• louis althusser tarafindan kaleme alinan ve gunumuz devlet yapilarini anlamamiza yardimci olan, herkesin okumasi gereken kitap.
  • louis althusser'in 1970 tarihli kitabinin adi. (idéologie et appareils idéologiques d'etat)

    oz itibariyle, proleteryanin beynini yikamak icin devletin din, asker, polis gibi kimi aygitlarla ideolojisini yaymaya, inandirmaya calismasindan dem vuran eser, kanimca temelde, proleter sinifi bu gibi aygitlarin kolesi olmaya mahkum, daha acik tabiriyle "aptal" olarak gormustur. oysa devletin ideolojik aygitlarinin temel hedefi yalnizca proleterya degil ayni zamanda da burjuvazidir, yani tum toplumdur. bu durumda da tum toplumun aptal oldugu genellemesine gidilebilinir (aziz nesin'in turk halkini tanimladigi gibi). peki gercekten tum toplum aptal midir?

    althusser'in "devletin ideolojik aygitlari" kavrami oz itibariyle boylesine bir celiskiyi acikca barindirir. ve ote yandan "milliyetçilik ile liberalizmi kaynaştırmak amacıyla zorunlu" oldugundan dem vurarak bir bakima kotuledigi humanizma kavramindan kacinilmaz olarak uzaklasir. her ne kadar marxist bir bakis icin bu tur bir dislama, ozellikle bizim toplulumuzdaki marxistlerce ve kismen de olsa kimi batili cevrelerde hos gorulse de insanin temelde bilincli bir birey oldugu gercegi gozardi edilir. kisinin, kendisine kimi aygitlar yoluyla dayatilan ideolojilere neden kucak actigi sorusu meselenin temelde yalnizca bir tek noktasindan hareketle cozulmeye calisilir. evet, devlet bu aygitlarini kullanir hem de toplumun tum sathina bilincli bir indoktrinizasyon esliginde; ancak erich frommun ozgurlukten kacis (escape from freedom) adli eserinde belirttigi gibi kisi kimi zaman, ozgurlugun agir sorumlulugundan kacmak ve dusunmemek icin bilincli bir sekilde kendini kandirir ya da kendisinin kandirilmasina izin verir. bu aptallik midir? psikolojik baglamda kisisel bir kacisi vurgulayan yasama karsi boylesine bir tutumu aptallik olarak tabir etmek zordur, bu olsa olsa korkakliktir. bu korkunun cikis noktasi ise ilk bakista kisinin egosu gibi gorunse de kanimca ozde cahilligidir.
  • herkesin çevresinde neyin olup bittiğini ufacık da olsa kavrayabilsin diye okumaya çalışması gereken incecik bir kitabın adıdır.
  • kitabın önsözünde murat belge, althusser'in karmaşık toplumsal yapıyı homojen- tek yapıymış gibi sunan indirgemeciliğini eleştirir. belge'ye göre, "dia"lar belki vardır ama bunun basitleştirilmiş bir kategorizasyona sokulması yanlış yerlere götürebilir. yani şu; toplumun her bir yapısını devletin güdümündeymiş gibi görüp, daha doğrusu tüm bu toplumsal yapıları devlete havale etmek, devlete aitmiş gibi sunmak. bu bakımdan murat belge'nin yaklaşımı althusser'e göre daha bir sakinlik taşır, gibime geliyor. yahut şöyle söyleyeyim; althusser'in tanımlamasının beni götürebildiği yer, sadece bir girdap. dönüp dönüp "devlet"le karşılaştığım bir girdap.

    naçiz bir insan evladının editi: derdim bir entryde koca althusser'i alt etmek değil, yalnızca bu nüansa dikkatleri çekmek. beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
  • "idéologie et appareils idéologiques d’etat: notes pour une recherche" louis althusser'in ilk kez 1970'de la pensée'de yayımlanan ünlü metninin adı. gavurca baskılarına ayrı bir kitap olmaktan ziyade althusser'in "lenin and philosophy and other essays, monthly review press, 1971" metninin farklı türevleri içinde rastlanabilir. ancak bu metin; "ideoloji ve devletin ideolojik aygıtları" adıyla ayrıca da türkçe'ye çevrilmiştir. iletişim yayınları'ndan murat belge önsözüyle çıkan kitabın çevirmenleri yusuf alp ve mahmut özışık'tır. iletişim baskısı ilk kez 1989'da yapılmıştır. daha önce de kitap birikim yayınları'ndan çıkmış. ancak 1978 tarihli bu baskıyı bulmak zor şimdi. evet konumuza dönelim ve louis baba ne anlatıyor, ona bakalım:

    louis althusser ideoloji ve devletin ideolojik aygıtları adlı çalışmasıyla klasik marksist devlet teorisini zenginleştirmek istemiş ve bunu büyük ölçüde başarmıştır. marksist devlet teorisinin temel kabulleri şöyle sıralanabilir:

    1. devlet egemen sınıfın baskı aracıdır.

    2. devlet iktidarını devlet aygıtından ayırmak gerekir.

    3. sınıf mücadelelerinin hedefi devlet iktidarıdır.

    4. proleterya,varolan burjuva devlet aygıtını yıkmak ve bu ilk aşamada onun yerine bambaşka bir devlet aygıtı koymak ve ilerki aşamalarda radikal bir süreci,devletin yıkılma sürecini başlatmak için devlet iktidarını elde etmelidir.

