• bacak kadar boylarimizla tayt giymi$ istop oynarken tani$tigim ustune yillarca cicekli bocekli mektuplar sayesinde long distance arkada$lik surdurdugum, en sonuna istanbul'a geldi derken kendisinden millerce uzaklara gitmek durumunda kaldigim dostcuk. artik oculu boculu mektuplarin yerini pek elektronik ileti$im aygitlari almi$ bulunsa da o hala hayatima en acayip $ekilde girip, en saglam $ekilde tutunmu$ bir ki$i, altinci nesil yazar, mimar adayi, oyuncu... e daha ne?
  • sally brown kılıklı al pacino hastası. oldukça geç başlayan muhabbetimizin bi anda enseye şaplak göte parmak bi samimiyete dönüşmesi sanırım iki tarafın da sinema manyağı olmasıyla alakalı. "sabbaha kadar ders çalışcaz kızzım!" türü gaz cümlelerle bi araya geldiğimiz, fakat 40 kere seyrettiğimiz filmleri 41. kez döndürerek bitirdiğimiz "sabbaha kadar ders!" geceleri sinema aşkımızla mı alakalı yoksa tembelliğimizle mi bilemem ama her durumu geyik muhabbetine çevirmemiz "uykusuz aklın saçmalıkları" cümlesiyle karşılık buluyo galiba...
    kendisi alkol komasında bile south park'tan bölümler anlatmış bi insandır. monitöre gelen ışığı kesmek için çarşaflara sarınıp koltuk üzerinde perde görevi yapmışlığını da gördüm. şu sıralar da kör gibi tango yapmak istemektedir.gördüğümüz kadarıyla/ göreceğiniz üzere yetenekli bi oyuncudur. şu kısa film bi bitsin de...

    -aliiişşş! gel oğlum!
  • sekere bulasmis ekmegi muslugun altina sokarak çitileyen, sonra da afiyetle gövdeye indiren kimse.
  • asla sahip olamadığım ve olamayacağım ev arkadaşı(m).
    ev için alışverişe gidilirken ihtiyaç listesine maddeler ekleyebilecek kadar evinde kalmama rağmen, evde bana göre yiyecek bulunmadığı zamanlarda -sadece peynir ekmek de yiyebileceğimi bildiği halde- hiç üşenmeden yerinden kalkıp bana özel yemek yapan dost.
    haftalarca beraber yaşadığımız halde , iki gün ayrılıktan sonra sanki uzun zamandır görüşmüyorcasına "lululom sana geliyorum!" dediğim zaman, tüm pisliklerime rağmen "gel abi, cillop olur!" diyebilecek kadar misafirperver insan.
    bana nasıl katlandığını çözemediğim sabırlı insan.
    beraberken saf, katışıksız geyik yaptığım; deliler gibi eğlendiğim, güldüğüm kimse.
    the big lebowski'yi, john turturro'nun hotel california eşliğinde bowling oynadığı sahneyi birebir canlandırcak kadar iyi ezberleyen müstakbel oyuncu.
    süper bi hatun vesselam...
  • yönetmenlerinden, senaristlerine kadar manyaklar gibi film muhabbeti edilecek tek insan. imdb'nin homo sapiens sapiens modeli.
  • sabahlara kadar oturup cizim yapip bir yandan da benimle cene calarak, bana aramizdaki devasal zaman farkini bir sureligine kapatmi$iz gibi hissettiren cancan lulucan. e o halde bir kar$ila$sak da $erefine bir white russian icsem diyorum.
  • okulu bitirdiğinde alacağı mesleki ünvanına* "yüksek" ibaresini herhangi bir ek çabaya gerek kalmaksızın boyu nedeniyle otomatik olarak ekletebilecek insandır efendim . 1998 yılında lise halinde katıldığımız 19 mayıs çalışmalarında hareketleri hatasız yapabilen tek kişi olarak da tarihe geçmiştir. aynı süreçteki başarısını 19 mayıs törenlerinin sonunda yapılan 100 m koşusunda şaibeli bir birincilik alarak taçlandırmıştır. liseden dönemdaşlarımız, dahisinden moronuna bir yerlere gitmiş ve biz bununla o şehrin kışında, rüzgarında (arkadaşsız, insansız) yanyana gelmeksizin üşümüşüzdür(en azından ben çok üşüdüm). şehr-i istanbul bize kapılarını aynı senede açmış ve ortak dostlar bizi aynı sıcaklıkta kucaklamışlar ve farklı zamanlarda da olsa aynı çiğlikte kelek yapmışlardır. insanlar üzerinde ki etkileri korkunçtur mesela ben bir satır mesajıyla taksimde it gibi titrediğimi bilirim ama insan olmayanlar bunun bir lafıyla yangın alarmına yumruk atıp ellerini kesmişlerdir. kendisine laf yetiştirmeye çalışırken kıçıma çivi batmış ve yine kendisine bakarken boynuma mobilya köşesi düşmüştür(evet mobilya , evet sadece köşesi) ama yine de onun etrafımda olduğu zamanlar geçmişin anılıp içten kahkahalar atıldığı ve dert paylaşıldığı zamanlar olması sebebiyle her türlü tehlikenin(çivi hariç) göze alındığı zamanlardır.
  • internetin sağladığı sanallığın dayanılmaz hafifliği içinde yüzlerinin seslerinin kaybolmasına tahammülümün olmadığı bir kaç insandan biridir. farkettik ki kendisiyle, bir ihtimal baktığımız monitörler lise anılarımızın yerine geçebilir birbirimize gelip gitmekten bizi alıkoyabilir hep beraber bir yere toplaşıp hakır hakır gülmeyi zorlaştırabilir. o yüzden kendisiyle sessiz sessiz direnmekteyiz teknolojiye ve bilmekteyiz değerli olan gerçek olandır.
  • ilgi alanlarından başlıcaları resim ve müzik olan, sinemayla ilgilenmeyen insan(mış). ablan söyledi kızım! zohaz!
  • farklı farklı insanlar olduğumuz deli deli atölye günlerinden, ya da aile olduğumuz ortaköy günlerinden(aylarından hatta yıllarından) kalma, southpark deliliklerinden, sarhoş öykü kahramanlıklarımızdan, senaryo kafalardan, aşklardan, kavgalardan, dostluklardan, sabah 6larda eve girip buz gibi havada sıcacık köşeye 6-7 kişi sıgınaklar yapmamızdan, en derin uykulardan, en şaşkın fotograflardan kalma bir arkadaş o..gerçek bir arkadaş o.sarhoşlugun dibine vursa da "timmyyeeaaöö" sahnesi oynayabilecek bi çizim manyağı yapılmış magdur mimar adayı lululom..öle bi insan işte o*
hesabın var mı? giriş yap