• josh holloway'in endonezya asilli esi..
  • son derece akıllı ve hızlı bir kadın. josh ile beraberlikleri şu şekilde başlamış; josh'un omzuna vurmuş ve telefon numarasını vererek aramasını soylemiş ve martinisini alarak uzaklaşmış. 2. buluşmaları bu şekilde gerçekleşmiş ve josh'un soylemisine göre ona başka şans bırakmamış. artık çocuğu nasıl yakaladıysa 9 senedir birliktelermiş.
    (bkz: josh holloway in beyaz show a katilmasi/@prancaise)
  • özellikle türkiye'deki pek çok kadının ezberini bozmuştur. burada zannediliyor ki "gencim, güzelim, bu bana yeter" elimi sallasam ellisi yaklaşımındaki eli tokat gibi bizim kızların suratına patlatmış bir hanım. aynaya bakıp bir şekilde kendisine sunulan müthiş yüz güzelliğinin, vücut ölçülerinin üstüne daha fazla bir şey koymanın gereksiz olduğuna inanan kızlar için matriks'te kayma yaratan bir abla. bir türlü algılayamıyorlar. "ulan adam bu kadar yakışıklı, peşinde açmış bekleyen binlerce hatun var, nasıl oluyor da oluyor bu kadınla evleniyor" kafaları basmıyor. neden? içi boş çünkü. biraz doldurmuş olsalar; aşkın göğüslerden daha büyük ve çok daha az rastlanır bir şey olduğunu anlayabilirlerdi.
  • tv izlemeyi bir on yıl kadar önce bıraktığım için yengeyi de, enişteyi de tanımam etmem. ama fekat şu "çirkin" lafını duyunca, abla hakkında yapacağım tanım şudur ki; kendisi josh biraderi takdir etme sebebibimizdir.

    affınıza sığınarak; kadınlarda bal dudaklar, daş memeler, sütun bacaklar, fındık kadar dam, iki elle tutulacak kadar bel isteyen erkek kardeşlerimiz; mükemmel (yakışıklı, zeki, sempatik, hoşşş) erkeği tavlamak için zekadan bahsederler ya, bu ablada onun için koptum ben. zekasıyla avlamış'mış, gencim, güzelim, elimi sallasam dememiş'miş. hah hayt.

    feminist bacılarımız da oradan fırlayacaklar ama, kazın ayağı öyle değil be küççük ve sevimli erkek. hovardalığın süresince koluna taktığında, milletin dibini düşürecek kadınlarla dolaşan sendin. en güzel, en seksisi ile düşüp kalkan. kız arkadaşının güzelliği ile selebriti olan. ya da hadi, bütün bunları yapmaya çalışan. ikili ilişkileri görüntü esasına kuran, sonunun ne olacağına karar veren, neyi istediğini en çok sen bilen... bu yetkiyi -işte o feminist bacılarımızın gazabından sakınarak- elinde tutan. vermeyecek güzzzel kızın peşinden koşmayan...

    neymiş şimdi? güzel memeler cinsel çekicilik unsuru değilmiş. sütun bacaklarla bir yere varılmazmış. kadın dediğin zeki olmalıymış. çirkin kadına aşık olmak bambaşkaymış.

    evvvet kesinlikle bambaşka. ona erkekte olgunlaşma çağı diyoruz biz çirkin hatunlar. geçirdiği güzellik anlayışı evrimini tamamlayınca, kadınlarla konuşmaya başladığı çağ. eli aletten çekip, kan'ın beyne gittiği zamanlar. sevgi kelebeği olmaktan utanmadığı zamanlar.

    ha bu dönem biraz; iç geçmişliği, biraz orta yaş bunalımı, biraz da geçip gideceğiz şu dünyadan bizden de bir iz kalsın zamanlarına geliyor o ayrı. hatta yazık yakışıklı erkeklere. yoksa bizde çirkin şansı var nasıl olsa...
  • annesi hamileyken komşularının "çocuğun güzel olur inşa'allah" demeleri üzerine annesi "bahtı güzel olsun" der ve dileği kabul olunur.
  • lost'un zirvede olduğu yıllarda aşk iksiri formülüm var diyerek şişesi 100 dolara gazlı su satsa şu anda milyar doları vardı.
  • maria corriganla beraber koca bakımından dünyanın en şanslı kadınlarından biri. allah'ın sevdiği kullarındanmış. yatıp kalkıp şükretse bare.
hesabın var mı? giriş yap