• izmir milletvekili olarak mecliste bulunan yunus nadi ödüllü avukat, gazeteci ve yazar. yayımlanmış kitapları:

    12 eylül günleri
    kartal maltepe'den sağmalcılar'a insan manzaraları
    milattan sonra
    termik santrallara hayır
    karşı yaka memleket
    büyük ayrılık
  • kofti laiklerin önde depar atanı... ulan irticacılar şeriat getirecez ülkeye diye kafa kol kesiyor da biz mi haberdar değiliz nedir bu her hafta basın toplantısı yapıp rejime laikliğe sarılmanın sebebi hikmeti diye sorulması vacip milletvekili.
    muadili için (bkz: haluk koç)
  • eski tüfeklerden zihni anadolun oğludur.
  • an itibariyle tbmm genel kurulu'nda, sanırım cumhuriyet tarihinin en sert konuşmalarından birini yapmakta olan chp grup başkanvekili:

    - "bu olay ikinci bir kubilay olayıdır."

    (bkz: 17 mayis 2006 danistay a yapilan saldiri)
  • 17 mayıs 2006 danıştay'a yapılan saldırı hakkında, aynı gün, türkiye büyük millet meclisi'nde uzun müddet hatırlanacak bir konuşma yapan izmir milletvekilidir (http://www.milliyet.com.tr/…n/resim/mecliskursu.jpg).

    meclis tutanaklarından:

    sayın başkan, yüce meclisin saygıdeğer üyeleri; sayın başkanımızın da belirttiği gibi, danıştaya yapılan menfur saldırıyla ilgili şahsî düşüncelerimi ve cumhuriyet halk partisi grubunun düşüncelerini aktarmak için söz aldım; yüce meclisi saygıyla selamlıyorum.

    değerli arkadaşlarım, yüce meclisin saygıdeğer üyeleri; bu sabah saat 9.45'te "vahamet" kelimesinin bile olayı anlatmakta yeterli olmadığı gerçekten cumhuriyet tarihimizin çok önemli olaylarından gerçekleşmiş ve istanbul barosuna kayıtlı 1971 marmara üniversitesi hukuk fakültesinden mezun avukat alpaslan aslan, bir gün evvel; yani, dün danıştaya gitmiş başkanla görüşme talep etmiş, polisler kendisini çıkarmışlar. anlaşılıyor ki, bir keşif yapmış önce ve ondan sonra, bu sabah, danıştay 2. dairesi müzakereye çekildiği sırada, oraya nasıl girdiyse -çünkü, müzakereye çekilen heyet, hukukçu arkadaşlarım bilirler, bir başka hâkimin bile o salona girmesi mümkün değildir- salona girmiş, tekbir getirerek, üyelerin, sistemli biçimde tamamına ateş etmiş ve yine salondan tekbir getirerek çıkmıştır.

    sayın başkanın demin söylediği gibi, 138 yaşında olan danıştay tarihinde böyle bir olay vuku bulmamıştır. derhal, cumhuriyet halk partisinin sayın genel başkanı deniz baykal olaya vazıyet etmiş, cumhuriyet halk partisi heyeti danıştaya gitmiş, peşinden hastaneye gidip bilgi almış ve olay hakkında geniş inceleme yapmıştır. bu heyet içinde, grup başkanvekili olarak kemal anadol arkadaşınız da bulunuyordu.

    değerli arkadaşlarım, avukatlık hayatımda görmediğim bir manzarayı tarif etmenin mümkün olduğuna inanmıyorum. 2. daire salonu kan gölü arkadaşlar. yani, sözcükler bu olayı anlatmakta aciz kalıyor. odadan çıkıyorsunuz, dış kapıya ve dış kapı, sürekli, koridor sonuna kadar kan, kan, kan… böyle bir olayla ben ilk defa karşılaştım, onun için anlatmakta yetersiz kaldığımı belirtiyorum.

    değerli arkadaşlarım, bu olay sonunda, 2. daire başkanı mustafa birden ağır yaralanmış, üye mustafa yücel özbilgin beyninden isabet almış, şu anda canını korumakla, ölümle mücadele ediyor daha doğrusu, hayatî tehlike içinde. diğer üyeler, ayla gönenç, ahmet çobanoğlu ve ayfer özdemir hafif yara almışlar, bir üye kamuran erbuğa ise masanın altına girerek canını kurtarabilmiştir. olayın teknik tarafı bu.

    şimdi, olaya baktığımız vakit, şunları söyleyebiliriz: olay, tehevvüren işlenmiş, kinle, intikam duygusuyla, belirli bir muhatabı hedef alarak, onu öldürmek, yaralamak için meydana gelmiş bir olay değildir. olay, sistemli bir biçimde, ideolojik donanımı sonucu aldığı kararla taammüden içeri girip 2. daire üyelerini, tek tek hâkimleri değil, 2. dairenin tüm üyelerini hedef alarak, yani 2. daireyi, yani 138 senelik danıştayı, yani laik, demokratik türkiye cumhuriyetini hedef alan kurşunlarla işlenmiştir. olay bu! bu kadar vahim.

    şimdi, arkadaşlar, bu olayın öncesine bakalım. danıştay, 8.2.2006 tarihinde 2. dairesi bir karar verdi, biliyorsunuz. türbanla ilgili bir karar verdi. 11.2.2006 tarihinde mersin'de sayın başbakan kalkıp "vatandaşımızın din ve vicdan özgürlüğünü kimsenin kısıtlama hakkı yoktur. ben, özgürlüklerin egemen olduğu bir ülkenin başbakanı olarak bu kararı kınıyorum. bu ülkenin başbakanı olarak, bu ülkenin evladı olarak karar verildiği için bu yorumu yapıyorum, yapmak zorundayım." diyor.

    aynı gün dışişleri bakanı sayın abdullah gül şunları söylüyor: "bunlar çok tehlikeli ve yanlış şeylerdir. umut ederim ki düzelir. toplum olarak, meclis olarak, hükümet olarak kararlıyız, bu bakımdan, bu kararın ciddî şekilde kamuoyunda büyük bir olgunlukla tartışılacağını ve herkesin bir kez daha düşüneceğini, yanlışların düzeltileceğini tahmin ediyorum ve bu karar, tehlikeli bir karardır" diyor. yani, bugünkü tehlikeyi 11.2.2006 tarihinde ifade etmiş oluyor sayın abdullah gül.

    ismet atalay (istanbul) - hedef gösteriyor.

    k. kemal anadol (devamla) - anlatacağım, oraya geleceğim, geleceğim. (ak parti sıralarından gürültüler)

    özkan öksüz (konya) - ayıp ya!..

    k. kemal anadol (devamla) - bir dakika, dinleyin arkadaşlar…

    fatih arikan (kahramanmaraş) - ayıp ayıp!..

    k. kemal anadol (devamla) - dinleyin…

    fatih arikan (kahramanmaraş) - ayıp, ayıp!..

    başkan - müdahale etmeyin arkadaşlar…

    fatih arikan (kahramanmaraş) - utanmıyorsunuz da…

    başkan - müdahale etmeyin ve sayın anadol'u lütfen dinleyelim.

    ahmet yeni (samsun) - yine başladınız tahrike!

    k. kemal anadol (devamla) - dinleyin arkadaşlar…

    başkan - lütfen, baştaki uyarıma dikkat edelim.

    k. kemal anadol (devamla) - şimdi, kronolojik sıralamayı yapıyorum arkadaşlar, soğukkanlı biçimde takip edelim. 13 şubat 2006 günü, vakit gazetesi "işte o üyeler" diyerek, kararı veren hâkimleri hedef gösteren tam sayfa bir yayın yapıyor, resimlerini basıyor. basın özgürlüğü mü var? öyle bir şey mi söylendi? bu, basın özgürlüğü mü?

