heviya te
-
sivan perwer in on yedinci albumu (1999)
bila be
heviya te
welleh nabe
dayik
tembura min
duhok
ser neke
lo mamo
bila be- olsun parçası, gerek sozleriyle, gerekse muzigiyle gayet guzeldir.
heviya te - umudun, pop tarzındadır. işin garip tarafı, şivan, bu parçayı da gayet guzel
yorumlamıs ve pop tarzı parçalara da pek yabancı olmadıgını bizlere gostermiştir. ne diyeyim, hangi tarzda soylerse adama yakısıyor...
welleh nabe - vallahi olmaz parçası da en az bila be kadar hareketli...
dayik - ana parçasında, anneye duyulan özlem, anne hakkı konusu ele alınmıs...
şivan, bu parçanın sonlarına dogru nasihatte bulunur. annenin cocugunu buyutmek için
çektigi zahmetleri,cocugunu emzirdigini,salladıgını, ninniyle uyuttugunu belirtmekte ve
bizlere siz de bir zamanlar cocuktunuz onların emegini unutmayınız demektedir...
tembura min - baglamam turkusu ayrı bir guzellige sahiptir. sozle muzik birbirine uygundur.
1996 yılının agustos ayında memlekette oldugunu, havanın serin, selahaddin mesif'te gun batımının
cok guzel oldugunu ve bu sırada erbile bakıp baglamasıyla dertlestigini soyleyerek parçaya baslar....
duhok parçasının muziginde batı muziginin etkisi goze çarpsa da dogu muziginin de agırlıgı vardır...
bu parçada, butun sehirlerin ismi sayılmakta ve ozellikleri belirtilmektedir....
ser neke - savasma parçası da harika bir muzige sahiptir. koruculuk yapmanın nedenleri ve
sonucları konusu islenmekte...
lo mamo - amca, bu albumun en cok dikkat ceken parcasıdır...
ayrıca parçanın muzigi sozleriyle o kadar butunlesmistir ki, herkes tarafından takdir edilmistir...
sivan, ingilizce, konusma yaparak parçaya baslıyor, kurt sorunu ve kurtlerin yasadıgı ekonomik
ve politik sorunları belirtiyor....
parcanın ikinci bolumunde ise, konusmasını turkce yapıyor, tarih boyunca turklerle kurtlerin
nasıl bir arada yasadıkları, diger pekcok savasta beraber hareket ettikleri gibi, kurtulus
savasında da birlikte hareket ettiklerini ve ondan sonra yasanan acı olaylar ve kurt sorunu
anlatılmakta ve en sonuda ise
'' gel be, ey esit dil,din,kultur ve toprak kardesligi, ey insanca yasamak'' diyerek bitirmekte
son bolumde ise, tin suresinin 4. ayetini:muhakkak biz insanı en güzel biçimde yarattık...
ve insanların cesitli kabilelere,ırklara,kulturlere,renklere ve topraklara ve dillere ayrıldıgını
ve kim baska bir kulture,ırka,renge, ve dile sahip olan birisinin bu temel hakkını kullanmada
baskı yaparsa ve zulum ederse allah katında zalim olacagı hadisini arapça olarak okuyor...
ve en sonunda ise ezan okuyarak parçayı bitiyor..... -
albümün müziği dikkat çekicidir kimin etkisi olabilir diye baktığımda dilşad saîd'in ismini gördüm ve o an tamam dedim. özellikle lo mamo ile bila bê parçalarının müziği etkileyicidir. bu albüm şivan'ın klasik tarzının dışındadır. keman ön plandadır bu da dilşad said'in etkisidir. şivan açısından çok iyi bir albümdür diyemem ama müzikteki bu farklı arayışlar şüphesiz iyidir yoksa roj û heyv* gibi bir albümden mahrum kalabilirdik.
şivan bu albümü şöyle yorumlamış,:
"bu albümde, sesim tek başına yürüyüşü belirlemiyor. benim sesimin altında enstrümanlar kullanıldı. bir anlamda, benim sesim de orkestranın bir enstrümanı gibi bir işlev gördü. enstrümanlarla birlikte yürüyoruz eserlerde. basit bir şekilde açıklamam gerekirse, orkestranın yorumladığı bölümlerde kimi zaman, sanki 'durun artık, ben geliyorum' dercesine, ezgileri yorumladım. oysa önceki albümlerde, bütün yol benimdi, isteğim yerde istediğim şekilde yürüyebiliyordum."*
albümü dinlemek için
dilşad saîd'in etkilediği bir diğer albüm:
(bkz: ya star)*
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap