• bir altinci nesil yazar.
  • rakip takımda top koştururken transferi için teknik direktöre kefil olunmuş, akabinde kendisi ile beraber yeşil sahalarda görülmek istenen pek çok güzel harekete imza atılmış, diyar diyar gezilmiş, her daim yenilmiş ve dahi içilmiştir. neden sonra bir gün -yine bir içki masasında- (bkz: kurttan sesler korosu) pederlerin de bundan 30 sene evvel aynı muhabbete vakıf oldukları öğrenilmiş (bkz: oha dedirten durumlar), böylece dumur ve dostlukta yeni bir seviyeye de geçilmiştir. ince zevklerin ve derin düşüncelerin adamı olarak "filozof" lakabını almasını da, lafı gediğine oturtarak günün, ayın, yılın esprisini patlatan "afacan" olmasını da büyük bir mütevazilikle becermiştir.
    (aynı okullara gidememiş olmanın verdiği acıyla yıllık yazısına çevirdiğimi farkettiğim bu entry bitene kadar sizlerden biraz daha sabır rica ediyorum sevgili okurlar)
    eh be yiğidim, ben sana ne diyeyim, şu anda görüşmeyi kessek (ki ortada ne fol var ne de folluk), otuz-kırk yıla kalmaz birimizin oğlu gelip bize müjdeyi vermez mi "baba ya sen x'in babasını tanıyormuşsun, hatta zamanında eski kıtadan yeni kıtaya fink atmadığınız mekan kalmamış?" diye? verir elbet.
  • "sayın otuzdokuz, neden otuzdokuz?" diye sormak istediğim suser.
  • bir sayı olanı icin;

    (bkz: otuz dokuz)
  • kontrol merkezinden gonderdigi mesajlardan gazini alamamis olacak ki, bir de adima ozel entry dosenmistir. yazim hatalari uzerine ettigi bir torba lafa karsin bir entrysinde (bkz: niki belucci) istambul yazmasaymis keske de elle tutulur bir tarafi olaymis. belli ki futbol-basketbol odakli yasantisinda, anti sosyal bir hircinlik icerisinde agresyon fiskirtan bir ev looseri kendileri. ne seker.
  • (bkz: 39)
hesabın var mı? giriş yap