tamir etmek

• (bkz: onarmak) (bkz: tamir)
• japonların inanılmaz bir felsefe ile altın kullanarak yaptıklarıdır:
  japonlar kırılan eşyalarını tamir ederken, kopan veya kırılan parçanın yerini altınla doldurararak tamir ediyorlar.
  bu geleneğin altında ise bir felsefe gizli. bu felsefeye ve inanışa göre, bir eşya ya da insan hasara uğramışsa, acı çekmişse, o bundan sonra bir hatıraya sahiptir, ders almıştır ve artık olduğundan çok daha güzel ve değerlidir..
  
  kırılan eşyalarını özellikle de porselenleri altın tozu kullanarak yapıştırıyorlar. yüzyıllardır japonya’da uygulanan bu gelenek bir sanata dönüşmüş...bu sanat ikiye ayrılıyor:
  
  kintsugi (altınla birleştirme) ve
  kintsukuroi (altınla tamir)
  
  aslında japonca’da kin: altın, tsugi de birleştirmek tsukuroi de tamir etmek anlamına geliyor. insanlar japonya’da 25 dolara aldığı bir kupayı tamir etmek için 100 dolarlık bir kintsugi seti satın alabiliyor.
  
  http://cokgezenadam.com/…nati-kintsugi-kintsukuroi/
• bir adamın kendini iyi hissetmesi için yapabileceği en iyi şeylerden biri. son iki aydır sürekli kendimi bir şeyler tamir ederken buluyorum, farkında olmadan kişisel sorunlardan bir şeyleri tamir ederek kurtulduğumu farkettim.
  
  zaten dönüp baktığında günümüz dünyasında, bir diploma sahibi olup hiçbir şey yapmamak modern insanı iyice işlevsiz kılıyor. mekanik ya da elektronik olarak bir şeyleri tamir etmek, hem bu tüketim kültüründen kurtulmak hem de kendinizi daha yetkin hissetmenizi sağlıyor. bir insanın kendisini geliştirmesi açısından, kişisel gelişim için saçma sapan yazıları okumaktan çok daha fonksiyonel, fiziksel bir pratik.
• yenisini yapmaktan daha zordur.
• bir garajım olsaydı eski model bir mercedes alıp her yerini en ince ayrıntısına kadar restore etmek isterdim açıkçası. bunun dışındaki tamirat işler artık tatmin etmiyor. adeta basit bir külfet gibi geliyor.