*

  • van savcısı ferhat sarıkaya'nın kara kuvvetleri komutanı orgeneral yaşar büyükanıt hakkında "adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs", "sahtecilik, örgüt kurma ve görevi kötüye kullanma" suçlarından düzenlediği suç duyurusu. önümüzdeki birkaç haftaya damgasını vuracak bir olay gibi görülüyor.
  • (bkz: hukuk devleti)
  • düşünüp, düşünüp, hakkında gge olmayacak bir entry giremeyeceğim kanaatine vardığım hukuki prosedür.
  • yasar buyukanıt'ın "yargılanırsam onur duyarım." dedigi hadise.
  • an itibariyle adalet bakanı cemil çiçek'in klasik akp taktiği ile örtbas etmeye çalıştığı suç duyurusu.

    bu zihniyetin genel tavrı bu. bir tanesi bir görüş ortaya atıyor, sonra yandaşları "yok yok öyle demek istemedik aslında... yanlış anlaşılmış" diye arkasından toplarlamaya çalışıyor.

    (bkz: akp'nin geri çekme metodu)

    zamanın ötesinden gelen edit: yargının bağımsızlığı ile yargının iktidar tarafından manipule edilmesi iki farklı durumdur. bu olayda yaşanan ise ne yazık ki ikincisidir. tbmm tahkikat komisyonu başkanı var olan tüm düzenlemelere, etik ve usüle rağmen tek başına iletme yetkisi olmayan bir bilgiyi van savcısına iletmiş ise buna iktidarın yargıyı manipule etmesi denir ki, en az yargıya müdahale edilmesi kadar vahim bir durumdur. bu usülsüzlik akp'nin bir temsilcisi tarafından fütursuzca yapıldıktan sonra cemil çiçek ve diğer hükümet temsilcilerinin medya önünde "konunun bizimle alakası yok, yargı bağımsızdır bir karışamayız." demeleri ise düpedüz takiyyedir, akp'nin geri çekme metodunun en güzel örneğidir. zira aynı kişilerin işlerine geldiği zaman yargının bağımsızlığı konusunda göstermekten çekindikleri hassasiyet herkesçe malumdur.

    hükümetin yargının bağımsızlığına gösterdiği özeni anımsayamayanlar için bonus olarak:
    (bkz: danıştayın türban kararı)
  • danıştay kararı hakkında atıp tutan rte ve ekibinin "yargı bagımsız bizimle ilgisi yok" diyerek pinokyolastıkları duyuru. her zamanki tetikci isbaşında;

    (bkz: ferhat sarikaya)
  • gundemde aliye balonundan daha onemsiz bir konu. nolacak ki, mustakbel genelkurmay baskani hakkinda suc duyurusunda bulunulmus, bunu yapan yucel askin hakkinda da suc duyurusunda bulunan meshur van cumhuriyet bassavcisi imis...

    niye zaten bu basliga yaziyoruz ki, aliye falan diye basliklara yazmak lazim, ordan bi de mesajlar verip "gecmis olsun" gibi entry ler girip "ya gorurse" fantazileri kurmak lazim, hem daha cok oy alir, karmamiz yukselir. yasasin aydin ve sabah kadinlari, yasasin paparazzi.
  • anayasaya göre, nasıl yargılanabileceği, hangi mahkemede yargılanacağı ve adil bir kararın nasıl verilebileceği konuları fazlasıyla muamma olan vaka. dersimiz "müstakbel genelkurmay başkanı sanık olursa ne olacak" olup, "bu ülkeyi aslında kim yönetiyor" sorularına yanıt ararken karşımıza çıkmış bir laboratuar deneyi olacaktır.

    edit: deney yapılmış ve van savcısı'nın görevden alınmasıyla sonuçlanan süreçte, sivil bir parlamenter sistemi olduğu söylenen ülkeyi, aslında kimin yönettiğine dair bol bol bilgiye ulaşılmıştır.
  • eger yargilanmasi istenirse hukuki mekanizmalar isler, kara kuvvetleri komutani bile olsa buyukanit pasa yargilanir ve adalet yerini bulur. bu ucuz numaralarla bir yere varilamaz. zira gunes balcikla sivanmaz. lakin bu nahos gayretler kimin egri kimin dogru oldugunu bilenlerin yureginin sizlamasina neden olacaktir, cunku buyuk insanlarin cirkin ithamlara hedef olmasi ihtiyacimiz olan en guzel sey degildir. yine de islesin adalet carklari, pasa kendini gururla savunsun ve polemikler sona ersin. ama bu olanlar illa ki biryerlere yaziliyor, unutulmasin.
  • deniz baykalin orduya darbe girisimi olarak nitelendirdiği olayın tam da 28 subatin yildonumune denk gelmesi oldukca dusundurucudur.
hesabın var mı? giriş yap