    abdullah erdem cantimur (kütahya) - öyle bir şey diyen olmadı.

    k. kemal anadol (devamla) - diyen olmadıysa, mesele yok; öyle anladım.

    başkan - siz, genel kurula hitap edin.

    k. kemal anadol (devamla) - ve bu gazete, sabıkalı bir gazetedir, "v"si yoktu, o zaman adı "akit" idi. yine, gümüşhane baro başkanını hedef gösterdi. osmaniye'den bir adam kalktı, gümüşhane baro başkanını yazıhanesinde öldürdü, bu yayın üzerine. akit idi o zaman adı.

    13.2.2006 günü, aynı gün danıştay başkanlığı bir açıklama yaptı arkadaşlar: "birkaç gündür yapılan açıklamalar, kesinleşmiş yargı kararının irdelenmesi veya eleştirilmesi sınırlarını kat kat aşan, yargıyı siyasî bir rakipmiş gibi algılayan ve âdeta, yargı ile yürütmeyi karşı karşıya getirmeyi hedefleyen demokratik ve laik bir hukuk devleti olan türkiye cumhuriyetinde bugüne kadar alışılmamış talihsiz açıklamalardır." bu, demin okuduğum açıklamalara cevap.

    10 mayıs 2006 günü -atlıyorum şimdi, tekrar bugüne döneceğim- danıştayın 138 inci kuruluş yılı törenlerinde, yıldönümü törenlerinde sayın danıştay başkanı şunu söylüyor: "kimi kararlara karşı duyulan memnuniyetsizlik, eleştiri ve yorum sınırlarını aşmış, karara katılan yargı mensuplarının kişisel bilgi ve fotoğraflarına gazete sayfalarında yer verilmek suretiyle yıpratma, hatta, hedef gösterme girişimine dönüştürülmüştür. arkadaşlar, bu tehditler belli. bunun üzerine, danıştay 2. daire başkanı -bugün, şimdi, televizyon haberleri verdi- iki ay önce, içişleri bakanlığına başvurarak koruma talebinde bulunmuş. benim bildiğim kadarıyla, korunması gerekmeyen çok kişinin yanında birden fazla koruma varken, danıştay 2. dairesi gibi en önemli kararları veren bir danıştay daire başkanının talebi "böyle bir gerek görülmemiştir" diye emniyet tarafından reddedilmiştir, içişleri…

    şimdi, ben, sayın içişleri bakanına vicdanî bir soru sormak istiyorum. (chp sıralarından "istifa etsin" sesleri.) bu olaydan sonra hiç vicdan azabı duymadı mı? bu dökülen kanların sebeplerinden biri de benim diye acaba istifa etmeyi düşünüyor mu? (chp sıralarından alkışlar) başkentte, ankara'nın göbeğinde, bir avukat, karar vermek için toplanan, müzakere aşamasında olan, gizli bir oturum yapan danıştay 2. dairesini basacak, hepsini kurşuna dizecek ve o başkan şimdi ameliyatta, yeni çıktı, ona bir korumayı bile çok göreceksiniz.

    şimdi, bu koruma olayı neden çok görülüyor, irtibatlandırmak lazım. arkadaşlar, bu olay meydana geldi, sayın başbakan bir açıklama yaptı. sayın başbakan diyor ki: "bu, yargıya intikal etmiş bir olaydır, kimse bundan pay çıkarmaya kalkmasın, yargı aşamasında gerçek ortaya çıkacaktır." (ak parti sıralarından "doğru söylüyor" sesleri.) doğru mu söylüyor? arkadaşlar, türkiye cumhuriyet tarihinde bu kadar vahim bir olay yok. bir ikinci kubilay olayı. yargıya intikal etti diye cumhuriyet halk partisinin susmasını mı bekleyeceksiniz; susmayacağız. (chp sıralarından alkışlar, ak parti sıralarından "gürültüler) sayın başbakan… (ak parti sıralarından gürültüler)

    başkan - müdahale etmeyelim arkadaşlar.

