• bir çeşit zihinsel rahatsızlık. başından savaş, deprem ya da herhangi büyük bir felakat geçmiş insanlarda görülme riski vardır. bu felaketlerden sağ çıktığını kabullenemeyen beynin bir çeşit oyunu. beyin kendini o sırada ölüme hazırlar fakat kişi yaşamaya devam edince bu durumdan rahatsızlık duyar, benim yaşamamam gerekirdi diye pişmanlık duyar. sonu iyi değildir. büyük çoğunluğu savaşa katılmış insanlarda görülür.
  • endgame albümünden mükemmel rise against şarkısı. sözleri dikkatle incelenmelidir.

    ("what are you talking about? america is not going to be destroyed."
    "never?
    rome was destroyed, greece was destroyed, persia was destroyed, spain was destroyed.
    all great countries are destroyed. why not yours?
    how much longer do you really think your own country will last?
    forever?")

    block the entrances
    close the doors
    seal the exits
    'cause this is war

    all gave some
    some gave all
    but for what
    i want to know

    carry on
    don't mind me
    all i gave was everything
    and yet you ask me for more
    fought your fight
    bought your lie
    and in return i lost my life
    what purpose does this serve?

    a folded flag
    a purple heart
    a family all but torn apart
    i fought with courage to preserve
    not my way of life, but yours

    carry on
    don't mind me
    all i gave was everything
    and yet you ask me for more
    fought your fight
    bought your lie
    and in return i lost my life
    what purpose does this serve?

    the cowards preach from pedestals
    with words like courage and resolve
    but what they meant was fuck them all
    'cause freedom isn't free

    they send our daughters and our sons
    to deserts under burning suns
    a sacrificial slaughtering to fill
    the pockets of the weak
    an artificial enemy
    are we so easily deceived?

    they carry on

    ("you're a shameful opportunist! what you don't understand is that it's better to die on your feet than to live on your knees.
    "you had it backwards. it's better to live on your feet than to die on your knees.")

    don't carry on
    just walk away
    how many more sent to their graves
    in this lesson ignored?
    i fought your fight
    bought your lie
    and in return i lost my life
    what purpose does this serve?
    what purpose did i serve?
  • türkçeye "hayatta kalma sendromu" olarak çevrilebilecek olan bir psikolojik durumdur.
    isminden de anlaşıldığı gibi, travmaya bağlı bir suçluluk duygusudur. hayatta kalan kişi, travma esnasında yaptığı veya yapmadığı eylemler nedeniyle uzun süre pişmanlık hissedebilir. survivor guilt, travmanın farklı türlerinde sık sık ortaya çıkar. (sevilen birinin kaybı, fiziksel/cinsel istismar, savaş, doğal afet)

    terim, ilk defa 1960'larda ortaya atılmıştır. tecrübeleri birbirine benzer olan, holocaust sonrası hayatta kalan kişiler çeşitli terapistlere gittiklerinde birbirilerine oldukça yakın olan psikolojik durumlara sahip olmuşlardır. hastaların çoğu, yaşanan travmatik olayların sebebiyet verdiği kayıplar için kendilerini suçluyor gibi görünen bir profil çizmiştir.

    örnek olarak:

    - holocaust'ta rastgele bir seçimle gaz odalarına alınmış bir aile üyesi olan kişinin, gaz odalarına giren kendisi olmadığı için kötü hissetmesi.
    - savaşta arkadaşını kaybeden bir askerin arkadaşını kurtarmak için savaş alanına dönmediği için yoğun bir pişmanlık duyması.
    - tecavüz mağdurunun, kendisini kurtarmadığı veya yeterince mücadele vermediği için kendisini suçlaması.
    - depremzedenin depremde enkaz altında kalan komşusu için kendisini suçlaması.

    survivor guiltten muzdarip olan insanlar, terapi seanslarında kolay kolay olayların ayrıntılarından söz edemezler. travma anını hatırlamaktan kaçınma eğilimi gösterirler. eskiden dsm'de psikiyatrik bir diyagnoz olarak geçen bu durum, artık ptsd (travma sonrası stres bozukluğu) içinde incelenmektedir.

    bu durum beraberinde depresyonu, öfkeli bir ruh halini, uyku problemlerini, aşırı duyarlılığı, kabusları ve sosyal izolasyon eğilimini getirebilir, haliyle bireyin rutin yaşamının bu durumdan etkilenmemesi için tedavi gerekir.

    tedavi için öncelikle hastanın suçluluk duygularının altında yatan sağlıksız düşünce ve inançların farkında olması gerekir. bu şekilde terapist, hastanın olayları daha gerçekçi yorumlamasına yardımcı olabilir. bu da bilişsel davranışçı terapi veya çeşitli psikanalitik yaklaşımlar ile mümkündür.
  • binlerce insanın hayatını kaybetmesi sonrası yaşanmamasını dileriz.
  • dün kızıma mezar almışım diye ağlayan bir anne vardı, bu tarz durumlarla malesef çokça karşılaşacağız. maddi ve materyal yardımlar bittiğinde mutlaka tüm depremzedelere psikolojik destek verilmeli
  • deprem sonrası ben dahil milyonlarca insanın yaşadığını düşündüğüm duygu durumudur. evrimsel bir sebebi de var: eskiden küçük topluluklarda yaşanıldığı için sosyal organizasyonu arttırdığı düşünülüyor. enkaz altındakilerle empati kuruyoruz ve suçluluk hissediyoruz. bu suçluluğu ortadan kaldırmak için de maddi ve manevi yardımlarda bulunuyoruz. böylece komünite ayakta kalıyor ve hayatta kalma ihtimalimiz artıyor.
  • bugün depremin beşinci günü ve bu olayı gün geçtikçe daha çok hissetmeye başlıyorum. bir beyaz yaka olarak hayatın devam ettiğini ve çalışmak zorunda olduğumu görüyorum ama bir yandan şuanda yardım dışında yaptığım herhangi bir eylem çok anlamsız geliyor. sanırım en zor kısmı yapılanlara hesap soramama güçsüzlüğünden kaynaklanıyor
hesabın var mı? giriş yap