    5. hükümet,yönetim,ordu,polis,mahkemeler,hapishaneler vb. devletin baskı aygıtlarıdır.

    işte althusser tam da bu noktada marksist teoride varolan devlet iktidarı-devlet aygıtı ayrımının yanında devletin baskı aygıtları-devletin ideolojik aygıtları(dia)
    şeklinde bir ayrım daha yapılması gerektiğini belirtmektedir. althusser'e göre belli başlı dia'lar şöyle sıralanabilir:

    - dini dia(değişik kiliseler sistemi)
    - öğretimsel dia(değişik,özel ve devlet ''okullar''ı sistemi)
    - aile dia'sı
    - hukuki dia
    - siyasal dia(değişik partileri de içeren sistem)
    - sendikal dia
    - haberleşme dia'sı(basın,radyo-televizyon vb.)
    - kültürel dia(edebiyat,güzel sanatlar,spor vb.)

    söz konusu dia'ların devletin baskı aygıtlardan ayrıldığı temel nokta ise şudur: ''devletin baskı aygıtı 'zor kullanarak işler' oysa dia'lar 'ideoloji kullanarak işlerler''. aslında althusser'in de belirttiği üzere hem baskı aygıtı hem de dia'lar zor ve ideoloji kullanırlar. ancak ayrım öncelik sırasında yatmaktadır. devletin baskı aygıtı zora öncelik verip ideolojiyi ikinci planda tutarken,dia'lar için ideolojiler birinci plandadır. bu dia'ların temel işlevi ise kapitalist sömürü ilişkilerinin yeniden üretimidir.

    althusser'in ideoloji ve devletin ideolojik aygıtları çalışmasında ideolojinin doğasına ilişkin ileri sürdüğü temel tezleri üç ana başlık altında toplanabilir.

    1. ideoloji,bireylerin gerçek varoluş koşullarıyla aralarındaki hayali ilişkilerin bir ''tasarım''ıdır: bu tez,klasik marksist ideoloji teorisinde bulunan ideolojiyi bir yanılsama,katıksız bir rüya oolarak görme eğiliminin terkedilmesine işaret eden önemli bir açılım getirmektedir. althusser için ideoloji gerçekliğin bir temsili değildir. o burada insanlarla varoluş koşulları arasında yaşanan hayali ilişkiye dikkat çekerek bir anlamda ideolojilerin doğruluğu ya da yanlışlığı gibi bir nitelemenin söz konusu olamayacağını vurgulamak istemektedir. althusser'in bu çabası onun ideolojinin maddiliği vurgusu ile örtüşmektedir.

    2. ideolojinin varoluşu maddidir: althusser bu tezi ile yine ideolojiyi salt ekonomik pratiğin bir uzantısı olarak gören indirgemeci ideoloji anlayışından ayrılır ve ideolojinin de bir belirleyicilik etkisi taşıdığına işaret eder. bu belirleyicilik etkisi yani ideolojinin maddiliği kaynağını ideolojinin belirli aygıtlar ve pratikler içinde gerçekleşmesi gerçeğinde bulmaktadır. althusser bu noktada pascal'ın örneğinden yararlanır: ''diz çökün,dudaklarınızı dua ederek kıpırdatın,inanacaksınız.''

    3. ideoloji bireyleri özne olarak adlandırır: althusser'e göre özne kategorisi her ideolojinin kurucu kategorisidir ve özne kategorisi her ideolojinin kurucu kategorisiyse bu,her ideolojinin(her ideolojiyi tanımlayan) işlevinin somut bireyleri özne haline getirmek olmasındandır. althusser'in bu tezi de ideolojinin maddiliği noktası ile örtüşmektedir ve bir ''çağırma-adlandırma'' pratiğinin işleyişine göndermede bulunur. althusser burada örnek olarak bir polisin ''hey siz oradaki!'' seslenişiyle seslenildiği-çağrıldığı yere dönen bireyin bu basit fiziksel dönüşle birlikte özne olmasını verir. burada birey çağrılanın kendisi olduğunu tanır. althusser bu noktadan hareketle ideolojinin varoluşu ile bireylerin özne olarak çağrılmalarının veya adlandırılmalarının bir ve aynı şey olduğunu söylemektedir.

    louis althusser tüm bu tezlerini ideolojinin ebediliği varsayımına dayandırır. buna göre; genel olarak ideolojinin tarihi yoktur, ideolojilerin tarihi vardır. althusser'in bireylere hiç bir direnme veya mücadele olanağı vermeyen/vermediği iddia edilen yapısalcı modeline yapılan onca saldırıya rağmen (elleriniz kırılsın) bu modelin ideoloji tartışmaları açısından büyük bir dönüm noktası olduğu açıktır.
  • çevirisi, insana saçını başını yolduracak cinsten kitap. kâbus gibi çöküyor, gitmiyor.
  • louis althusser'in ideoloji ve devletin ideolojik aygitları adiyla turkceye cevrilmis kitabidir.
  • üst yapının sunumu.

    kimse yazmamış bari ben yazayım.
  • althusser'in herhangi bir temel marxist eseri okumamış hatta konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan birinin dahi kolayca anlayabileceğini düşündüğüm kitabı. ben yine de dia kuramının ideolojinin tarihsizliği üzerinden gidişini, tarihin sosyolojik hareketlerini gözardı etmesi bakımından kusurlu bulduğumu söylemeliyim. eser, çoğu marxist eser gibi ortodoks ancak "günümüzde de hala bir şey değişmedi" demek yerine daha doğru anlaşabilmesi açısından başta neo-marxist kuramlar olmak üzere birçok şeye ihtiyaç duyuyor olmalıyız. ben olayın, söz konusu olan ideoloji de olsa, feuerbach'ı çıkış noktası alarak ilerletilemeyeceğini düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap