• yanında çalıştırdığı kadını, anladığı dilde türkiye’de istikrar olmadığına dair ikna edebilecekken, toplumun içinde aşağılamayı seçmiş, “okumuşsun ama adam olamamışsın” denilebilecek üniversiteli kadın çemkirmesi.

    temizlikçi kadın senin sahip olduğun imkânlara sahip olsaydı belki de bu vatana millete senden daha fazla faydası olacak, temizlikçisini aşağılamak yerine aydınlatmaya çalışacaktı ..

    (bkz: insanlık senin neyine sirayet)
  • azınlık tahakkümünün çıkış noktası olan 'senin neyine' ekolünün son vesikası. güncelden gidelim. malum lost'ta bir zaman döngüsü ve sebep olduğu kargaşalık vardır ya. hani desmond biraderin 2004 yılındayken kendini 1996'da zannetmesi gibi. bu hanım ablalar da artık ne ara adaya düşüp çıktılarsa aynı dertten muzdaripler. zihniyet tamamen ortaçağ zihniyetiyken kendilerini çağdaş ve modern saymaları ciddi bir rahatsızlık belirtisi. bir yandan bu tip tahammülsüzlük örnekleri, diğer yandan her an 'ilerici ve çağdaşım, aydın bir türk kadınıyım' diye şarkıya giriş yapma potansiyeli. sizi faraday'a havale ediyorum.
  • temizlikçi "vesayet"e temizliğe gittiği hanımı tarafından sorulan soru.

    e vesayet sen kimsin, ne iş yaparsın, ne bilirsin? herkes haddini bilsin. bu ülkede birilerinin "gerisi"ni temizlemekten başka yapabileceğin ne var? tek derdin evine bir paket makarna ile çocuklarına 2 paket margarin götürmek mi? neden? sen hiç hazar denizi havyarı yedin mi vesayet? ayol sen nerden bileceksin havyarı di mi? siz kırsal kesim insanı ancak ekmek arası helva yemeyi bilirsiniz. ha hazar denizi de aslında bir göl. bakma adının içinde deniz geçtiğine. ama sen nerden bileceksin? havyar senin neyine vesayet?..
    çocukların okuyup sınıf mı atlayacak yoksa vesayet? başka çareleri mi yok? nasıl yani... standartlarını yükseltmek, insanca yaşamak, en önemlisi halkına, vatanına faydalı olmak için örtüleriyle pardon baş bezleriyle okumaya çalışan kızların mı var? yazıklar olsun sana vesayet. gündeliğe verdiğim 50 ytl zehir zıkkım olsun. ben sana bunun için mi iş veriyorum vesayet?
    senin oy hakkın da var değil mi vesayet? ne acı... senin de bir oy hakkın var, benim de... oy senin neyine vesayet? ne anlarsın sen seçimden, seçmekten? kimi seçeceğini nerden bileceksin? güdülmen lazım vesayet. ben seni güderim merak etme. güdemezsem kapatırım zaten dert değil. ahahaha.

    istikrar mı dedin? o ne demek biliyor musun sen vesayet?

    istikrar senin neyine vesayet?
  • istanbul'da çalıştığını varsayarsak gündeliği vergisiz mergisiz 60 ytl'den haftada 4 gün çalışsa ayda 1,040 ytl'yi cebe indiren vesayet'in hikayesi. bir paket makarna iki margarin hikayesine ise kahkahalarla gülmekteyim.

    edit: en beğenilmeyen entry'mi iyice dibe itmek için şunu da söylemek istiyorum, vesayet köyüne dön. herkes istanbul'da yaşamak zorunda değil, şehirde adım atacak yer kalmadı. hadi canım.
  • eve aldığı iki margarin ile bir paket makarnanın lafı edilmeden hemen önce sorulan soru.

    ulan vesayet sen de az değilsin ha. milletin kirli donlarını yıkayıp, banyosunu cifliyor, 7. katın penceresine çıkıp aşağıya bakmadan camları siliyor, mutfağında yapışmış yağları kazıyorsun ama işe de hususi arabanla gelip gidiyorsun be. bir giydiğini bir daha giymiyor, beş çocuğunu kolejlerden, piyano kurslarından geri koymuyor, sahibi olduğun malikane de gönlünce yaşıyor, işten yorgun argın çıktığında boğazın derin sularına bakarak çay bahçesinde çayını yudumluyorsun. milletin pisliğiyle ne güzel yaşıyorsun vesayet. 1040 ytl insanı kraliçeler gibi yaşatır bu memlekette de mi vesayet?

    hergün "düzenli" iş bulabilsen bile "meslek hastalıkları"n yüzünden çalışamıyorsan o senin sorunun vesayet! bana bunlarla gelme! hasta olmayacaksın güzel ablacım! yaşadığın lükse devam etmek için, standartlarını düşürmemek için yıpranıp yorulmayacak, belini ağrıtmayacak, haftanın her gününe de iş bulacaksın. yoksa sana gülerler vesayet.

