nomothetic

• yasa koyucu anlamına gelir.
  windelband, 1894’de strassburg üniversitesi'nin açılışında yaptığı ünlü konuşmada, doğa bilimleri ile kültür (tarih ya da tin de denebilir) bilimlerini birbirinden ayırır. “nomotetik bilimler” ile “idiografik bilimler” kavramlarını kullanır.
  doğan özlem "max weber'de bilim ve sosyoloji" isimli kitabında gerekli açıklamaları yapmıştır. ilgilisi oraya da başvurabilir.
• yasa koyma, yasalar oluşturma özelliğine sahip olan.
• (bkz: gordon allport)
• yunanca yasa anlamına gelen nomos kelimesinden türemiştir. tam olarak yasa koyucu demektir. genelin bilgisine ulaşmayı amaçlar. aydınlanma dönemindeki düşünürler bu mantığın izinden gitmiş ve bilimde her olayı ayrı ayrı incelemek yerine genel yasalar oluşturmuşlardır. ayrıca (bkz: idiografik)
• (bkz: nomothetic tümdengelimli)
• genel bir ilkeye ya da yasaya yönelik bilgi üretimi ya da verilerin ve bulguların bu amaçla değerlendirilmesidir.
• idiografik ile birlikte değerlendirilmelidir, idiografik spesifik bir olayın açıklanması iken nomotetik genel yargılar çıkarmadır.
• kişilik özelliklerinin büyük ölçüde doğuştan geldiğini, çevresel ve sosyal etkilerin minimum olduğunu, dolayısıyla kişiliğin değişmez nitelikte bulunduğunu ve değişmeye karşı koyduğunu ileri süren yaklaşım anlayışı.
• genel yasa veya ilkeler oluşturmakla ilgilidir. nomotetik yaklaşım canlı gruplarının, genel ve evrensel geçerliliği olan yasa ya da ilkeler keşfetmek amacıyla araştırılmasını kapsar.
• daha çok büyük önermelerden türetilen evrensel yasaları ve tümdengelim (dedüksiyon) açıklamaları kabul eder. pozitif bilim bakış açısıdır.