*

  • eger lades kemigi yoksa ve yine de insanin cani bu tip bir oyun cekiyorsa sag el serce parmaklari birbirine gecirilerek de oynamak mumkundur. lades federasyonu buna izin veriyor.
  • kurallari konusunda lades tutustugunuz kisiyle surekli tartisma halinde olursunuz, havadan atarsan tutabilirim, aklimda dedim ya kac kere diycem gibi cumleler ornek olarak verilebilir
  • tavugun ilgili kemigi, kar$idaki $ahsi ladeslemek i¢in bi¢ilmi$ kaftandir. zira o ki$i elindeki kemik par¢asini attiktan sonra elinizde kalan kemigi onemsiz bir tavirla "$unu da atar misin?" diye uzatirsiniz. bo$ bulunup aldiginda ise hayatinin en hizli dumurunu ya$ar sizin "laaadeees" cigliklarinizla birlikte.*
  • küçükken annemle kemiği kırıp ladesine tutuşulan ve sonrasında da "hadi koş şimdi bu kemikleri çöpe atta gel kızım" kandırmacasıyla devam eden,her defasında kanıp kemikleri elime aldığım için kaybettiğim oyun
  • etrüksler in kahinlerinin, geleceği tahmin sadedinde niyet tutmak için tavukların kemiklerini ve tabiki özellikle lades kemiğini kullanmalarına kadar uzanan eski bir gelenek. kahinler yere çizdikleri bir daireyi yirmiye bölerek, her kısım a bir etrusk harfi yazar, sonrada darı serpiştirilen daire içine bir tavuk bırakırlardı. tavugun gagalama sırasına göre denk gelen harflere bakarak geleceği tahmin eder ve sonrada bu tavuğu öldürüp lades kemiğini kurutarak, niyet tutarlardı. işte bu adet daha sonra yaygınlaşıp diğer milletlere sonrada bize geçmiştir. ingilizcede lades kemiğine wishbone denir yani niyet kemiği.
  • yıllar sonra az önce iddialaştığım oyun. hayata heyecan katan ufak detaylardanmış. kucukken hissettiğim kıpraşımların aynını yaşattı valla.
  • bu zamana dek bir kez bile kaybettiğim görülmemiş oyundur. bir cikletine dahi oynasam varımı yoğumu ortaya koyar, usta olduğum bu oyunu asla kaybetmem.
  • tavuğun lades kemiğinin ucundan iki kişinin tutması ve -ladesim lades olsun mu? -olsun. (vermeyen gavur olsun mu diye bir detay da var, tövbe) -nesine? sorusuna karşılıklı tekliflerin verilmesinden sonra lades kemiğinin kırılması, büyük ucu elinde kalanın şanslı addedilmesiyle başlayan oyun.

    genelde bu işte usta olan ve uyanık kimselerin kendilerine hediye alınması için bir bahane aracı olarak kullandıkları oyun. bu işte becerikli olmayanların da hediye almayı çok sevmek gibi bir bahaneleri olabilir*.

    kazanabilmek için zindeliği elden bırakmamak ve belirli aralıklarla tutuşarak hayatın içinde tutmak gerekir. bunun en kötüsü tutuştuktan hemen sonra lades kemiğinin elinde kalan ucunu karşısındakine* vermek suretiyle anında ve tek hamlede nakavt edenidir. sonra şovlarına şov katarak hadi bu sayılmasın diyerek tekrar tekrar yenmelere doymayarak bir nevi çoban matı acısı yaşatırlar.

    hayata heyecan katan ufak tefek güzel bir detaydır.
  • her an tetikte olma hadisesinin başlangıcıdır,
    aklımda derken kişinin surat ifadesi eşsizdir.
  • 70 ve 80 lerde çok moda olan ama artık neredeyse unutulan bir eğlence.
hesabın var mı? giriş yap