• son yazısını copy-paste yapıp, altına yılmaz özdil imzasını basıp nete salmayı planladığım kişi.

    ondan sonra görelim yorumları... pabucumun aydınları.
  • 3-4 yıl önceydi, daha cumhuriyet mitingleri falan olmamış, 2007 seçimleri yapılmamıştı. üniversite rektörleri çokluk sezer'in seçtikleriydi. normalleştirilmemiştik henüz.

    meslek içi eğitim kapsamında polat gülkan şehirde bir seminer vermişti. 1996 tarihli deprem bölgeleri haritasından bahsetmişti. 1972 tarihli eskisinde eksiklikler olduğundan, bunların düzeltildiğinden, kendisinin de yenisinin hazırlanmasında görev aldığından bahsetmişti. seminer sonrasındaki yemekte birkaç dinci meslektaşın konuşmasına kulak misafiri oldum. artık anlatılanları nerelerinden anladılarsa eski haritayı da (ki ondaki hatalar da o zamanın bilgi birikimiyle normal sayılabilir) hocanın yaptığını zannedip "ya bak işlerini yapacaklarına türbanla uğraşıyorlar, böyle oluyor. haritayı yanlış hazırlamışlar" mealinde bir şeyler söylediler.

    ahmet altan'ın mantığı da budur. kendisi artık olmuştur, tam kıvama gelmiştir.
  • bugun (9.3.2010) da yayinlanan "imparatorluk ve insan" baslikli, genel olarak turkiyedeki demokrasi eksikligini farkli bir acidan goz onune serdigi yazisini bilgisayarinda bitirdikten sonra viskisinden bir yudum alarak, "gonder"e basmis taraftar.

    simdi eski bir yazisina goz atiyoruz. kendisi 31.1.2010 tarihli "oyle" adli yazisindan. taraftarimiz at binmeyi ozlemis. onu anlatiyor.

    "içine irısh cream ve viski karışımı doldurduğumuz mataralarımızı çıkarır, dizginleri gevşetip sadece at binerken içtiğimiz bu “savaş içkisinden” içerdik."

    sonra bugunku yazisina geri donuyoruz.
    "demokrasi, “çobanla profesörün oyunun eşit” olması değildir, demokrasi, çobanla siyasetçinin, paşanın, profesörün, şehirlinin “hayatının eşit” olmasıdır, aslında istemediğiniz bu, değil mi?"

    ben cobanlik yapmadim. bilmiyorum. ama cobana sorsan, "birader, sen hic at binerken, dizginleri gevsetip mataranda tasidigin irish cream - viski karisimi "savas ickisinden" ictin mi?" ne cevap alacagimi cok iyi biliyorum.

    not: birileri zeytinyaglik yapip "tamam iste, koylunun viski - irish cream icememesinin sebebidir demokrasi eksikligi" diyebilir. benim de ona cevabim "demokrasiyi bu sekilde savunan adam, halktan bu kadar kopuk yasiyorsa, ben bu adamin samimiyetinden suphe etmeyenin zekasindan suphe ederim."
  • tarihin belki de en ilginç fikirlerinin türetildiği 21 yy'a dair memleketimde, üstyapı fetişisti, liberal eğilimli ve bir noktadan sonra mecburen skolastik tıynetli, egemenin kuzuları tarafından sol fikriyat temelinde bir yazı kaleme aldığı yönünde övgülere mazhar olan organik aydın. dünyanın egemenlerinin estirdiği rüzgarlara kapılıp önünü ardını görmeyenler şakşak partilerine bekliyorlar bizleri de. ham ve örneği görülmemiş ve henüz tam olarak ifade edemedikleri farklılıkta bir demokrasi anlayışıyla insanların eşit bir yaşama kavuşacağını ve üstelik bunun daimi olarak süreceğini sanan bazen pek düşünmediğini ya da beyan ettiği üzere taraflı biçimde düşündüğünü düşünmeden edemediğim organik aydın. ben seni her şeye karşın, din temelli sömürünün aracı olan tv kanallarına ait dizilerdeki, o iyi niyetli, nur yüzlü, çember sakallı, muskalı amcalar gibi anlayışla karşılıyorum. ceza falan da görmüyorum seni bizler için... bizler dediğim de işçiler, emekçiler, dünyada ve ülkesinde barışı görmek isteyenler, güce tapmayanlar aksine güçlünün karşısında duranlar, demokrasiye ve özgürlüğe inananlar ve bunun mümkün olabilmesinin yegane yolunun yaşama araç olan imkanların mümkün olduğu kadar eşitliğinde olduğunu bilenler... ne tarihi ne tarihsel gelişmeyi anlamamışsın çünkü bugün yazdıkların her şeyden kopuk, uzayda yalnız başına anlamsızca savrulan bir nesne gibi yitik, anlam teşkil edecek tüm altyapıdan, bütün kökten, temelden uzak, boş... sana kızmıyorum ben asla, ya da senin gibilere, sadece kandırdıklarınız, zamanlarını harcadığınız, hayatlarını tükettiğiniz, emeklerini değersizleştirdiğiniz, güce tapınmayı ilke kabul ettirdiğiniz için halk ve tarih sizi silip atacak, bunu biliyorum... jean valjean gibi geçiyorum fotoğrafının karşına satırlarını okuduktan hemen sonra ve senin için yapılabilecek bir şey olmadığını hissederek bakıyorum yüzüne; organik aydın...
  • yazdığına göre depremde yıkılan evlerin sorumlusu hükümet dışında herhangi bir şey olabilir ve fakat hükümet değildir. süper.
  • gene kerpiç ev muhabbeti iyiymiş, insaflıymış yani. ben kendisinden "o fay hattını kıran tsk bunun hesabını halka verecek" gibisinden bir çıkış beklerdim doğrusu.. yazdığı yazının içeriğine göre o gece kaç kadeh yuvarladığını anlaşılabiliyor... bu kerpiç ev muhabbeti 2 kadeh fazla değil.. emre aköz gibi değil en azından. o her gün dibini görüyor şişenin ehah
  • unlu turk komedyen? yok olmadi.

    turkiyede yasayan unlu komedyen? ay yine olmadi.

    turkiye cumhuriyeti vatandasi unlu komedyen? cik bu da yaramaz.

    turkce bilen unlu komedyen. hah tamam budur.
  • sözlükteki bir çok yazarın, düşünmek için kullandıkları organı görmek için de kullandıklarını anlamamı sağlamış gazeteci.

    (bkz: taraf)
  • hasmetlu' tarafindan uclari cingirakli joker şapkasiyla taltif edilerek odullendirilmesi gereken.
  • --- spoiler ---

    "demokrasi, “çobanla profesörün oyunun eşit” olması değildir, demokrasi, çobanla siyasetçinin, paşanın, profesörün, şehirlinin “hayatının eşit” olmasıdır, aslında istemediğiniz bu, değil mi? "

    --- spoiler ---

    "insanların hayatlarının eşit olması dersini alacağım son kişi bir liberaldir" diye düşünenler, tamam adam öldü vurmayın.
hesabın var mı? giriş yap