    iyi misin?
  • "ozgurluk senin neyine, begenmiyorsan ceker gidersin, hatta anani da al git" sozlerinin alkislandigi bir ulkede, birileri de cikmis bu alkislayanlarin duvar afislerinde okuduklarina degil de, yasadiklarinin farkina varip, bunlari gormesini istemis, dusundugunu dile getirmis. pek de iyi etmis. hani demokrasi vardi ya memlekette, buna guvenmis olsalar gerek, konusmuslar iste.

    bu arada benim de iki cift lafim olacak vesayet'e.
    vesayet duydum ki kasimpasali imissin. kocan da gecenlerde bir hatun kisinin alisveris yapmak icin kapattigi magazanin oldugu alisveris merkezinde temizlik islerini yapiyormus. kari koca calisip kit kanaat geciniyormussunuz. hayal bile kuramaz olmussun artik. ama uzulme veraset memlekette istikrar var. imam hatip'te okuyan oglun belki yirmili yaslarinda yatlarla fink atamayacak, uzun donem askerligini teror bolgesinde yapip, insallah sehit olmadan geri gelip, o da belediyede temizlik gorevlisi olacak. o da bi paket makarna ile iki paket margarine talim edecek.
    ama olsun, senin memleketinde istikrar var vesayet. afislerde oyle yaziyor.
  • kendini bilmez hizmetçinin, hanımı kızdırarak sarfetmek zorunda bıraktığı soru.

    (bkz: istikrar) dolar ve euro paritelerinden değil aynı zamanda halkın sosyo kültürel yapısından da anlaşılabilir, unutmayalım ki, vesayet bundan önce söz sahibi bile değildi, zaten kırmızı başlı teyzeyi de kızdıran bu. hanım bu sürekliliğin bozulmadan devamının gelmesini bekliyor.

    (bkz: nah)
  • toplumdaki tüm kadınları kurtarmaktan bahsederken henüz yanı basındaki kadına yardımcı olamayan hatta onu aşağılayan kadının yaşadığı çelişkiyi gösteren cümle.
  • bir paket makarna, iki paket margarinle benim de desteklediğim kampanya gibi, cillop gibi bir söz..
    vesayet dinle.. öyle temsil ederler;
    yaradılış zamanı birgün divan olmuş. insanlar bakmışlar ki kendilerinin milyonlarca misli eşek var. korkmuşlar.
    içlerinden biri söz bileni, ilerlemiş, diz çöküp ağlayı ağlayı demiş:
    -yarabbi! bizi mahv eyle de dünyaya yollama.
    -ne için ya kulum?
    -çünkü biz, yani eşref i mahlukât olarak adlandırılan cins kırk elli kişiden ibaret. halbuki eşek sayısı yük yük. saymakla tükenmeyecek. rabbani adaletin böyle midir ki, yaratıkların en mükemmeli olanlar çifteler altında ezilsinler, kahrolsunlar?
    bunun üzerine hemencecik bir hitab ı izzet daha buyurulmuş:
    -haklısın ya kulum. onların yarısını insan ettim..

    şimdi sevgili vesayet, ezelden mukadder olana ne diyebiliriz?? aman sen sen ol çok dinle, çok iş yap, ama az söyle. milleti layık olmadığı makus kader ve sıkıntılarıyla istihza etmeyi, hastalığına şifa bulmak için uygun görenler zümresinin en faal, üniversite mezunu bağyan üyeleri olan bu süzme vatanseverler, bu sahte hamiyet sahipleri üyeleri karşısında hazrolda durmayı öğren, istikrar senin neyine vesayet anlamadın mı hâlâ?

    "senin neyine olanlar" listesi sadece istikrarla da kalmıyor vesayet, yani kısacası, altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye de sevinme..

    -işler bitti hanımım bir kahve yapalım da içelim karşılıklı
    -kahve senin neyine vesayet, sen çay içmeyi bilirsin ancak...
    ..
    -işler bitti hanımım, ben akşama ekmeğiniz bitmiş bi koşu aliim geliim..
    -ekmek ne vesayet, biz pasta yiyoruz..
    ..
    -işler bitti hanımım, çocuğu kreşten almaya gidiyim..
    -kreş senin neyine vesayet, kreş senin ne yi ne??

    üzülme vesayet dediğimiz gibi, yaradılış hikayesi aklının hep bir köşesinde bulunsun, sen ekmeğini bileğinin gücüyle kazanmaya çalışan, az çok da hesabını veremeyeceğin bir lafın altında kalmamasını bilen eşref i mahlukattansın, ama diğerleri için söyleyebileceğimiz şeyler bizim de sınırlarımızı aşıyor vesayet, nezaketimi bozmadan sadece şunu diyebiliyorum hanımına:
    "bok ettin bayan"

    ha unutmadan vesayet! ünzile kaç koyun ediyor peki bunu biliyor muydun?
hesabın var mı? giriş yap