• haydarpaşa garı ve çevresinin çehresini değiştirecek bir proje.türkiye'nin bütçe olarak gap'tan sonraki ikinci büyük projesi(5 milyar dolar)..haydarpaşa garı, tren seferleri için kullanılan bir yer olmaktan cıkarak müzeye dönüştürülecek ve ayrıca yurt dışından gelecek olan büyük devlet adamlarının misafir edileceği bir yer olacak.dünya ticaret merkezine dönüştürülecek.. hemen yanındaki haydarpaşa limanı ise kaldırılarak 7 adet kule şeklinde bina dikilecek.. kentin tarihsel olgusu ciddi bir şekilde zarar görecek..dev semazen heykelinden daha ciddi ve olanlı bir şekilde ilerleyen bu projenin sonunda belki de bizi en cok üzecek şey türk sinemasında haydarpaşa garı başlığındaki o şirin enstantaneler yaşanmayacak..
  • bir takim akli evvellerin haydarpasayi filmlerde gorup ozendikleri manahattan a cevirme projesi.

    turkiye sehir planlamasi tarihinde danisikli dovuslerden sadece bir sahne, ama deccal in de belirttigi gibi galiba en pahali olani.

    ne tarihi olgu, ne fiziksel doku, ne de ihtiyac analizi kavramlarini hicbir sekilde icermeyen; hayal ettim, istedim, yapacagim uclu dizgisinin sonucu olmasi planlanan bir proje.
  • haydarpaşa'ya, onun tüm anılarına, rayların arasında yan tarafta yaşlı bir kadının el radyosunda bir gece ansızın gelebilirim çalarken kalplerimiz aşkla doluyken ettiğimiz dansa, gidilecek yer bulamayıp da güneşin doğuşu ve çamaşır suyu kokusuyla son bulan istasyon gecesine, gecelerine, insanların yüzlerinden okuduğunuz öykülere, istanbul'a derinden, uzaktan, dışarıdan, içinden bakmaya, trenle gelenler için o büyülü ilk bakışta aşk'a ve "yurdum, haydarpaşa garından inen esmerlik" dizelerine, edebiyata kadar bu şehrin içini dolduran her ayrıntıya yapılmış bir saldırı..
    vapurları da kaldırsınlar... deniz otobüsleri daha hızlı ne de olsa.. önemli olan işlev.. kocaman kocaman gökdelenler gerekli boğaz kıyılarına.. tarihi binalar, kent simgeleri.. haşa...istanbul 'un canı cehenneme, her yeri new york'a bulamalı... tüketip bütün tarihi anıları pisleten kocaman pahalı projeleriyle.. martılara simit atmak gibi kocaman ve ufacık, biricik anıları, tren raylarında yürümek gibi kocaman ve ufacık, biricik anıları tüketir birileri... tüketir kocaman pahalı projeleriyle...
    hiç gerçekleşmemesini diliyorum...
  • istanbulda yapılması düşünülen iki projede birisi.tophane-kadıköy vagon iskelesi ile kabataş’taki deniz ticaret odası’na kadar uzanan bölgeyi kapsıyor. buraya alışveriş merkezleri, toplantı salonları ve feribot iskelesi yapılacak. modern kongre merkezi binaları inşa edilecek. karaköy ve salıpazarı civarında 6-7 turist gemisinin aynı anda yanaşabileceği bir liman yapılacağı söylenen proje.
  • hakkında yapılan tartışmanın doğru eksende ilerleyebilmesi için biraz daha bilgi verilmesi gereken proje.

    1- öncelikle haydarpaşa tren garı yıkılmayacak ama tren garı olarak da kullanılmayacak çünkü marmararay projesi hayata geçtikten sonra oraya trenler uğramayacak, işlevsiz hale gelecek. yanılmıyorsam bu tarihi bina müze olarak kullanılacak.

    2- haydarpaşa garının arazisi projeye yeterli olmadığı için haydarpaşa limanı kalkacak, iki arazi birleşecek. zaten limana ait arazi çoktan tümüyle tcdd'ye devredildi. bence bu olumlu bir gelişme, liman hakikaten istanbul silüetini bozuyordu. proje buradan bir artı puan alıyor.

    3- projenin en çok eleştirilen kısmı ise proje kapsamında dikilecek gökdelenler. bölgede birçok tarihi yapı** var, bu yapıların önü kapanacak, haydarpaşa sahil şeridi halkın kullanımına kapanacak*, dikilecek gökdelenler istanbul siluetini bozacak diye projeye karşı çıkan insanlar var. ben açıkcası ilk iki eleştiriye katılmıyorum. bölgedeki tarihi binalar şu an zaten iyi değerlendirilmiyor. kaçınız selimiye kışlasını gezdi ki ?!. bilakis proje sonrası bu binalarda göz önüne gelir, kıymetlenir. aynı şekilde sahil halkın kullanımına kapanacak iddiası da boş. çünkü zaten şu an sahil halkın kullanımına açık değil. yapılacak binalar, otel, alışveriş merkezi ve kongre merkezi olacak. binlerce insana iş imkanı sağlayacak. istanbul'un şu an acil olarak kongre merkezine ihtiyacı var. lutfi kirdar kongre ve sergi sarayi önümüzdeki seneler boyunca dolu ve istanbul kongre turizminden yararlanamıyor tesis eksikliği yüzünden. galataport projesi, haydarpaşa projesi ve şimdi ki ali sami yen stadı yıkılınca yerine kurulacak kongre merkezi projesi istanbul'un bu ihtiyacına merhem olacak. milyarlarca $ para kazanacağız. on binlerce kişilik istihdam sağlanacak. ama işin enterasan yanı bu üç projeye de karşı çıkılması !

    ama hiçbir şey ne tam beyazdır ne tam siyah. ilk iki eleştiriye katılmasamda, sonuncu eleştiride durup düşünmek gerek.

    demek istediğim bu proje öyle hemencecik karar verilecek bir proje değil !

    http://www.arkitera.com/…/2005/04/28/haydarpasa.htm
  • şaka gibi... dünya kamuoyunu hiçe sayma projesi.

    bu tür projeleri tarihi, kültürü, etiği, estetiği, çevreyi ve insanı umursamadan rant olanağı olarak görüp "milyarlarca $ para kazanacağız" yaklaşımı sergileyenler, yakın zamanda şunlara da imza attılar;
    (bkz: nükleer santral)
    (bkz: gökkafes)
    ve hatta
    (bkz: ikinci körfez savaşı)
    (bkz: amerika'nın irak'ı işgali)

    bu kişilerin hayatlarının geri kalanını manhattan'da geçirmelerini temenni ederek, istanbul'u rahat bırakmalarını diliyoruz.
  • yapılacak gökdelenler içerdiğinden karşı çıkma potansiyeline sahip olduğum proje… çünkü, cidden, istanbul a boğaz kıyısına gökdelen falan hiç yakışmıyor.manhattan dediğin yer ayrı, istanbul ayrı. sen şimdi manhattan a gidip deniz kıyısına bizim saraylardan diksen kelalaka durmaz mı? haydarpaşaya gökdelen dikmek de aynı şey.

    ama haydarpaşa civarının ıslah edilmesini sonuna kadar desteklemek gerek. bizim deniz kıyılarımız metrelerce tren yolunu yan yana döşenmesiyle heba edilecek kadar değersiz mi allahaşkına? o güzelim yerde yan yana parketmiş boktan tren vagonlarının ne işi var? trenler deniz manzarasız yerde bekleyemiyorlar mı?

    ayrıca insanların istihdam edilmesi ve anadolu yakasında yeni iş merkezlerinin oluşturulması da gayet güzel fikirler. sonuçta anadolu yakasında evden başka bi halt yok ve eğer anadolu yakasında yeni iş olanakları –yani cazibe merkezleri- oluşturulmazsa insanlar boğaz köprüsünde her gün kafayı yemeye devam ederler.

    anadolu yakasında oturanlar birçok kez “ulan keşke işim/okulum da anadolu yakasında olsaydı da hergün sürünmeseydim” diye sızlanmıştır. o yüzden istanbul un anadolu yakasına yapılacak yatırımlara ihtiyacı var. ama ne olursa olsun boğaz kıyısında yeni gökkafesler görmek istemiyorum.
  • kalkınmakta olan ülkeler grubunda yer alan ülkemizin, kalkınmış ülke statüsüne geçebilmesi için gerçekleştirmesi gereken çok sayıda projeden sadece biri...

