• yemek tariflerinde filan sıkça geçen söz öbeği.
    "...yumurtaları ve şekeri ekledikten sonra yeteri kadar da un ekliyoruz..."
    (bkz: aldığı kadar)*
  • ben 3 gündür anladım ki yeteri kadar diye bir sey yokmus.

    yeteri kadar sevmek
    yeteri kadar gormek
    yeteri kadar bilmek
    yeteri kadar un
    yeteri kadar uyumak
    yeteri kadar sarilmak
    yeteri kadar opmek
    yeteri kadar ozlemek
    yeteri kadar yaşamak
    ...
    bu ve benzerlerinin hic biri yeteri kadar olmuyormus olamiyormus.
    ınsan doymuyormus doyamiyormus.
  • yemek tariflerindeki en aptal söz. ulan nasıl yapılacağını bilmiyoruz, yeteri kadarını nasıl bilelim? adam tarif vermiş.

    tarif: zencefil bal ve limon karışımı şurup

    gerekli malzemeler:

    *1 adet orta boy kavanoz
    *kavanozun yarısını dolduracak kadar taze zencefil
    *1 limon (dilimlenmiş)
    *yeteri kadar bal

    şimdi nedir bu yeteri kadar bal? kavanozun ağzına kadar mı doldurucaz? iki parmak mı? beş kaşık mı? ne amk ne?

    özetle kaldırılsın bu "yeteri kadar" lafı tariflerden.
  • (bkz: elvermek)
  • ne karşılayamayacak kadar az, ne de olması gerekenden fazla. benim neslime göre-y kuşağı- idare edecek kadar. ortadan ziyade aza yakın. en iyi ihtimal ortalama.

    küçük kızım da diyor ki, “anne beni yeteri kadar sallar mısın”, “tamam anneciğim diyorum bu kadar yeterli bence”. yok yetmezmiş. aya kadarmış yani, uzaya ve bulutlara kadar.

    kelimeyi kullanan kuşağın ölçütlerine göre değişiyor sübjektif kavramlar, alfa kuşağından aldığım izlenime dayanarak diyorum ki, bu tanımlar hep güncellenecek. yaşarsa umarım bu sözlük, başlıkların ilk ve son entryleri arasında dağlar olacak. bildiğim bütün tanımlar her gün güncelleniyor, oradan biliyorum.
hesabın var mı? giriş yap