ev sahipliği ^*

• ev sahibi olma hali^*.
  
  hem bir evin mulkiyetine sahip olmayi, hem de evinde misafir agirlamayi^* tanimlar ki, bu ikincisi iyi yapilmasi halinde takdir gorme sebebidir. yine ikincisi, spor karsilasmalarinda da kendine tanim bulur; kendi sahasinda yabanci bir takimla karsilasan takim ev sahipligi yapmis olur.
• üniversite eğitimi alan öğrenci sayısının artmasıyla cazibesi yükselen meslek. önceleri üniversitesi olan büyük şehirlerde başlayan bu iş, şu an bütün şehirlere üniversite kurulmasıyla iyice çekici hale gelmiştir. faiz oranlarından, finansal dalgalardan pek etkilenmeyen sabit bir gelir imkanı verir. üstelik iki eviniz varsa mesela doğuştan, ortalama bir gelir düzeyinde ek iş yaparsanız, evlerin sayısını ölene kadar 10'a çıkarmak işten bile değil.
• bir anlamda yılgınlıktır.
• evdeki detaylara da sahip olmaktır.
  banyodaki bozuk elektrikli şofbeninin ince ayarının nasıl yapılacağını,
  yanmayan ampüle sopa ile iki defa vurularak yanar hale getirileceğini
  sifonun ipin ucundaki nesneden değil de, direk olarak seramik sifon kapağını kaldırarak çekileceğini,
  yalnızca evin sahibi bilir;
  
  mumun, toplu iğneninin,ataç'ın,tırnak makasının,irmik unu gibi her an !! ihtiyaç duyulabilecek nesnelerin yerlerini ev sahibinden başka kim bilebilir ki
  
  ev sahipliği ev hakkında söz sahibi, fikir sahibi olmaktır.
  
  sahiplik, tapu kaydından değil, ince detaylara sahip olmaktan gelir..
• (bkz: tanrı torpili)
• dana gibi yayılıp gelen misafirinde dana gibi yayılmasını sağlamaktır.