• başkaları, yabancılar, eller manasında bir söz yavuz sultan selimin güzel şiiri. yukarıdan aşağıya ve soldan sağa okunduğunda aynıdır.

    sanma şahım, herkesi sen sadıkâne yâr olur.
    herkesi sen dostun sandın, belki ol ağyâr olur.
    sadıkâne, belki ol cihâna serdâr olur.
    yâr olur, ağyâr olur, serdâr olur, didâr* olur.
  • bimar iken can nefestir,
    esrik giden kuşlar bana.
    ikindiyin gölgelikte,
    güneş bile ağyar bana.

    ikindiyin gölgelikte,
    güneş arayan bu gafil,
    ko ağyarı kendini bil,
    inci-mercan uyar bana.

    benden ala ağyar olmaz,
    dilim sarsak ayar olmaz,
    bir cacığa hıyar olmaz,
    şebekler muz soyar bana.
  • sevdiğinin sevdiği manasına gelir.
  • en güzel kullanımına şu şarkıda rastlamıştım:

    söyleyemem derdimi kimseye
    derman olmasın diye.
    inleyen şu kalbimin sesini
    ağyar duymasın diye.

    (bkz: söyleyemem derdimi)
    (bkz: şevval sam) (bkz: sek)
  • bir selanik türküsünde yer alır;

    çalın davulları çaydan aşağıya
    mezarımı kazın bre dostlar belden aşağıya
    suyumu kaynatın kazan doluncaya...

    aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver.
    al başımdan bu sevdayı, götür ağyara ver.

    selanik içinde sala okunur,
    salanın sedası cana dokunur.
    gelin olan kıza kına yakılır.

    aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver.
    al başımdan bu sevdayı, götür ağyara ver.

    selanik selanik... ıssız kalasın,
    taşına toprağına bre dostlar, diken dolası
    sen de benim gibi yarsız kalasın.

    aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver.
    al başımdan bu sevdayı, götür ağyara ver.
  • yaren olmayan, başkası, yabancı demektir.

    divan edebiyatında seven-sevilen-ağyar üçgenine sıklıkla rastlanılır. sevilen, ağyara yani bir yabancıya meyil eder, seven (şair) de buna isyan eder. ağyar, sevenin sevdiğine ulaşması yolunda bir engeldir. bu sebeple de çoğunlukla kıskanılan bir rakiptir.

    örnek vermek gerekirse, mihri hatun bu duruma en çok isyan eder şairlerden biridir:

    ben ayagunı öpmege canlar kılam isar
    raygan viresin buse sen agyara nedendür
    (ben ayağını öpmeye canlar bağışlarken sen ağyara neden bedavadan öpücükler verirsin)
    ---
    mihri çeke cevrüni vü lutfun göre agyar
    devlet ana zillet bu cefa-kara nedendür
    (mihri eziyetini çekerken lütfun hep ağyaradır. ağyara mutluluk varken bu cefa çekene eziyet nedendir)
    ---
    şirin lebin agyara sunar mihri'ye sunmaz
    tûti baka karga yiye şekker ne kolaysuz
    (tatlı dudağını ağyara sunar mihri'ye sunmaz. papağanın bakıp, karganın şekeri yemesi ne zor)
  • bir güzel kullanımı da şu şarkıdadır:

    "gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma
    inlet beni öldür beni ağyare bırakma
    karşında esirim bana düşman gibi bakma"
  • arapça, gayr kelimesinin çoğulu olup, lügatta yabancı, el, başkası gibi manaları ihtiva eder.
    tasavvufta hakikate yabancı olanlar, vâkıf olmayanlar makamında kullanılır.

    "içi umman-ı vahdettir yüzü sahra-yı kesrettir
    yüzün gören görür ağyar içinde yar olur peyda."
  • rakip manasına da gelir.

    her kim bana agyar ise
    hak tanrı yar olsun ona
    her nereye varır ise,
    bağ ü bahar olsun ona

    yunus emre
  • bir mevlevî’ye, neden külahınız bu kadar uzun diye sormuşlar,
    “şişenin boyuncadır erenler, ağyar gelirken üstüne örter sırlarız”
    demiş.
hesabın var mı? giriş yap