giritli
-
hayatları paradokstur bu insanların. (bkz: giritli paradoksu)
-
(bkz: kritikos)
-
özellikle kadını kuzu eti virtüözü olan, güngörmüş olanı illa ki ikramda bulunmayı düstur edinmiş girit sakini, ya da girit kökenli kişi(ler).
-
"bahçene giritli gireceğine keçi girsin daha iyi" derler. zira yerdeki çimen hariç her halttan yemek yapar bu insanlar.
-
ot pişirme konusunda kendisini aşmış insanlardır. bu nedenle özellikle ege bölgesinde pazarlarda turpotundan börülceye, arapsaçından ısırgana ne ararsan bulunabilirken, istanbul pazarcıları arapsaçı sorduğunuzda "hö, o ne" tepkisi vermektedirler.
(bkz: girit mutfağı) -
(bkz: giritli balikci)
-
okul yillarinda 3 sene ayni evi paylastigim arkadasima seslenme bicimimiz. artik adini soyluyoruz, anladik ki cocukca bir heyecanmis.
-
çiğ veya pişmiş farketmez, yeşil ne görürlerse tadına bakma temayülü gösterecek kadar otseverlerdir; en meymenetsiz yeşilliği bile zeytinyağı ve limonla enfes bir yemek haline getirebilme yetisine doğuştan sahiptirler.*
konuyla ilgili olarak bir de
(bkz: mübadele) -
50 milyon olan fiks menusunde ahtapot izgaradan lakerdaya pek cok leziz secenek vardir.
-
hala çocuklarına giritçe öğreten giritliler varmı bilmiyorum ama eski kuşaktan gelenler her lafın arasına iki üç giritçe kelime sıkıştırmaya bayılırlar. örneğin çocukluğumda ebeveynleriymle alışverişe çıkıp her gördüğümü istediğimde yüzlerce kez "alıcam ben sana şimdi bi ıskatulaçi" cevabıyla karşılaşmışımdır. ıskata malumunuz giritçede "bok" demek.tahmin ettiğim kadarıyla ıskatulaçi de "bokçuk" gibi bir şey. bir de "kakomira" vardı. o da zavallı demek sanırım.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap