• 1952 doğumlu amerikalı yönetmen. aklımı alan birçok filmi vardır. bazıları; driller killer (1979), ms. 45 (1981), king of new york (1990), bad lieutenant (1992), the addiction (1995), the funeral (1996), the blackout (1997), new rose hotel (1998), r-xmas (2000).
  • '97 yapımı blackout değeri bilinmemiş ferrara başyapıtlarındandır.
    filmde zamanında sünger kıvamında alkol çekmiş olan bir karakterin bu haliyle işleyip işlemediğini hatırlayamadığı bir cinayeti araştırması anlatılır.hiçbir şey kronolojik olarak anlatılmaz,karakterin ruh halini vermek için.karakteri gibi sarhoş bir filme benzer ve memento'yu çağrıştırır bana nedense...
  • kendisi gunde iki saatlik uykuyla film ustune film ceken bi kokainman ve alkolikmis.
  • rahatsızlığın manifestosu adam. istanbul'u sevdirebiliyor çünkü istanbul'un meskun semtinin yorgun bir tuvaletinde bir adam çıkıp, "adamım espressomu tutabilir misin?" diyebiliyor ve bu adam da "mr. king of new york" abel ferrara olabiliyor...
  • bu hafta sonu bad lieutenant ve king of new york filmlerini seyrederek kendisiyle tanıştığım yönetmen.
  • cannes'da gösterimi yasaklanmış welcome to new york filmi ile tanıştığım yönetmen. niye bugüne kadar keşfetmediysem. takipteyim.
  • ilk uzun metrajı 9 lives of a wet pussy (1976) adındaki porno filmdir.
  • ilk olarak ken wahl, nancy allen ve bir sürü arabanın başrolünde oynadığı 1986 yapımı gladiator adlı filmiyle tanıdım bu adamı. filmde kardeşi bir manyak tarafından öldürülen kahramanımızın kendine süper bi araba yapıp tehlikeli araba kullananları kendi usulleriyle cezalandırmasını zevkle izlemiştim. daha sonra driller killer, ms.45, ve body snatchers filminin yeni çevrimini bu adamın olduğunu bilmeden izleyip beğenmiştim. filmler ve yönetmen arasındaki bağlantıyı kurmamı bad lieutenant filmi sağladı. hakkında küçük bir araştırma yapınca video döneminde aklımda yer etmiş birçok filmin abel ferrara imzasını taşıdığını gördüm. derhal tüm filmlerini izleyelim diye bir amaç belirlesem de nine lives of a wet pussy ismi buna engel oldu. driller killer'dan öncesi pornoymuş. hiç bulaşmayalım

    gençliğinde edindiği high 8 kamerayla yönetmenliğe soyunan ferrara birçok ünlü isimle çalışma fırsatı bulmuşsa da tercihini daima bağımsız ve sudan ucuz prodiksiyonlardan yana kullanır. filmlerinde şiddet daima ön plandadır. zaman zaman "allah allah acaba kontesi kim düdükledi" tarzında içinde standart b movielerden beklenen herşeyi barındıran erotik gerilim-aksiyon filmleri yapsa da suç kavramını işleyişi onu diğer yönetmenlerden ayırır. suça özendirircesine film çekmesini bronxlu olmasına bağlayabileceğimiz yönetmenimiz zaman zaman hikayeyi geri plana atıp sadece karakteri anlatmasıyla da tanınır. bana kalırsa new york'u martin scorsese'den daha iyi tanıyan ve anlatan ferrara daha 50sindedir. ilerde daha da iyi işler yapacağına inanmakta, kendisine daha iyisini boşver böyle devam et demekteyim.
  • (bkz: ms 45)
  • (bkz: abbé faria)
hesabın var mı? giriş yap