• ah be; annelerin başına gelebilecek en büyük işkencelerden biriydi bu da... hele ki ew kalabalıksa ve yorgan sayısı çoksa...

    mitil de denen, çıplak yorgan yere yatırılır, bi altlık bi üstlük uygun görülür ve daha sonra bunlar büyük iğnelerle dört bir yanından dikilir... o arada ewin sıpaları rahat durmaz, sağa sola koşuşturur, hem yorganın durumunu bozarlar hem de anneyi "iğne batacak oğlum ayağınıza" stresine gark ederler. çok yorucu bi iştir ama sürekli ayakta olan anneye belki de "dinlence" gibi gelir, kötüdür abi...

    neyse ki nevresim denen alet icat olmuştur derim o zamanları düşününce...
  • nevresim gibi basit bir şeyin bile ne kadar yeni bir icat olduğunu yüzümüze vuran olay.
  • yorgani kaplayacak ortu yere serildikten sonra uzerine yorgan serilir. zaten yorgandan genis olan bu nesne her kenardan yaklasik 4 parmak genisliginde yorganin uzerine katlandiktan sonra yorgan ignesi ve yorgan ipligi ile dikilir. bu islemin en zevkli tarafi, biz cocuklara takla atmak icin super bir alan yaratmasiydi. en azindan belli bir yaşa kadar.
  • (bkz: hallac)
  • yorgan ipliginden nevresime gecene kadar bir de dugmeli versiyon yasamistir yorgan kaplama isi. kenarlarinda ilik olan carsaflar, uzerine dugme dikili olan yorgana iliklenirdi bu yontemde. yorgani nevresimin icine yerlestirmekten cok daha kolay bir yontemdir aslinda bu. keske hala uretilse de ilikli carsaflar, ozenle dikilmis yorganlarin da bir anlami olsa, nevresimin icinde kaybolup gitmese o guzel renkler ve dikisler.
  • önce yorganın serilebileceği kadar geniş bir yer açmak gerekliydi bu iş için. ortadaki sehpalar kenara çekilir, kanepeler duvara iyice yaslanır. yorganı kaplayacak kişi nazınızın geçebileceği biri -anne tercih sebebidir- siz de yorganın üzerinde taklalar atabilecek yaşı geçmemişseniz eğer -takla atınca baş ve ayak hala yorganın üzerinde olabilmeli- günün eğlencesi olabilecek bir etkinliktir. yorgana kaplanacak beyaz çarşaf deterjan ve temizlik kokuyordur hala. anne elinde kocaman yorgan iğnesi ve ipliğiyle yorganın çevresinde dört dönüyordur. ortada takla atacak üstelik yumuşak bir alan mevcuttur. bundan büyük mutluluk olur mu? üstelik yorgan kaplama dediğin öyle tek yorganla bitmez. biri kalkar diğeri yayılır yere. her yorgan büyük bir merakla beklenir. üstelik yorgan deyip geçmemek lazım. her yorganın bir ismi vardır. menemenli (menemen değil evet: menemenli) olan benim favorimdi mesela. bir de kocaman kırmızı güllü, yemyeşil yapraklı olanı vardı ama onda takla atmak pek zevkli değildi. saten yüzlü yorganlar takla atmak için değil ama kaymak için muhteşemdi.
    sonra nevresimler çıktı. belki anneler rahat etti ama hiçbir nevresim menemenli olamadı işte.
  • annemden öğrendiğim en günümüz için gereksiz, ama benim için en elzem el zanaatı. eskinin yorgan kaplamalarını kullanmıyor olabilirim ama nevresim içinde dört dönen yorgan kadar da beni ifrit eden bir şey yok şu ev eşyaları arasında. o yüzden her nevresim değişiminde o yorganlar yere serilir, yorgan köşeleri ile nevresim köşeleri birbirine denk getirilir ve dört kenarı da büyük yorgan iğnesinden geçen kalın yorgan ipiyle dikilmek suretiyle sabitlenir, yatağa ancak o şekilde örtülür. ondan sonra uyurken, gönül rahatlığıyla hem de, istediğim kadar tepinebilirim işte.
hesabın var mı? giriş yap