*

  • başlık olarak esasen "sigara içmenin dayanılmaz vip'liği" yazacaktım ama şimdi böyle yazasım geldi.
    aslında hiç farketmiyor. ne de olsa vip'lik de bir hafifleme hissi veriyor insana değil mi?
    ne de olsa sigara içerken her türlü insan hakkına sahipsiniz, özelsiniz, önceliklisiniz, güzelsiniz, alımlısınız, çekicisiniz, seksi görünüyor olabilirsiniz, etrafınızdaki sigara içmeyen süt kuzularından her zaman bir adım daha öndesiniz. arkadaşlarınızla sohbet etmek için oturacağınız mekanlarda, her zaman size göre davranılır. sigara içilen bölümlere oturur diğer tüm arkadaşlarınız sizinle birlikte, ama siz asla sigara içilmeyen bölümde oturmaya zorlanamazsınız, çünkü siz insansınız ve insan haklarına sahipsiniz, saygı duymak gerekir.

    işte böyle güzelliklere sahipken sigara içenler, gelin görün ki sigara içmeyen insanlar, asıl 2.sınıf vatandaş yerine konur ülkemizde. nasıl mı? aynen benim yaşadıklarım gibi...

    ------
    yağmurlu bir istiklal caddesi... insanlar ellerinde renk renk şemsiyeleriyle yavaş yavaş yürüyorlardı. ya da hızlı hızlı yürüyorlardı da ben özellikle görüntüler ve gün çabuk geçip bitmesin diye ağır çekimde izliyordum onları. birazdan gidip mephisto'nun pencere kenarındaki masalarından birine yerleşip, bir yandan kitap okuyup, bir yandan da istiklal caddesi'nin o ağırçekimde izlediğim görüntüsünü biraz da yüksekten izleyecektim. hem ilerleyen renk renk ve türlü türlü şemsiye de, daha hoş bir görünüm alacaktı oradan izlersem. çok heyecanlıydım.

    mephisto'ya girdim. üst kata çıktığımda cam kenarını kaptırmış olduğumu farkettim, üstelik sigara dumani sinmişti oraya. ben de üst arka salonda sigarasız bölüme geçtim mecburen. orada yerleşip biraz bir şeyler okuduktan sonra, baktim ki zırt pırt elektrikler kesiliyor ve oturdugum bölüm tamamen karanlığa bürünüyor. jeneratorun calismasi da epey zaman aliyordu.

    ne yapsam diye düşünürken, bir de baktım ki, ön tarafta cam kenarında bir masa boşalmış. en azından aydınlık oluyor orası, diye düşünüp o masaya geçtim. ama boğazım sigara dumanından dolayı yandı ve öksürmeye başladım. kalkıp pencerenin birini açmaya çalıştım ama beceremedim. şu kasada duran kadına gidip camı nasıl açacağımı sorsam acaba yardım eder miydi, yoksa "ama yavru kuşlar üşür açarsak, müşterilerimizin sağlığı bizi çok ilgilendiriyor" mu derdi? hem saçları kısa, sarıya boyalı ve muhtemelen sigaradan suratları çökmüş olan o kadın da sigara içiyordu ve sigara içmeyen bir insana uzaylı muamelesi yapabilirdi. yine de umutsuzca kadına yaklaştım:

    - afedersiniz, pencereyi nasıl açabilirim acaba?
    - eeeeoooo, ama insanlar üşür açarsak.
    - ama insanlar sigara içiyorlar?
    - evet de, sigara içilmeyen bölüm şu arka kısım.
    - ama ben cam kenarında oturmak istiyorum. hem de ikide bir elektrikler kesiliyor, karanlık oluyor.
    - üzgünüm bir şey yapamayacağım.
    - iyi vallahi, her yerde böyle... sigara içenleri ödüllendiriyoruz, sigara içmeyenler cezasını çekiyor! anlamıyorum ben bu mantığı!
    - niye o kadar agresifleşiyorsunuz ki?
    - bakın, ben sigara içmeyen birisiyim. ve cam kenarında oturmak istiyorum. illa ki amerikalının starbucks'ına mı gidip oturalım yani?
    - ama size yer veriyoruz, arkadaki diğer bölge.
    - ha evet veriyorsunuz, allah razı olsun! hoşçakalın!
    - ... (tahmin edilen ses: çatlak mı ne? ne manyak laf anlamaz insanlar var...)
  • (bkz: duman olmak)
  • sigara içmenin dayanılmaz sığlığı da denebilir aslında. ülkemizde şöyle böyle diye atıp tutmayı düşündüm ilkin, ama bir hata olacak çünkü kuralların ve cezaların uygulanma sertliğine göre değişiyor az sonra anlatacağım davranışlar, coğrafyaya veya kültür düzeyine göre değil.

    şunu söylemek lazım. sigara içen insan önce empati yetisini kaybediyor. çok ufak ihtimal, içinde bulunduğu ortamda kendini biraz dışlanmış ve yabancı hissediyorsa belki sorabilir yanındakilere ama çoğunlukla çat diye yakıyor sigarasını ve çevresindekilerin rahatsız olup olmadığı onu ilgilendirmiyor. yaşı küçük birisi var mı sigara dumanına çok duyarlı olabilecek, hasta, burnu akan ya da alerjisi, solunum yolu rahatsızlığı olan birisi var mı. umuru değil arkadaşın, böyle gelmiş böyle gider. onun için o anki nikotin açlığını tatmin etmek daha önemli. sigara içmeyen ve dumanından rahatsız olan bir insan olarak bence sesli bir şekilde osurduktan sonra özür dileyen birisi, kapalı alanda çevresindekilere danışmadan sigarasını yakan bir kişiden daha kibardır. en azından farkında bir hata ettiğinin.

    ayrıca belki hepsi değil ama, sigara içenlerin azımsanmayacak bir kısmı ; sigara içmeyenler için dumanın ne kadar rahatsız edici ve/veya zararlı olduğunu kabul etmezler ya da etseler bile bunu çoğunlukla düşünmezler. akıllarına dahi gelmez. abi senin odanda içmiyoruz diyebilirler mesela aynı evdeyken. anlatamazsın adama dumanının bütün eve yayıldığını.

    bütün bunları geçiyorum bir de izmarit ve kül meselesi var. istediği kadar titiz, çevresini kirletmeyen, şehir bilinçli, duyarlı vs olsun sigara içen kişilerin hepsi -herzaman olmasa da çoğunlukla- birçok mekanda bunları yere atmakta mahzur görmezler. kağıt at, çöp at yere uyarabilir mesela bunu yapanlar. ama izmarit nedense meşrudur. kül de öyle. kapalı alanlarda da gelebilecek tepkilere bağlı olarak etrafı pisletmekten çekinmezler. açık alanlara değinmiyorum bile. istisnasiz hepsi yapmıştır bunu bi kere iki kere x kere.

    acayip toplumcu, sevgi dolu, özgürlükçü, çevreci, şucu bucu kişilerin sigara söz konusu olduğunda bu kadar bencilleşmelerini hala anlayamıyorum ve kabul edemiyorum. tamam nikotin ihtiyacı, açlık gibi, abazalık gibi hunharca giderilmesi gereken doğal bir ihtiyaca dönüşüyor tiryaki olunca. ama biz bu doğal ihtiyaçlarımızı dizginleyip uygar bir şekilde tatmin edebildiğimiz için insanız. di mi ama?
hesabın var mı? giriş yap