimseler arasındadır.
  • ölümden korkmayı korkaklık olarak nitelendirenler tarafından topa tutulmuş yazarlardır.

    şahsen yaşamın birincil amacının hayatta kalmak olduğunu düşündüğüm için bile bile ölüme gitmeyi götüm yemiyor; korkuyorum, haklısın, sana göre korkağım.

    he ayrıca, 10 km kaskla yürümüş de tuvalete bile uygun adım gitmişmiş. ben koyun gibi güdülmekten hoşlanıyorum, bu yaşıma kadar kimliğimi oturtamadığım için belirli bir zümreye ait olma düşüncesi beni orgazmlardan orgazmlara sürüklüyor demiyor da. attığı da 3 tane mermi o talim alanında.
  • varolan bir haklarına sahip çıkan yazarlardır. bu hak insan hakları evrensel beyannamesinde olduğu gibi, türkiye cumhuriyeti anayasası'nda da koruma altına alınmıştır. askere gitmeyi zorunlu kılan anayasa değil, anayasayla çelişen askeri ceza kanunu'dur. fakat kanunlar hiyerarşisinde, anayasa yasadan üstün olduğu için askeri ceza yasası aslında hukuksuz bir uygulamayı sürdürmektedir.

    şimdiye kadar türkiye'de, avrupa insan hakları mahkemesi'nin aldığı kararlarla vicdani ret hakkı tanınan kişiler var, ayrıca bildiğim kadarıyla türkiye bu konuyla ilgili ceza da aldı. fakat aihm'ye başvurmak için, kişinin ülkesindeki hukuki mücadelesinin bitmiş olması gerekiyor. türkiye şu anda, bu mücadeleyi bitirmemek, dolayısıyla vicdani retçilerin aihm'ye başvurmasını imkansız hale getirmek için, dava üstüne, dava açarak kişiyi bezdirme yöntemini uyguluyor.

    dolayısıyla kendilerine sabırlar diliyorum. vatan hizmetinin tek yolunun askerlik olarak görülmediği günlere hep beraber ulaşırız diye ümit ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap