heyula *
-
yunanca hyle kelimesinin arapçası. heyula'nın biçimi yoktur. her biçimi alabilir. kelime anlamı madde olarak geçmekte, fakat islam felsefesinde madde'nin öncülüdür (kendisi değil, öncesi, habercisi, önceki hâli). dolayısı ile maddi bir kavram değildir. suret heyula'nın biçim kazanmış halidir. sami bey güzel açıklar bu durumu:
"bir heyuladan zuhur eyler nice suret bana" -
korkunç görüntülere, hayâllere, devasa boyutlardaki nesnelere de "heyula gibi" denir.
-
xix. yy. feylesoflarından olan mahmut sadık'a göre de maddenin anası olan tözdür heyula.. belki bir zihin formudur, belki de değildir tabii, zihne bağlı.. misal bir kalem, bir pergel, bir de çikolatayı ele alalım efendim.. hepsinin bağlandığı ana trafonun şalterlerini kapatırsak ne olur? zihnin elektrikleri kesilir değil mi, off bir bakınız her yer zifiri karanlık olma mı: anılar, bilgiler, kişi adları, telefon numaraları, biyografik öğeler, otobiyografik eğeler birbirine girer hasıl-ı kelam..
işte bu yüzden, deli heyula'ya yamuk yapmaya gelmez, maazallah madde-i kudasai.. -
halide edip adıvar romanı
-
(bkz: karakoncolos)
-
felsefede bütün cisimlerin ilk maddesi olarak varsayılan madde.
-
komunist manifesto'nun eski baskilarindaki ilk cumlede "hayalet" yerine kullanılan kelime:
"avrupa'da bir heyula geziniyor, komunizm heyulası(..)" -
(bkz: iskender afrodisi)
-
maddenin her sureti kabul ediş kabiliyeti.
-
bir yazar. neslini bilmiyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap