• (bkz: ilyada)(bkz: serbest cagrisim)
  • fr./"var"
  • (bkz: ilya)
    (bkz: ilya ehrenburg)
  • cümle içinde kullanmak gerekirse:
    "il y a merde" >> "bok var" anlamına gelir.
  • türkce dusunerek ne var ne yok demek icin qu'est-ce qu'il y a, qu'est-ce qu'il n'y a pas gibi absurd bir cümle icinde kullanilabilir.
  • 1) fransizca "var" anlaminin yaninda bir de "once" anlami vardir

    ornek; il y a deux jours -> iki gun once

    2) birlesik yazildiginda ise trip-hop-ambient muzik icra eden bi gruptur.
  • soru şekli y a-t-il?
  • 1953 tarihli bir jacques brel şarkısı

    il y a tant de brouillard dans les ports au matin
    qu'il n'y a de filles dans le coeur des marins
    il y a tant de nuages qui voyagent là-haut
    qu'il n'y a d'oiseaux
    il y a tant de labours il y a tant de semences
    qu'il n'y a de joie d'espérance
    il y a tant de ruisseaux il y a tant de rivières
    qu'il n'y a de cimetières

    mais il y a tant de bleu dans les yeux de ma mie
    il y a dans ses yeux tant de vie
    il y a dans ses cheveux peu un d'éternité
    sur sa lèvre tant de gaieté

    il y a tant de lumière dans les rues des cités
    qu'il n'y a d'enfants désolés
    il y a tant de chanson perdues dans le vent
    qu'il n'y a d'enfants
    il y a tant de vitraux, il y a tant de clochers
    qu'il n'y a de voix qui nous disent d'aimer
    il y a tant de canaux qui traversent la terre
    qu'il n'y a de rides au visage des mères

    mais il y a tant de bleu dans les yeux de ma mie
    il y a dans ses yeux tant de vie
    il y a dans ses cheveux un peu d'éternité
    sur sa lèvre tant tant de gaieté.
  • "there is"in fransizcadaki karsiligi denebilir.

    bu baglamda "uzerimde cok goz (nazar) var" demek icin "il y a beaucoup de yeux sur moi" seklinde bir cumle kurmak mumkundur.

    tabii ki bunu anlayacak bir fransız da bulmak gerekecektir.
  • levinas'ta il y a kavramına bakalım. bilinçlilik halinin de, farkında olunan bilinçsizlik bilincinin de ötesinde konumlanan bu varlık-olayını levinas, “her şeyin, varlıkların ve kişilerin hiçliğe dönüşünü hayal edelim. saf hiçlikle mi karşılaşacağız? her şeyin bu muhayyel yıkımından sonra herhangi bir şey değil, var (“il y a”) olgusu kalır. her şeyin yokluğu bir mevcudiyet olarak –her şeyin yok olup gittiği bir yer olarak, bir atmosfer yoğunluğu olarak, boşluğun doluluğu olarak veya sessizliğin uğultusu- olarak geri gelir. şeylerin ve varlıkların bu yıkımından sonra öznesi olmayan varolmanın “güçler alanı” vardır”. ne özne ne de ad olan bir şeydir o. artık hiçbir şey olmadığında kendisini dayatan varolma olgusudur...“il pleut – yağmur yağıyor”…. da olduğu gibi öznesi belirsizdir” diye tanımlar.
hesabın var mı? giriş yap