• yazar eğer kadın kimliğini ön plana çıkararak yazıyorsa kadın yazar olur. kadın yazarların çoğu yazar değil kadın yazar'dırlar, kadın kimliğini ön plana çıkarmak bazen gereklilik (bkz: zeynep oral), bazen kolaycılık (bkz: duygu asena), bazen eşsiz bir görüye sahip olma sebebidir. (bkz: toni morrison)
  • (bkz: sarah kane)
  • (bkz: gonul yazar)
  • bazılarının sırtı "olm ne erkek kadın çıktın be'" diye sıvazlanan yazar tipi. yazar denmez nedense bunlara, belki bazen erkek yazar denebilir, evet..
    (ara: bu ne yaman çelişki*)
    (bkz: erkek kadın çıkmak)
  • mediz (medya izleme grubu)'nun yaptigi arastirmaya gore olmayan yazar.
    broşürlerinden rakamlara bakın:
    medyada yöneticilerin yüzde 15’i kadın, yüzde 85’i erkek.
    köşe yazarlarının yüzde 11’i kadın, yüzde 89’u erkek.
    haber kaynaklarının yüzde 18’i kadın, yüzde 82’si erkek.
    genel yayın yönetmenlerinin yüzde 0’ı kadın, yüzde 100’ü erkek.

    perihan magden de 11 mayis tarihli yazisinda genc, sehirli ve kadin yazarlara -ama yanlis anlasilmasin life-style'ci alisveris yazarlarindan bahsetmiyoruz- esas gazetelerde de yer verilsin demis. ve oturup bir bir isim saymis.
    mutlu tonbekici
    oncel ozicer
    yesim tabak
    nagehan alci
    gulenay borekci
    ece arar
    ayca sen
    necmiye alpay
    zeynep atikkan
    sermin topcu
    selda uskan
    bir de evrensel kulturde siradan okur takma isimli bir yazar varmis vakti zamaninda.

    yazilarinin dilbilgisi hatalarindan kendisini takip etmek eza verse de, sonucta magden'e katiliyorum:
    "kadın yazar istiyoruz! bir an önce! şiddetle!"
  • "kadın yazarlar, epey hazırlıklı başlıyorlar yazmaya. iyi kitaplar okumuş oluyorlar ve yazmaya karar verene kadar bir hesaplaşma yaşıyorlar kendileriyle, bu yüzden de yazdıkları daha açık sözlü oluyor..."

    tomris uyar

    hımmm, üzerinde düşünmem lazım.

    ekleme: şöyle devam ediyormuş: "özellikle erkek yazarlar ise özel yaşamlarını çocuksu zenginliklerini ha bire kaçırıyorlar okurdan."
  • " korkunç bir şey bu, ama aklıma hiç iyi kadın yazar gelmiyor. onlara "kadın yazar" denilince sonları oluyor. kendilerini kadın yazar olarak görmeye başlıyorlar. " - dorothy parker
  • böyle kadın yazar, erkek yazar vs. diye ayırmak makul bir iş değil amma velakin yerine, yurduna ve ortak paydaya göre bazen lazım olabilir. leyla erbil, adalet ağaoğlu ve sevim burak'la ilgili bir ayrıntı aklıma geldi, mecburen ayırmak zorunda kaldım. tezer özlü'yü de eklerdim buraya da dün harcamış bulundum kendisini, o yüzden şimdi işime gelecek diye riyakarlık etmeyeyim.

    saydığım bu üç kadın yazar da denk geldiğim anlatılarında ana kadın karakterlerini ev/yuva harici bir mekanda şirazesinden çıkarıyorlar. dünyanın genelinde olduğu gibi, kadının ev/yuva, daha özel olarak da mutfakla özdeşleştirildiği türkiye'de en azından kadın yazarlar karakterlerini, o dokunulmaz aile inancını sarsacak şekilde, türkiye'deki kadınların çoğunluğunun günlerinin büyük bölümünü harcadıkları mutfaklarda, oturma odalarında, yatak odalarında delirtseler, bunalıma soksalar, bunalımdan çıkarıp cinnet getirtseler daha iyi olurmuş gibi geliyor. oysa aksine, otel odalarında, tatil gezmelerinde, tımarhanelerde, şurda burda yapıyorlar.

    gelmek istediğim nokta şudur: oklavayla hamur açmış, unlu elini diğer elinin üstüne koyup dirseğiyle kapıyı açıp karşı komşuya seslenmiş, sular kesikken elinde kap kaçakla belediyenin su tankerini karşılamaya gitmiş, kolejde, yurt dışında eğitim almamış, mahalle mektebinden çıkıp avcı bakışlardan köşe bucak kaçınarak delik pabuçlarla eve koşturup annesinin eline tutuşturduğu tahtayı alıp annesiyle birlikte halıdan su çektirmiş, yün havalandırmış, biber kurutmuş, tezekten top top yakıt yapmış, kocasını ayrı, çocuğunu ayrı, komşusunu ayrı idare etmiş, ondan kaçarken ona toslamış, iki arada bir derede kala kala cinliğin kitabını baştan yazmış, her numarayı şak diye anlayacak mertebeye ulaşmış, kısaca bir dolu kadın yıllar boyu ne yapmışsa onları yapmış ve ardından, ev hanımlığından tasdiknameyi aldıktan sonra kaleme kağıda sarılmış, kendi gibileri kendi yaşam alanlarında kağıda dökmüş, döktürmüş kadın yazar da olmalıydı. böylesi çıktı mı bilmiyorum, benim aklıma hiç gelmedi.
hesabın var mı? giriş yap