• genellikle gitar çalanlarda rastlanan bir hastalık.

    kişinin ihtiyaçlarından, gelir düzeyinden ve yeteneğinden bağımsız olarak sürekli olarak önü alınamayan bir şekilde gitar ve gitarla ilgili ekipman satın alma merakı ve tutkusu olmasını ifade eder.

    (bkz: http://www.ultimate-guitar.com/…ition_syndrome.html)
  • özellikle gitaristlerle, ses tasarım ve mühendislerinin müzdarip olduğu, fotoğrafçıların ve yeni türeyen fotoğraf makinesi yönetmenlerinin de müzdarip olduğunu zannettiğı, müptelası olunabilen şey. amaç sadece daha iyiye ulaşmaktır aslında...

    mesela bir fagotcu düşünelim, ingilizcesi zaten küfür olan bu arkadaşımızı (bkz: fagot) türkiye'de düşündüğümüzden, muhtemelen aç, susuz ve hatta parasız olacaktır. dolayısıyla -muhtemelen- böbreğini satar, 1 tane fagot alır 50-100k $ gibi bir fiyata (evet 100,000$) ve olayı bitirir. sonrası kişisel çalışmadır. tınısı falanı kişisel beceri/yeteneğidir. ona yapılabilecek en baba şey; "haydin(?) nefesine kuvvet!" demek suretiyle, sırtına vurup sahneye uğurlamaktır...

    peki gitar gibi müzik aletleri öyle midir? değildir! neden? pedalı var, pedalının butik olanı, manyetiği, manyetiğinin egzantirik sarımı, seramiği bilmemnesi var, gitarının ağacı, o ağacın üzerindeki kapak ağacının malzemesi, tuşesinin ağacı, telinin kalınlığı, 7 tellisi, yetmezmiş gibi bir de 8 tellisi, ona göre tekrar ağaç kombinasyonları, amfisinin tonu, onun lambası, lambasının tipi, o tipinin en iyi sound eden markası, kablosu, pedal ara kablosu, yok bunlar çok ağır oldu, haydi processor'ı, ay bu dijital oldu, geri analog sisteme döneyimi, anasının nikahı, flycase yaptırdımı, çok ağır oldu yine sistemi küçültücemi... diye uzayan bir listesi vardır da ondan öyle değildir. zaten gitar artık cep telefonu gibi seri üretim bir saz olduğundan (siper al!), ucuzdur!!! vallahi... o 4000$lık gibson custom'ı pahalı sanan arkadaşım, bro, git bak adam gibi piccolo flütlerin fiyatına. o küçücük, sıksan cüzdana giren şey 3 tane custom ediyor biliyor musun sen?

    ha ben? benim hiç alakam yok gear acquisition syndrome ile. ben bir arkadaşıyım, onun adına yazdım. ya da arkadaşımdan gördüm yazıyor da olabilirim. fena birşey çünkü,üzülüyor insan.

    (bkz: kızın yanından geçerken benim olacaksın demek)
  • ne istediğini bilmemekle de alakalıdır. "her şeyi denemeliyim" düşüncesi insanın içini kemirir. ha en sonunda evet benim enstrümanım budur deyip duruyorsa tamam ama gerisi artık ticaret dostum. al sat, al sat nereye kadar.
  • şimdi size kurtuluş reçetesini vereceğim sendromdur. toplanın eeeyy gitarist tayfası!

    evet, bir kaç ayda bir yeni bir pedal, senede bir de yeni gitar modelleri, amfiler çıkıyor değil mi? hele yeniyseniz bir yanınız steve vai tonu isterken, diğer yanınız srv tonuna hasta. gov't mule tonu sizi öldürüyor, ama aslında metal çalmak istiyorsunuz öyle mi?

    yapacağımız iş basit. her haltı çalmak istiyorsanız, önceliğiniz kendi ana tarzınıza yönelmek. sonrasında iş, istediğiniz tarzlarda fiyat/performans olayı yüksek ekipmana yönelmek. metal çalacaksan ille de gibson lp alma vatandaş. cort cr200 ve üstü gayet yeterli. rockçı adamsın ama metal mi çalmak niyetindesin? suhr, jem ibaneze ne hacet? dk2 ve üstü jackson pek ala işini görür. bir tane de çok yöne gider bir mini bir peavey veya jet city amfi al gitsin. çek altına piyasa standartı (bkz: tube screamer) tarzı bir pedal. yallah tazyik!
  • masa tenisi sporuyla ilgilenenlerin de başına gelebilecek bir hastalık.

    100 lerce çeşit tahta, binlerce farklı tahta lastik kombinasyonu var. hepsi farklı hissiyatta. ekipmanlar birebir aynı olsa bile ağırlıkları farklı olabiliyor. 2 aynı marka-model tahtanın ağırlıkları aynı bile olsa, biri daha yumuşak diğeri daha sert hissettiriyor.

    sonra bakıyorsun dünyanın en iyi oyuncuları ne ile oynuyor. acaba ben de bununla oynasam işe yarar mı diye kendine soruyorsun. sonra bi bakmışsın içine düşmüşsün. çünkü en iyi oyuncu daha kötü bir oyuncuya yeniliyor. sonra onun ekipmanını denemek istiyorsun. böyle sonsuza kadar gidiyor.

    bunu yönetmek veya azaltmak için olabildiğince az yeni ekipmanlarla alakalı haber kanallarını takip etmeyi bırakmak ve masa tenisi in kendisine, taktiklerine, tekniklerine, antrenmanda yapılacak çalışmalara odaklanmak en iyisi. ben tam yüzde yüz başarılı olamadım ama en iyi oynadığım ekipmana geri dönüyorum her bi haftalık denemeden sonra.
  • bilimum gitar, pedal ve ekipmanları ile birlikte farklı boyut ve biçimlerde kaykaylar ve aparatlarıyla bezenmiş karman çorman bir versiyonuna yıllardır fena halde düşmüş olduğum ve en ufak bir pişmanlık duymadığımdır.

    böyle sendroma can kurban.
  • 6-7 yıldır düzenli aralıklarla big sky + timeline aşermeme neden olan hede.

    bu sefer alıcam.
  • kisaca gas denir.

    tek cozumu ikinci ele yonelmektir. bu vesileye para harcamak yerine parayi mala parketmis olursunuz.

    bir malin yeni fiyati ile ikinci el fiyati arasinda cok fark olabilir. genel olarak 50% civarindadir. ama ikinci ve ucuncu eller arasinda fark yoktur. 2’den sonra genelde bilinmez bile kacinci el oldugu.

    malda kalmak sizi enflasyona karsi da korur. ikinci el alet fiyati en az enflasyon kadar artar, hatta dolara karsi da kkm islevi gorur.

    (bkz: alın alın)
hesabın var mı? giriş yap