    k.kemal anadol (devamla) - sayın başbakan…(gürültüler)

    beni buradan indiremezsiniz …yerine otur…

    başkan - lütfen sükuneti sağlayalım. arkadaşlar, sayın bakan da gereken konuşmayı yapacak. bu konuşmaları sükûnetle izleyelim, lütfen.

    k.kemal anadol (devamla)- arkadaşlar, beni bazı bakanlarınızla karıştırıyorsunuz. ben hayalî ihracat sanığı değilim. 12 eylül zindanlarında hesap veren bir adamım. korkutacağınızı mı zannediyorsunuz beni.

    değerli arkadaşlar, meclis başkanı, türkiye büyük millet meclisinin tarafsız başkanı, gazetecileri çağırıyor bugün anadolu ajansında söylediği şu: "kaldı ki, hedef alınanlar arasında üyelerden sayın ayfer hanımın da yaralı olduğunu biliyoruz. bu saldırgan o karardan infial duyarak bu karara imza atanlara karşı eylem yapmayı düşünmüşse, o karara muhalif kalan birine silahını boşaltmaması gerekir. dolayısıyla, masa başında birtakım polisiye olayları aydınlatma çabaları içinde fikir üretmek bence doğru değildir."

    ismet atalay (istanbul) - sanığa yol gösteriyor.

    k.kemal anadol (devamla) -anlaşılan, sayın bülent arınç, avukatlık günlerini hatırladı. (ak parti sıralarından gürültüler)

    başkan - dinleyin arkadaşlar.

    k.kemal anadol (devamla)- "ben, türban kararından dolayı bu eylemi yaptım" derken sanık, televizyondan "ifadeni düzelt" diye mesaj gönderiyor, mesaj gönderiyor sanığa. (chp sıralarından alkışlar) bu, soruşturmaya müdahale değil de nedir ?

    başkan - lütfen…

    asim aykan (trabzon) -kemal bey, çok streslisin, böyle konuşma!

    k.kemal anadol (devamla)- bu, soruşturmaya müdahale değil de nedir?! (gürültüler)

    başkan - değerli arkadaşlarım, lütfen sükünetle…

    siz de genel kurula hitap edin sayın anadol.

    özkan öksüz (konya) - genel kurulu germeye hakkı var mı sayın başkan?!

    k.kemal anadol (devamla) - değerli milletvekili arkadaşım, ankara'nın başkenti kan gölüne döndüğü vakit benden nasıl sükunet bekliyorsunuz?!..

    nusret bayraktar (istanbul) - geriyorsunuz.

    başkan - bir dakika …

    değerli arkadaşlarım, böylesine önemli bir konuda her zaman olduğu gibi, bütün taraflara gerekli toleransı göstereceğiz, bu konuyu enine boyuna tartışacağız, konuşacağız, dinleyeceğiz. lütfen sabırlı olun ve müdahale etmeyin.

    k.kemal anadol (devamla)- dinleyeceksiniz, dinleyeceksiniz. (ak parti sıralarından gürültüler)

    bu olay, bir ikinci kubilay olaylıdır. yani, ektiklerinizi biçmeye başladınız… (ak parti sıralarından gürültüler)

    mevlüt akgün (karaman) - yuh!.. yuh!..

    nusret bayraktar (istanbul) - niye ortalığı geriyorsunuz?!

    k. kemal anadol (devamla) - lütfen… lütfen… (ak parti sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)

    başkan - lütfen dinleyin arkadaşlar…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - yazıklar olsun sana!.. yazıklar olsun sana!.. yazıklar olsun sana!..

    tuncay ercenk (antalya) - asıl sana yazıklar olsun!..