    ülkemiz, geri kalmışlıktan kurtulup çağdaş ülkeler seviyesine çıkabilmek için, cumhuriyetten bu yana karınca kararınca bir şeyler yapmaya çabalıyor. ulu önderimiz atatürk'ün de bizden istediği "muasır ülkeler seviyesine yükselebilmemiz"...

    ancak benim aklımın erdiği günden beri, hangi parti iktidarda olursa olsun, gelişmişlik adına yapılması düşünülen hiçbir projeye millet olarak biz gönüllü destek vermedik. eğer bu proje gerçekleşirse, iktidarın puanı artar diye hep korktuk. bu yüzden gizli âşikâr hep iyiliklere, yeniliklere karşı durduk.

    dünyada hiçbir şey salt fayda temin edemez. her faydalı şeyin az çok bir yan tesiri ve zararı vardır. hastalığımıza şifa olsun diye avuç avuç yuttuğumuz ilaçların prospektüslerini hiç okumaz mısınız? neredeyse bizi vazgeçirecek kadar olumsuz yan tesirleri vardır.

    ama hepimiz bu ilaçlarla iyi oluruz. tek tük vücut yapısı itibariyle başka hastalıkları olanlar elbette ya biraz zarar görebilirler veya bir fayda sağlayamayabilirler. ama hiçbirimiz bu yüzden ilaç almamayı aklımıza bile getirmeyiz.

    fakat ne zaman ülkemizin ekonomisine çok büyük katkı sağlayacak bir proje gündeme gelse, mutlaka ona karşı çıkacak bir şey buluyoruz. söylenenlerin elbette doğru tarafları vardır. ama yanlışları ve eksikleri diz boyu...

    yurdumuzda kurulan fabrikalardan barajlara, yollardan limanlara, boğaz köprüsünden beş yıldızlı otellere, marinalardan turizm komplekslerine kadar her şeye karşı çıkıyoruz. gecekonduya karşıyız, gökdelene karşıyız, trene karşıyız, otobüse karşıyız.

    acaba çok mu bilinçliyiz, çok mu idealistiz, çok mu cahiliz, çok mu bilgiliyiz ben anlayamadım. bilenler bir açıklama yaparsa sevinirim. şu ülkede bugün hepimizin zevkle şevkle kullandığı her şeye zamanında karşı çıkıldı. bunların hepsi yanlış mıydı?

    ben öncelikle aklı başında olan herkesi, "bu işte bir terslik yok mu" diye düşünmeye davet ediyorum.

    sonra bütün vatandaşlarımızı üzerinde hepimizin ittifak sağlayacağı projeler üretmeye çağırıyorum.

    ve eğer bunlar yapılamıyorsa, üretime katkı sağlanamıyorsa, bari yapılanlara engel olunmaması, ülkenin önünün açılması, açanların yolunun tıkanmaması gerekir diye düşünüyorum.
  • ne uğruna neler feda ediliyor dedirten bir diğer proje. aslında bu projeye de özelleştirme olarak bakabiliriz..
    hakkında yapılan bir açıklama:

    anadolu'nun istanbul'a giris kapisi olan tarihi haydarpasa gari ve cevresi, anadolu cografyasinin insanlarina ve istanbullulara kapatiliyor. yuzyildir bir cogumuzun denizi ve istanbul'un o efsanevi siluetini ilk kez gordugumuz, henuz gormemis olsak bile gorkemini o nahif yerli filmlerden birinde mutlaka duyumsadigimiz anilarimizin mekâni haydarpasa garini da icine alan yaklasik 1.000.000 m²lik alan, "dunya ticaret merkezi" adi altinda; imf direktifleri ve ekonominin borc odeme carkinin donmesi bahanesi ile dunyanin varsil emlak piyasasi emrine sunuluyor.

    5-10 milyar dolarlik bir nakit akisi icin; dunyanin en ozel siluetine, her turlu yasa ve yonetmelik, bilimsel ve etik kurallar hice sayilarak 7 adet gokdelen diken ve istanbul'un ve anadolu'nun demiryolu ve deniz ulasimi baglantisini, daha onemlisi anilarini ve tarihi-kulturel simgelerini yok eden bu ozellestirme projesinin:
    dunya mirasi istanbul'un dogal tarihi ve kulturel zenginligine sahip cikan ve bu degerlerin kisa sureli ekonomik cikarlar ugruna talan edilmesine izin
    vermeyecek olanlarin dayanismasi ile engellenebilecegini biliyoruz.

    tmmob mimarlar odası büyükkent şubesi
hesabın var mı? giriş yap