uncanny

• ing.esrarengiz + isveçli black metal grubu.splenium for nyktophobia adında bir albumleri bulunmakta.birde adını bilmedigim ancient rites ile hazırladıklar split albumleri var.
• (bkz: uncanny x men)
• herhangi bir seyden hem korkmak/cekinmek hem de ona karsi merak ve ilgi duymak anlamina da gelebiliyor bu kelime. ayrica yakindan tanidigimizi düsündügümüz bir seyin kimi zaman garip ve ürkütücü gelmesi, esrarengiz oldugunu hissetmek.
  (bkz: freud teorileri)
  (bkz: heimlich)
  (bkz: unheimlich)
• (bkz: strange deja vu)
• (bkz: edgar allen poe)
• surrealizmin temel yapitasi olan uncanny hissiyat, freud'a gore iki durumda hissedilir ;
  
  1) olumu cagiristiran imgelerle temasa gecmek. bu haliyle bile bu durum surrealist imgeleri hatira getirir. pek cok surrealist resim (burada surrealist resimin var olabilecegi varsayimi ile konusuyorum) insanda aynen bu hissi uyandirir. uncanny pierre roy un yilanli resmi,nde dalinin birbirini yiyen cisimlerinde, rene magritte'in 4 e bolunmus tuval inde insanin icini rahatsiz kilan, tekinsiz durumdur.
  
  2) insanin sarsinti doguran ^*anlarini hatirlatan imgeler gormek. bu sarsinti doguran durumlar bireyin ebeveynlerinin cinsel birlesmesini gormesi, hadim edilme korkusu ve kucukken olan taciz olarak siniflanmistir. (tabi ki hepsi bunla sinirli degildir) bunlar dikkatlice incelendiginde surrealizmin (ozellikle surrealist resimin) en cok konu olarak ele aldigi iceriklerdir. max ernst ve de chirico 'da bunlarin orneklerine sikca rastlanilir.
  
  uncanny psikanalitik bir kavram olmasina ragmen bu iki nedenden dolayi surrealizm icerisinde de ele alinabilir. zaten yeni olarak soylemedigim sey surrealizmin sanatsal ideoliji boyutunda freud ve psikanalizden etkilendigidir.
• schelling'e göre, gizli ve saklı kalmış olması gerekirken,"ışığa" çıkmış olan herşey "unheimlich" yani uncanny'dir.
• (bkz: edvard munch)
• uncanny/unheimlich hem korkutucu derecede yabancı ve tuhaf hem de şaşırtıcı şeklikde tanıdık ve içsel olanla ilgilidir. aslında bilinen ama bilindiği derinlerde saklanmış, bilindiği bilinmeyenle (yaşasın insanın en kusursuz çalışan yanı olan bastırma mekanizmaları) yüzleşme ile ilgili bir duygulanım, etkilenim, izlenimdir.
• freud dededen, kendisinden beklenmeyecek derecede içe dokunan bir tanımlama geliyor:
  "it often happens that neurotic men declare that they feel that there is something uncanny about the female genital organs. this unheimlich place, however, is the entrance to the former heim [home] of all human beings, to the place where each one of us lived once upon a time and in the beginning. there is a joke saying that "love is home-sickness" [boyle saka mi olur be]; and whenever a man dreams of a place or a country and says to himself, while he is still dreaming: 'this place is familiar to me, ı've been here before', we may interpret the place as being his mothers genital's or her body."
  
  şimdi mesela, kopan manastırı, abdal musa dergahı, tiger's nest tapınağı, kızıl deli dergahı bunların hepsi annemin rahmindeydi demek istiyorum. ceninin kolları kalbinden cikan uzuvlar olarak gelisiyormus, koca bir ametist'in içinde ilk sarıldıklarınız böyle mekanlar, daha sonra neleri sarıp sarmaladığınıza dikkat edin o yüzden:) hayatınızın bu ilk tapınaklarına geri dönme arzunuz ise tabii ki birlik arzusu. ben soylesem inanmazsiniz bataille söylüyor diyince inanırsınız ama di mi, tam da o yüzden ona referansla barbara creed'in ağzından geliyor: "the desire to return to the original oneness of things, to return to the mother/womb, is primarily a desire for non-differentiation. if, as georges bataille argues, life signifies discontinuity and seperateness, and death signifies continuity and non-differentiation, then the desire for and attraction of death suggests also a desire to return to the state of original oneness with the mother. as this desire to merge occurs after differentiation, that is after the subject has developed as seperate, autonomous self, then it is experienced as a form of psychic death." özne bunu becerdiği zamansa adı budizmde aydınlanma, alevilikte tevhid oluyor (tasavvufta da fenafillah filan-illah).
  
  psikoterapi ve maneviyatı beraber okuyun, deneyimleyin azicik dunyanız genislesin, degisin-donusun. hep aynı insan olarak kalmakta ısrar etmekten daha patetik az şey var bu dünyada. zira.