    başkan - lütfen dinleyin arkadaşlar… lütfen arkadaşlar… lütfen sükûneti sağlayalım…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - yazıklar olsun sana!.. sana yazıklar olsun!..

    mehmet semerci (aydın) - ne oluyor?!

    başkan - müdahale etmeyin arkadaşlar…

    k. kemal anadol (devamla) - fazla bağırma, sesin kısılacak… sesin kısılacak, fazla bağırma…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - bir asker kızına bunu söyleyemezsin sen, söyleyemezsin sen!..

    k. kemal anadol (devamla) - fazla bağırma, sesin kısılacak…

    başkan - kemal bey, bir dakika…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - yazıklar olsun sana!..

    başkan - bir dakika arkadaşlar… bir dakika… müdahale etmeyin arkadaşlar…

    k. kemal anadol (devamla) - bu nedenle…(ak parti sıralarından gürültüler)

    başkan - bir dakika arkadaşlar…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - germeye hiç kimsenin hakkı yok. geremezsiniz…oraya bakmayın, buraya bakın…

    başkan - değerli milletvekili…

    k. kemal anadol (devamla) - yani…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - yazıklar olsun kemal bey, saygı duyduğumuz bir insansınız!

    k. kemal anadol (devamla) - size bakıyorum, gözüne baka baka söylüyorum… cumhuriyet gazetesine bomba atıldığı vakit "olur böyle şeyler, bize de oluyor" diyen…

    başkan - sayın anadol…

    k. kemal anadol (devamla) - danıştay başkanının bu konuşmasından sonra "ne diyorsunuz" diyen gazetecilere…

    başkan - sayın anadol…

    k. kemal anadol (devamla) - …"her yıl biz bunları dinleriz" diyen, susurluk olayına "fasa fiso" diyen zihniyet de…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - germeyelim ortalığı, germeyelim… yazıklar olsun!..

    k. kemal anadol (devamla) - sivas'ta sanıkların avukatlığını yapan politikacı tipleriyle aynı tiple karşı karşıyayız bugün. (chp sıralarından alkışlar, ak parti sıralarından gürültüler)

    başkan - sayın anadol…

    ayhan zeynep tekin börü (adana) - yazıklar olsun!.. bakamıyorsun buraya, buraya bakarak konuş…

    hüseyin bayindir (kırşehir) - otur yerine!..

    başkan - sayın anadol, bir dakika müsaade edin.

    değerli arkadaşlar… sayın anadol, toparlamanızı rica ediyorum.

    ahmet yeni (samsun) - vay anasına be!..

    başkan - bir de arkadaşlar, eğer böyle devam ederse, oturumu tatil etmek zorunda kalacağım. o yüzden, sayın anadol, siz toparlayın konuşmanızı… (ak parti sıralarından gürültüler)

    özkan öksüz (konya) - neyi toparlayacak?!

    başkan - …ve arkasından sayın bakan söz istiyor. aynı şekilde, sayın bakan da en geniş şekilde görüşlerini dile getirecektir. ona da aynı hakları tanıyacağız.

    buyurun sayın anadol.

    k. kemal anadol (devamla) - sözlerimi tamamlıyorum.

    türkiye cumhuriyetinin laik, demokratik rejimi, anayasal rejimi resmen tehlike altındadır. bugünkü olay bir kırılma noktasıdır.

    ahmet yeni (samsun) - vay be, korumak size mi kaldı?!

    eyüp fatsa (ordu) - sayın başkan… sayın başkan…

    başkan - toparlayın sayın anadol. lütfen toparlayın.

    k. kemal anadol (devamla) - şimdi, sorumluların… bu hükümet, bu kan gölü içinde yüzmeye razı değilse istifayı gözden geçirmelidir; içişleri bakanı, başbakan… (chp sıralarından alkışlar)

    bugün, ankara'da, hâkim kanı döküldü, siyasete kan bulaştı. (ak parti sıralarından gürültüler)

    ahmet yeni (samsun) - haydi oradan be, haydi!

    başkan - lütfen dinleyin arkadaşlar. lütfen... lütfen...

    k.kemal anadol (devamla) - o nedenle, sizleri görevinizi yapmaya çağırıyorum, yüce meclise saygılar sunuyorum. (chp ve anap sıralarından "bravo" sesleri, ayakta alkışlar; ak parti sıralarından "yuh" sesleri, gürültüler)

    başkan - sayın milletvekilleri, bugün...

    eyüp fatsa (ordu) - sayın başkan...

    başkan - ...yüksek yargı organı danıştaya yönelik saldırıyla ilgili...

    eyüp fatsa (ordu) - sayın başkan... sayın başkan... sayın başkan...

    başkan - bir dakika beyefendi. bir dakika beyefendi. bir dakika. sözümü tamamlayayım, ondan sonra.

    ...saldırı olayıyla ilgili olarak, hükümet adına, devlet bakanı, başbakan yardımcısı sayın mehmet ali şahin konuşacak.

    buyurun. (ak parti sıralarından alkışlar)

    halil tiryaki (kırıkkale) - neyi alkışlıyorsunuz, neyi?! neyin müdafaasını yapacak?!

    ahmet yeni (samsun) - dinleyin bakalım, dinleyin.

    başkan - dinleyin arkadaşlar. lütfen sükûneti sağlayalım. dinleyin arkadaşlar. son derece önemli bir konu, sükûnetle tartışmalıyız.
  • "erdoğan keşke dokunulmazlığını kaldırsaydı hakim karşısına çıksaydı. düğmeye bastınız. erdoğan, rotasını çizmiş devam ediyor cumhurbaşkanlığına doğru. hayırlı olsun. günün birinde başarıya ulaşır çankaya'ya çıkarsa sanmayın ki bu sizin için mutlu son olur tam tersine sonun başlangıcı olacak.
    cumhurbaşkanı dokunulmazlığı üst zırha sahip. sorumsuzdur. vatan ihaneti hariç cumhurbaşkanı yaptığı iş ve eylemlerden dolayı sorumsuzdur. ancak bu, cumhurbaşkanı seçildiği tarihten ileriye doğrudur. 1924 anayasası'nda cumhurbaşkanına ikinci zırh, milletvekilliği dokunulmazlığı verilmiş ancak 1961 ve 1982 anayasalarında böyle bir şey yok. unuttukları için mi? hayır. çankaya'ya çıkacak şahsın kuyruğunda dosya taşıyacağını düşünmemişler.
    eğer cumhurbaşkanı olursa, çankaya çıkarsa, halk da bize yetki verirse, 23. parlamento 276 oyla yüce divan'a değil, üsküdar ağır ceza mahkemesi'nin karşısına çıkarır. erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı sıfatına bakmadan ağır cezanın karşısına çıkarır. uyarıyorum size. size iyi işler diliyorum."

    (http://www.kanalturk.com.tr/…m'de-gergin-gün!-.html)(*)

    (*): sözlüğün işleme tarzından dolayı, link'i copy/paste etmek gerekecek.
  • chp adına tek başına meclis sıralarında oturmuştur bugün.
    (bkz: 2007 cumhurbaskanligi secimi birinci tur oylamasi)
  • en azından gayet saygılı bir adam..ne zaman mecliste söz alsa ceketini ilikler..ayrıca uzun yıllardır milletvekilidir
    22 temmuz 2007 seçimlerinde de seçilmemesi gayet olağanüstü bi durum olacaktır çünkü kendisi yine izmirden adaydır
  • 19 nisan 2009 kktc genel seçimleri öncesi devlet bakanı egemen bağış'ın kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin iç işlerine müdahale etmesinden sonra adaya gelmiş vekil.

    anketlerde meclise girmesine kesin gözüyle bakan partilerin temsilcileriyle görüşecektir ayrıca.
  • (bkz: koenagadol)
hesabın var mı? giriş yap