*

  • sikca bu konuda yapilan hatalar uzerine ortaokul ve lise yillarinda bir cok turkce ogretmeninin bu konuyu es gectigini dusunmekteyim. o yuzden kisaca anlatalim:

    oncelikle sert sessiz harflerimiz icin (bkz: sert sessizler) hatta kisaca (bkz: fistikci sahap)

    kuralimiz ise cok basittir. sert sessiz harflerimizden birisi ile biten bir kelime sessiz bir harf ile baslayan bir ek alacaginda ekin ilk harfi sert sessizlerden uygun olani* ile yer degistirir.

    bir ornekle konumuzu pekistirelim:
    sikca rastlanan bir hata olarak,
    sozluk + de (ismin de hali) -> "sozlukte" seklinde yazilmalidir.

    eveeet, bu ogrendiklerimiz isiginda "f1 2005de turkiyede" seklinde bir basligin aslinda dogru olarak nasil yazilmasi gerektigini de siz dusununuz. hatta dogrusunu bulup ortaligi karistiriniz.
    kolay gelsin.
  • sert sessizle (p,ç,t,k,f,h,s,ş) biten kelimenin sonuna gelen ekin ilk harfini kendine benzetmesi şeklinde vuku bulan tabiat olayı.
  • bazı özel kelimelerde* yer alan sessiz harflerin umulmadık şekilde keskinleşmesi kuralıdır. sert sessizlerin yumuşaması kuralının aksine, buradaki yapısal değişikliği teşvik edecek özel bir durum yoktur. halkın bağrından kopup gelmiş bir kuraldır. anlık ve spontan şekillenir.
    (bkz: teşfik)
    (bkz: sohpet)
    (bkz: herkez)
    (bkz: eylence)
  • mülayimliğin de bazen bir tarafa bırakılması gerektiğinin farkına varmış olduklarını gösterir.
  • (bkz: isyan)
  • artık, insanların özellikle 20 li yaşlar ve ufakların neredeyse unutmaya yüz tuttuğu, msn iletilerinde, msn de ki mesajlarda, attıkları maillerde bu kurala uymayan kelimeleri kullanması ile beni çileden çıkarttıkları dil bilgisi kuralı.

    efendim nedir ünsüz sertleşmesi, bilmeyenler için açıklayayım:

    p,ç,t,k,f,h,s,ş ile biten kelimeler sonuna aldıkları eklerin ilk ünsüzlerini sertleştirirler.

    örnek kelimemiz herkes olsun

    herkes + den eki geldiği zaman herkesden olmaz, herkes+ten olur
  • haddızatında söyleyişte - telâffuzda olan bir dönüşüm ve benzeşimdir.
    latin harflerine geçilmeden evvelki imlâ kurallarına göre bütün yapım ve çekim ekleri -sonuna geldikleri kelime hangi harfle biterse bitsin- aynen yazılırdı.
    misal: gitdi, yakdı, boşda v.b.
    hattâ latin harflerine geçildikten hemen sonra dahi yazımda farklılık yoktu: yak+dı=yakdı, şeklinde yazılırdı. neden sonra türkçe yazıldığı gibi okunur, tezi ortaya atıldı ve elbette isbatı gerekti. işte ondan sonra devreye bir dizi yeni imlâ kuralları girdi. anlaşılan yazım alfabesi ve fonetik alfabeyi ayrı ayrı ele alıp inşa edecek bir sabra sahip değilmiş o vakit bu işleri yapan veya yaptıranlar.
    halbuki muasır medeniyet timsali hemen her memleketteki lugâtlerde kapsamlı fonetik bir alfabenin olduğunu görüyoruz.
  • - koy onu yerine.

    öylesine otoriterdi işte. "onu koyar mısın?", "şuraya koyabilir misin" gibi daha yumuşak kalıplarda umduğunu bulamazdı.

    umduğu bir kabuktu. duvarlardan bir duvar. insan içine duvar örer mi hiç? örerdi işte. kınamak yerine anlamanız gerekirdi aslında. bir duvarı anlayabilir misiniz? bir kabukla konuşabilir misiniz?

    bazen konuşmalısınız. hiçbir duvar boşuna örülmez. örülmezdi. örülmemeliydi.

    her neyse.

    en ufak cümlede bile ortaya koyuverirdi işte sertliğini. zaten sertlik, duvar, küçük cümlelerden oluşmalıydı. birdenbire buyur edebileceğiniz bir yatak odası yerine, daha antrede ele tutuşturabileceğiniz sert bi tokat... kabuk buydu, duvar buydu. aniden çarpıp geri gelebileceğiniz bir şey.

    "peki."

    boyun eğmişliğin en kırılgan kelimesi "peki." tamam gibi bir konsensüs ortamı yok. olur gibi keyfe bağlı onama durumu da yok. "peki" bir kıldan ince olma hali... peki iradenin ve karakterin geri çekilmesi.

    ama içinde bir sertlik de barındırır "peki." burnu büyüktür kimi zaman. "tribal"dir hatta. ağzı ucu sivri araçlarla açamamanıza kadar gider yolu. bir sertliktir artık "peki" de.

    "koy onu yerine"
    "nasıl böyle konuşursun benimle?"

    diye başlar her şey.

    "koy onu yerine"

    der

    susarsınız bu sefer.

    "koy onu yerine"
    "benimle bir daha böyle konuşma"

    takip eder bunları.

    "koy onu yerine"

    yapmazsınız istediğini.

    "koy onu yerine"

    "peki."

    "koy onu yerine"
    "peki."

    ve bir kere daha

    "koy onu yerine"
    "peki."

    tebrikler... siz de aslında artık sertsiniz. bir harf gibi bükülüp siz de sertleştiniz.

    o sertti, o sessizdi... artık siz de benzeştiniz.

    peki.
hesabın var mı? giriş yap