seyduna

• sozlukten kovulan garrincha nin raise dead ile yeniden dirilmis hali. baska birsey diyemiyorum.
• (bkz: hassan sabbah).
• haşhaşilerin liderine verilen ünvan.
• yaptığı dangallozluklar ve yuva yıkmalarından ötürü görüldüğü yerde "seyitin ula" olarak adlandırılırken halk arasındaki fonetik etkileşimlerden ötürü ismi seyduna olmuştur.
• çok mizahi bir arkadaştır çook. nikinin de güzel bi anlamı var ama hemen çözülmüyo. fermuarlı diil yani. bilmiyom iyi biridir heralde ama çok kötü espiri yapıyo. bi gömlek daha alsın kendine, kardeşimden uzak olsun, salak kedileri sevsin saysın yeter. benim hediyem de yalan oldu ama neyse.
  (bkz: yengem)
• yüzyıllaarr öne sana bi hediye vericem demiişti. ondan sonra çocuk gibi beklentiye girdik biz de "hani hediyem nerde?" diye sorduk her gördüğümüzde. "unuttum", "evde" vs... unutkan bi insan yani. neyse bigün bunu telafi edicek iki adet minik ve metal ve yeşilli beyazlı egzotik çiçek verdi ve acayip makbule geçti. bana gül bahçesi vadetmediğine göre bununla yetinip çenemi kapamam gerekiyordu sanırım. pek nadide hediyeyi unutmuştum ki yine hatırlattı ve eminim ki yine unutucak. komşuluk bu mudur? sorarız. hoplarız zıplarız sayarız.
• kültürlü, esprili, yaratici ve bir o kadar da abes bir insan, altinci nesil yazar.
  bornova parklarinda 66'lik tuborglari beraber yuvarlamaktan, muhabbetinden pek bi zevk aldigim bir kisidir. en önemlisi hemsehrimdir.
• görünce hep sevindiğim kardeş kontenjanından bi adam. helalleştik kendisiylen. tamamdır, valla uyuycam artık.
  
  bi dakka edit: bana hala hediyemi vermedi helalleşmiş sayılmayız.
• raki sofrasinda mtv izleyen bir cilgin.
• (bkz: alamut)