37 entry daha
  • güzel türkçemiz'de yürümek, yükselmek, yazmak gibi anlam değişmesi/genişlemesine uğratılmış sözcüklerin doğal anlatım seçenekleri vardır (tahmin ediyorum). ama bu moda nitelikli geçici jargonların önü alınamaz. dil böyle yolaklara saparak olasılıkla kendi ağırlığından bir süreliğine kurtuluyor, dinleniyor. sonra kendi akağını buluyor veya akağına dönüyor.

    bir kültür varsa, gerçekse, o kültürün zamana ve müdahelelere dayanıklı olması gerekir. ne yapıp edip kendini sürdürme veya kendini yeniden üretmenin bir yolunu bulacağını öngörmeli-kabul etmeliyizdir. dilin kullanımı ve sözcüklerin eğip bükülmesinin işaret ettiği kültür yok olması veya kaybolması gibi görünen şey olasılıkla hevesler, modalar ve çağa özel alt kültürler. atipik gelişmeler bunun ötesinde bir kalıcılık gösteriyorsa bu dilin-kültürün ve toplumun ana kütlesinin macerası, yolu ve seçimi sayılmalı. bu dil kimliği süreci müdaheleye, özendirmeye açıktır ama sadece karışmayla yönetilemez. benim de karışasım gelen böyle eğilimler görüyorum. yürümek vs hiç hoşlanmadığım örneklerden. bunun karşısında bilinçliyim diyen biri doğaçlama yeğlemelerini kullanmalı ve yaymaya çalışmalıdır.

    uzun vade için kaygılanmak yersiz. türk kültürü, türk dili bir birey gibi günün birinde yok olacaksa yok olur. kolay yok olmayacağından eminim. dünyanın en başarılı, dayanıklı ve becerikli dillerinden birine sahibiz. içten veya dıştan seveni destekleyeni olmasına gerek duymayan bir dil bu. türkçenin sahipleri akılsız ve mantıksız gibi ama kendisi esnek, matematiksel ve mantıklı bir dil.

    sanırım, işbirlikçilikten çok çatışmacılık bir türk insanı özelliği. olasılıkla ortak hareket etmek üzere bir gruba katılmayı özendiriyor. çatışma barış zamanlarında spor yerine geçiyor. işbirliği sürü ve çete halinde hızlı ilerlemek, ezip geçmekten başka bir örüntü. sürülük işbirliğinden çok katılım, uyum, lider kültü demek.

    "kusura kalma"/"kusura bakma" "özür dilerim" ile "beni affet" kalıplarının her ikisini biraz içeriyor. bizde kullanımda önde olmalarının nedeni, her iki diğer kalıbın net mesajlarını bulandırması ve örtmesi. özür dilemek ve af dilemek bizim kültürün insanının çok zorlandığı şeyler. biz öncelikle uzlaşma ve işbirliği değil çatışma ve entrika kültürüyüz. özellikle "beni affet" kendini bırakma/teslimiyet göstergesi çok yüksek bir ifade.

    "bana göre kültürümüzdeki en önemli sorunlardan biri 'üretilmiş acıyla gerçek acıyı ayırt edebilmek'. üretilmiş acı konusunda ulusça uzmanız." engin geçtan (kişilik ve psikoterapi yazıları'nda)

    (bkz: kültür farkı/@ibisile)
    (bkz: türk toplumu/@ibisile)
    (bkz: türk insanı/@ibisile)
    (bkz: türksün di mi/@ibisile)
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap