• zeka pırıltıları içeren savunmalardır.. zaten müslüman adama da bu denli zeki olmak yakışır..

    - sen kurban bayramı'na karşısın da o yediğin etler, köfteler, hamburgerler ağaçtan bitmiyor veya gökten inmiyor.. zaten kesiliyor ki koyunlar, danalar her gün.
    + onlar gıda için kesiliyor.. göklerdeki tanrılar razı olsun diye değil.. "kurban kesmek ile koyun kesmek arasında" fark var.. bu dünyada yaşayan bir canlı, bir birey olarak senin içinde hissettiğin bir inanç için, seninle bu dünyayı paylaşan bir başka canlıyı kullanman - harcamandır benim karşı çıktığım, kendi inancın için çevrene karşı estirdiğin terördür bu. ve çok iğrenç bir şey..
  • - bir kere ortada katliam yok.. biz gözlerini bağlıyoruz, su veriyoruz, okşayıp, yere yatırıp ondan sonra kesiyoruz.. onlar öyle yapmıyor ama.. onların ki kurban falan değil.. (bkz: #17353488)
    + hmm.. kibar kibar öldürünce olay değişiyormuş, haklısın.. özür dilerim..(!)
  • - vejeteryanlar napsın peki abi?
    - onlar da kessin, ama yemeyip dağıtsınlar.
    - ...vejeteryan olmalarının sebebi en başta neydi sence?
    - bilmem. rahatsız olmaları???
  • - ama benim allah'ım böyle emrediyor, karışamazsın buna, kutsal değerlerime saygısızlık yapmaya hakkın yok.. inanmıyorsan da sus köşede otur saygı duy..
    + benim de inandığım bir tanrım var.. adı "zattakuriyokama".. ve senenin 4 günü elime geçirdiğim erkeğin penisini kesmemi istiyor.. benim için kutsal bu.. saygı duyar mısın buna..
    - ancak bunun toplumsal olarak hiç bir yararı yok.. tamamen saçmalık bu.. anlamsız.. oysa biz kurban kesince fakirler doyuyor, toplumsal dayanışma oluyor..
    + sen islam'daki kurban'ın amacının fakirlere yardım olduğunu mu sanıyorsun. bu sonradan rasyonalize edilmiş ve sizlere sunulmuş hali.
    (bkz: #17364865)
    maksat niyeti bozup yaptığın saçmalığı rasyonalize etmeye niyetlenmek olsun, ondan kolay ne var ki.. ben de elime geçirdiğim erkeğin penisini keserek nüfus planlamasına katkıda bulunuyorum.. böylece kontrolsüz ve aşırı üreme olmuyor.. kişi başına düşen milli gelir artıyor ve böylece fakir bir bireye daha çok milli gelir düşüyor.. bak aslında çok güzel bir tanrı benim tanrım "zattakuriyokama".. (!!)
    - ben buna saygı duymam ama.
    + sus benim kutsalım bu penis kurban etmek.. saygı duymak zorundasın.. uzat penisini çabuk.. vahşice kesmicem merak etme, okşayıp sevip kıbleye karşı yatırıp kibarca kesecem, çırpınma senin de hoşuna gidecek şırpıntı..
    - saçma bu amaaa.
    + e seninki de benim için öyle işte..
  • en kuvvetlisi "kurban edilen hayvanın etlerini toprağa gömmüyoruz. kendimize birkaç yemeklik ayırıp kalanını fakire fukaraya dağıtıyoruz"dur. tekrar tekrar söylenir bu, lakin zeka pırıltısı arkadaşlar illa ki bir gedik ararlar, sonra da bulduklarını sanarak "iyi ki bunlar gibi barbar değilim" diye şükrederler kime ediyorlarsa. kurban kesen insanlar da yiyeceklerini paylaşarak allah'ın nimetlerini hep beraber yiyorlar evet. kimilerinin tabiriyle mcdonald's'da bazılarının hakkını vererek helal helal yediği etleri kurban kesen insanlar ona buna dağıtıyor, bir başka canlıyı kullanıyor hatta israf ediyorlar. karınlar doyuyor ne ayıp!
  • - sen benim tanrılar, gökler için kurbanlar vermeme, kendi inançlarım için çevremdeki diğer canlılar üzerinde estirdiğim teröre karşı çıkıyorsun da, ee zaten koyunlar, danalar kesiliyor mezbahalarda.. neden onların kesilmesine karşı çıkmıyorsun.. yani gözünün önünde kesilmedikçe bir sorun yok.. içinde hissettiğin açlık hissi için, seninle bu dünyayı paylaşan bir başka canlıyı kullanıyorsun.. ben de buna karşıyım o zaman.
    + ben bu çağda hala tanrılara kurbanlar sunmaya karşıyım.. bu güdüler mümkünse 5000 sene öncesi afrika kabilelerinde kalsın.. bu amaç doğrultusunda çevrene karşı estirdiğin teröre, bu ilkelliğe karşıyım..

    doğanın işleyiş sistematiğine nasıl karşı olabilirim.. avlanmaya, diğer canlıyı yakalayıp onu yemek ve bu şekilde hayatını idame ettirmek şeklinde işler bu sistematik.. çevredeki bütün canlılar bu şekilde yaşıyor.. bu doğanın kuralı bir nevi.. hayatta kalmak için heralde et yiyeceğim.. ayıca bambaşkaymışsın..
  • ateistin asla yıkamayacağı kadar güçlü argümanlardır.

    şimdi konu din olunca objektifliği çöpe atmak gerekiyor bu bir. yani bi argümanın güçlü mü, zayıf mı olduğunu herhangi bi bilimsel tartışmada (iki bilimadamı arasında geçeni ama.. dinci ve bilimadamı arasındaki değil) objektif bi şekilde bilim kriterlerine vurup belirleyebilirsin. ama konu din oldu mu bi argümanın güçlülüğü kriteri çok farklılaşır.

    bi kere dinci (ya da dindar, benim için aralarında bi fark yok) bi önkabulle tartışmalara girer. ona göre inancı kesin doğrudur. yani tartışmaya girerken "bakalım kimimiz haklı" demez, "ben zaten haklıyım" demek zorundadır (aynısı ateist için de geçerli demeyin. ateist, tartışmaya bu şekilde giren bi adam olsaydı zaten ateist olmazdı. çünkü ateist olanların yüzde doksan dokuzu eskiden dindardı. bakalım haklı mıyım diye sorabildikleri için döndüler zaten kendilerine empoze edilmiş fikirlerden)..

    o yüzden bi argüman dincinin haklı olduğu kanatini güçlendiriyorsa güçlü, biraz olsun zayıf bırakıyorsa az güçlüdür.. ama asla inancı yıkılmaz, bu yüzden de herhangi bi dinci argümanı asla zayıf değildir. dincinin argümanları güçlü ve az güçlü olarak etiketlenir.

    objektif olarak değil, bi taraf olarak bakar ve argümanı sadece kendi inancına verdiği desteğe göre değerlendirir.

    kurban bayramı savunma argümanları dinci için güçlü argümanlardır. bu tartışmalarda ateistler karşısında ezilmezler, hatta belki de dincinin en sevdiği tartışmalar kurban üstüne olan tartışmalardır. diğer bütün din tartışmalarının aksine çok rahat at koşturabilir, kendi fikrini galip görebilir çünkü.. ama mesela muhammed'in karılarıyla olan ilişkileri, cihat, miras bölüşümü falan gibi konularda daha tökezler.. o konuları sevmez. genellikle anakronizme düşer (o zamanın şartları diye savunur bazı argümanları ama aynı argümanları bu zaman için de geçerli saymak durumuna düşer), bazı dine dair şeyleri bile inkar etmek zorunda kalır o tartışmalarda (değiştirilmiş olabilir, sahte hadistir, biz anlamıyoruz ama ne hikmetler var vs).

    ama kurban savunusu için birden fazla argümanı, hepsi de birbirini destekler şekilde vardır. misal şu an dünya vejeteryan değil, o zaman kendisine rahatlıkla "e beni eleştiren de köfte yiyor, saçmalıyor o zaman" diyebilir.

    mezbahalarda da acı çektirerek hayvanlar kesiliyor, "üstelik benim dinim acı çektirmeden öldürmeyi şart koşmuş.. hayır çektiren varsa bile en fazla bu mezbahalardaki kadar kötü olabiliyor durum. yani yine benim dinim, zaten halihazırda yaşanan durumdan üstünmüş" diyebiliyor.

    kan dökmekten ibaret diye suçlarsan bu sefer de, "iyi de biz kan dökmek için değil, et dağıtmak, sevap kazanmak için kurban kesiyoruz.. kestiğimiz hayvanları parçalayıp çöpe atmıyoruz, onlar eski batıl dinlerdeydi" diyebilir.

    üstüne bi de "etleri fakirlere dağıtıp sosyal bi yardımlaşma ortamı yaratıyoruz" diyerek güya politik doğrucu bi cila da çeker, rahatlıkla tartışmanın galibi olarak sigarasını keyifle yakabilir.

    ateistin eleştirileri ancak yine ateist başka biri tarafından anlaşılıp, doğru kabul edilebilir (tabii ki bence de kurban bayramına getirilen bütün ateist argümanları doğrudur ve bütün dinci savunmaları yanlıştır) ama bu eleştirileri doğru kabul edecek adam zaten dine inanmazdı ilk başta.

    o yüzden son diyeceğim odur ki senenin en sevmediğim zamanı bu kurban bayramı zamanıdır. her kurban bayramında duvara gümmmmm diye toslaması kaçınılmaz ateist argümanlar öne sürülür, dinciler hepsini rahatça bertaraf eder (kendi kafalarında.. ki zaten önemli olanı da budur), kurban bayramı onların inançlarını sağlamlaştırma vazifesi görür.
  • bazıları toplu kıyıma karşı fast food insanının argümanları kadar saçmadır. ama şöyle de bir boyut var. modern kapitalist dünya, hayvan kesme işini mezbahalara taşıdı, tabi bunun sağlıkla ilgili sebepleri olduğu kadar, et miktarının fiyatlarının kontrolde tutulması amacı da var. her neyse neticede hayvan kesme işi insanların gözü önünden alındı, böylelikle hayvanlara neler yapıldığını görmüyor insan.fast food nation filmini izlerseniz hayvan sektöründeki pislikleri görebilirsiniz. danimarka'da kazara bir mezbahaya yolum düşmüştü, bir daha da düşmem umarım. tek kelimeyle vahşetti içerideki. hayvanlar beyinlerine verilen elektrik şokuyla sersemletiliyor ve elektrikli testerelerle parcalanıyordu. henüz can vermeden toynakları kesiliyordu. burada ise müslümanlar en azından hayvan olmayanlar, işin ehli olanlar, hayvanı tek darbe ile öldürüp, tamamen öldükten sonra parçalıyorlar. yani bana açıkcası daha insancıl geliyor islami usul hayvan kesimi. size gelmiyorsa bilemeyeceğim.

    ayrıca kendim islam dinine inanmıyorum. fakat bu fakirlere dağıtılıyor et argümanına bok atanları da anlamıyorum. evet sosyal dayanışmayı öneren hatta emreden bişidir islam. komşun açken tok yatmamak, zekat, kurban etinin en az 1/3ünün ihtiyac sahiplerine dagıtılması hep buna yönelik şeyler. kalkıp siz iyi müslüman olsaydınız bu kadar fakir olmazdı demek, müslümanların hatası yüzünden islamı suçlamak oluyor beyler. inanmamak hakkına sahipsiniz evet, ama inanlara mesnetsiz bok atınca densiz mücahitlerden farkınız pek olmuyor. benden uyarması. sallayıp sallamamak size kalmış
  • baktım da çoğu argüman arasından biri öne çıkıyor:

    fakirleri doyurmak.

    ama bu argümanı öne süren çoğu insanda gözlemlediğim şey çok fena. 361 gün hiç umrunda değil yanındakinin aç mı, susuz mu oluşu. bu muhterem günler gelmeyegörsün. gelmeye görsün bu hayırlı günler. nasıl da memnun olurlar fakirleri doyurmaya. doyduğu için değil ha, noksan anlamayın. yardım edilen değil; yardım eden olduklarından. bir de böylece ödeştiklerini düşündüklerinden. maksat fakire yardım etmekse, kurbanı beklememek zarurîdir. bu zarurîyet de dinden filan değil, önce insanlıktan gelir, insan olmaktan gelir.

    neyse bu argümanı sürüp de, dediğimi yapanlara kızmayalım. en azından yılın 4 günü, maksat başka da olsa doyuruyorlar insanları. öpüyorum onları. iyi bayramlar kanka.
hesabın var mı? giriş yap