• sözleri..

    üzüntüyle yanına oturduğumda
    pencerede,camdan bakarken
    kedi yavrusunu okşadı kucağında
    ve geçmişe dönüşürken seyrettik dünyayı,
    buydu usulca bana söylediği sözler
    ve faltaşı gibi, yeni açılmış gözlerle
    yüzlerimizi dayadık cama
    üzüntüyle yanına oturduğumda

    dedi ki "baba,ana,kızkardeş,erkek kardeş,
    amca,teyze,hala,yeğen
    asker,denizci,fizikçi,işçi
    aktör,bilimadamı,teknisyen,papaz
    dünya ve ay ve güneş ve yıldızlar
    hepsi orada, deviniyor sonsuza değin
    deviniyor ve şaşkınlık vererek"

    sonra gülümsedi ve bana döndü
    ve ona cevap vermemi bekledi
    saçları dökülüyordu omzunda aşağı
    üzüntüyle yanına oturduğumda

    üzüntüyle yanına oturduğumda
    kedi yavrusu nazikçe kucağıma
    ve tekrar dayadık cama
    birbirinden farklı yüzlerimizi
    "bu güzel olabilir" dedim
    "ama caddede düşene baksana
    komşularına karşı davranışlarını gör
    ayaklarının altındaki ezilişine
    dışadönük hareketler ulaşmıyor hiçbir yere
    herkes kendi acil ihtiyacının endişesinde
    çukurdan çıkmaya çalışan adama bak
    ve de gözleri görmeyene çarpıp tökezleyene"

    titreyen ellerimle döndüm ona doğru
    ve aldım saçlarını gözlerinden
    kedi sıçradı onun kucağına
    üzüntüyle yanına oturduğumda

    sonra perdeleri indirdi
    ve dediki "ne zaman öğreneceksin acaba
    orada camın ardında olan bitenin
    seninle ilgisi olmadığını?
    tanrı kalp vermiş sana
    kardeşlerinin kalbinin yuvası değilsin sen
    ve tanrı ne sende varolan iyilikle ilgileniyor
    ne de başkalarında bunun yokluğuyla
    ilgilenmiyor ayrıca senin pencerelerde oturup
    yarattığı dünyayı yargılamanla
    toplanırken üzüntüler çevrende
    çirkin,yararsız ve abartılı biçimde"

    ve böylece çevirdi başını öteye
    damlarken gözlerinden kocaman yaşlar
    silemedim yüzümdeki gülümsemeyi
    üzüntüyle yanına oturduğumda

    çeviren:hilmi tezgör
  • nick cave'in ölümsüzlüğünü ilan ettiği şarkısıdır.
  • dinlemekten imtina ettiğim şarkılardandır. zira insanın içini oyar, kanırtır. sadece bu şarkı, bu şiir için bile aşık olunabilir nick cave'e. özellikle şu kısmında yalnızlık ömür boyu dedirtir tekrar tekrar:

    " ve tanrı ne sende varolan iyilikle ilgileniyor
    ne de başkalarında bunun yokluğuyla
    ilgilenmiyor ayrıca senin pencerelerde oturup
    yarattığı dünyayı yargılamanla
    toplanırken üzüntüler çevrende
    çirkin,yararsız ve abartılı biçimde "

    (bkz: hayatımı siktin)
  • ruya gordurme yetenegi olan nick cave parcasi. bir minik hikaye. camin onune oturmus disariyi seyreden ( veya hayati baska bir mekandan bambaska bir pencerenin arkasindan izleyen ) bir cifti anlatiyor . sonunda da tanri nin verdiklerine dair bir yorum ile bitiyor ..

    " ve lucifer piyanosunu kullanmaya basladi, gorulmeyen muzisyenlerle beraber:
    as i sat sadly by her side
    at the window, through the glass ..."
  • ne zaman calsa nedense bir ayrılık gelir aklıma, as i sat sadly by her side, thinking we came along this road and no more shall we part when there is fifteen feet of pure white snow dedirten
  • hayatımı karartan şarkı. intikam almak için zil sesi yaptım. şimdi nick cave düşünsün.
  • bir kış günü, yağmur yağıyorken, perdeleri çekip cama yüzümü dayarım ve bu şarkıyı dinlerken kendimi yavaş yavaş öldürrüm mesela. hiç acımam. öyle bir şey.
  • nick cave'in no more shall we part albümünden bir parça. nick cave dinlememiş birine ilkin bu parçayla yaklaşmak gerekir, gerisi zaten gelir. sözleri şöyle de tercüme edilebilir:

    yanına üzgünce oturduğumda
    pencerede, camdan bakıyorken
    kucağındaki bir yavru kediyi okşadı
    ve biz dünyaya baktık o geçmişe dönerken
    yavaşça söylediği bu sözlerdi bana
    ve yepyeni genişçe açılmış gözlerle
    cama dayadık yüzlerimizi
    yanına üzgünce oturduğumda

    dedi, "baba, anne, kardeş,
    amca, dayı, hala, tezye, yeğen,
    asker, denizci, doktor, işçi,
    aktör, bilim adamı, usta, rahip
    dünya ve ay ve güneş ve yıldızlar
    gezegenler ve parlak kuyruklu yıldızlar
    hepsi orda işte ebediyen
    hoş ve şaşırtıcı biçimde orda"

    sonra gülümsedi ve döndü bana
    ve cevap vermemi bakledi
    omuzlarına dökülüyordu saçları
    yanına üzgünce oturduğumda

    yanına üzgünce oturduğumda
    yavru kediyi kibarca aktardı
    kucağıma ve tekrar dayadık
    ayrı yüzlerimizi cama
    "bu çok güzelolabilir" dedim
    "ama şu yolda düşene bak
    komşularının dikkatini çekmek için yaptıklarına,
    onların ayaklarının altında dolaşmasına.
    bütün bu gösteriş yaramıyor hiç bir işe
    hepsi kendi acil ihtiyaçlarında.
    bak çukurdan çıkan adama,
    diğerini gör, göremeyen adama çarpıp tökezleyeni."

    titreyen ellerle ona doğru döndüm
    ve ittim saçlarını gözlerinin önünden
    kedi geri atladı kucağına
    yanına üzgünce oturduğumda

    sonra perdeleri çekti
    ve dedi "ne zaman öğreneceksin
    camın ötesinde olup bitenlerin
    seninle hiç alakalı olmadığını?
    tanrı sana sadece bir kalp vermiş
    kardeşlerinin kalplerin için bir yuva değilsin

    ve tanrı ne sendeki iyilikseverliği
    başkalarında bunun eksik olmasından
    daha fazla umursuyor artık,
    ne de pencerelerde oturup
    onun yarattığı dünya hakkında yaptığın
    yargılamalarla seni.
    birikirken etrafında acılar
    çirkin, işe yaramaz ve aşırı fazlaca"

    başını çevirdiğinde
    dökülürken gözünden iri damlalar
    yüzümdeki gülümseyi silip atamadım
    yanına üzgünce oturduğumda
  • klibi de çok acıklı, sonunda adam karizmadan ölüyor.

    http://www.youtube.com/watch?v=aetyl_ckgyi
  • hakkındaki en iyi tanımı bir spotify kullanıcısının yapmış olduğu şarkı.

    "feeling sad in style".
hesabın var mı? giriş yap