• ozan değer tarafından hazırlanan ve zoe kitaptan basılan okunması zor kitap. kitap içerisinde 11 adet makale barındırıyor. makalaler sırasıyla;

    egemenlik ya da iyi ve kötünün yaratılışı olarak istisna halinin sürekliliği- cemal bâli akal

    özgürlük ve egemenliğe dair olağan yanılsamalar- cansu muratoğlu

    olağanüstü hallerde kamu görevlileri: anomi, baskı, adaptasyon- boran ali mercan

    istisna halinin duayeni: carl schmitt- zehra çiğdem özcan

    düşman ceza hukuku: kanundan tedbire geçiş- mehmet cemil ozansü

    karanlığa aralanan bir kapı: weimar cumhuriyeti yargısı- fehmiye ceren akçabay

    schmitt'e karşı fraenkel: toplumsal gerçekçi bir diktatörlük tahlili olarak ikili devlet- serdar tekin

    islamî söylemde “yasa”nın imkansızlığı- abdurrahman aydın

    var-yok hukuk: türkiye'de hukukun şiddetinin etnografik analizi- deniz yonucu

    olağanüstü muhakemenin anayasallığı- ışıl kurnaz

    uygarlığın janus yasası: barbarlık mitosu veya düşmanı yargılamak- ozan değer
  • zoe kitaptan 2020 yılında çıkan ve ozan değer tarafından hazırlanan kitaptır. görsel. editleyerek devam ettiğim görüşlerim.
    1-sunuş: gayet güzel ve anlaşılır. kitabın derdini özetlemiş.
    2-egemenlik ya da iyi ve kötünün yaratılışı olarak istisna halinin sürekliliği: felsefenin felsefesi gibi olmuş, bana çok ağır geldi.
    3- özgürlük ve egemenliğe dair olağan yansımalar: bu da felsefe. felsefe bana göre değil. zamanında düşünmüşler ve bitmiş o düşünme işi, daha fazla kafa yormaya gerek yok gibime geliyor.
    4- olağanüstü hallerde kamu görevlileri:anomi, baskı, adaptasyon: çok iyi başladı.... çok iyi bitti. (bkz: ritüelci adaptasyon) veya (bkz: etik öznellik). keşke ülkemizdeki örnekleri de anlatsaydı. çünkü bizde güce karşı adapte olmak ışıktan hızlı gider.
    5- istisna halinin duayeni: carl schmitt: çok güzel başladı ama felsefeye boğulması uzun sürmedi... sonra toparladı. ama sonuç olarak hadi ordan schmitt.
    6-düşman ceza hukuku: kanundan tedbire geçiş: beklediğim gibi değildi. sanki uzun bir yazıyı kısaltmış gibi. kafamda tam oturmadı. yazıdan daha önemli bir konu var burda. yazarın hukuk bilgisi. nazım hikmet ben iyi bir şair değilim ama iyi bir eleştirmenim der ya, ben de iyi bir hukukçu değilim ama bir yazıdan kişinin hukukçuluk seviyesini anlarım. yazar mehmet cemil ozansünün mükemmel bir hukukçu olduğu çok açık ve net. kelime haznesinin çok güçlü olduğu her paragraftan belli. bu kadar kaliteli bir hukukçu olmak ümidiyle... devam.
    7-karanlığa aralanan bir kapı: weimar cumhuriyeti yargısı: mükemmel bir giriş yaptı... ortalarda biraz boğucu oldu ama yine mükemmel devam edip bitirdi. kitapta şuana kadarki en güzel yazıydı. teşekkürler fehmiye ceren akçabay.
    8-schmitt'e karşı freankel: toplumsal gerçekçi bir diktatörlük tahlili olarak ikili devlet: makale değil de konuşma tarzında. gayet güzel ve akıcı. diğerlerinden ayıran en güzel yanı günümüz türkiyesine atıf yapması. somut olarak benzer dönemler yaşadığımızı belirtti sonunda birisi... ilerde allah'ın lütfundan da bahsetti ama sonundaki karşılaştırma diğer kısımlar gibi akıcı değildi. her halükarda çok güzel karşılaştırma ve analiz yaptı. bakalım biz ikili devletin neresindeyiz?
    9- islami söylemde "yasa'nın imkansızlığı": kitap belirli bir seviyede gayet güzel ilerlerken maalesef bu seviyesiz yazı ile bir anda bambaşka bir yere evrildi. yazarı abdurrahman aydın hikayeler üzerinden islam dini eleştirisi yapıp açıkça hz. muhammed'e hakaret etmekte. yazının yasayla filan da alakası yok. laf salatası yapıp konuyu dolandırıp dine sallamaya getiriyor. burada ifade ve düşünce özgürlüğüne karşı olduğum filan yok. açıkça hakaret ettiği için yukarıdaki cümleleri yazdım.
    10-var-yok hukuk: türkiye'de hukukun şiddetinin etnografik analizi: sonunda beklediğim yazı geldi ve türkiye'de yaşanılanları somut örnekle özetliyor. "türkiye'de devlete karşı işlenmiş suçlara dair davalara atanan savcılar, polisin ifadesini olduğu gibi doğru kabul ederek almak gibi kötü bir üne sahiptirler." ne kadar da doğru değil mi! çok güzel devam etti ve bitti. içerisinde çok küçük bir kısmına katılmasam da mükemmel bir araştırma yazısıydı. kitapta 10. makaleye geldik, ilk defa bir yazıda ucundan da olsa akp ismi geçti. hele şükür! teşekkürler deniz yonucu.
    11- olağanüstü muhakemenin anayasallığı: çok güzel konu ve yazı. fakat öncelikle, anlatılanlar çok tekrara düşüyor gibi. bilgisayarda okusam "roma dönemi yas" kelimesini kaç kez kullanmış bakmak isterdim. ayrıca uzun olması nedeniyle de kitabın genel mantığına biraz aykırı gibi... devamında günümüz ohal rejimine geldi. hadi bakalım... resmen anayasa mahkemesi'ni ince ince doğradı sonra da çöpe attı. mükemmel bitti. ışıl kurnaz'ın emeklerine sağlık.
    12- uygarlığın janus yasası: barbarlık mitosu veya düşmanı yargılamak: daha önce hiç duymadığımbarbarları beklerken şiiri ile başlaması ile mükemmel bir giriş yaptı. ama sonra yunan, roma ve ortaçağ dönemine ağır bir giriş yaptı. zor ilerliyor... maalesef tarih kitabına döndü... bu kadar güzel kitap için daha akıcı bir yazıyla son bekliyordum. sonuç kısmına kadar çok sıkıldım yazıda. sonuç kısmında yazıyı çok güzel özetlemiş ama alakalı alakasız bir sürü ayrıntıya girmeye gerek var mıydı be hoca?
    13-genel yorumum: kitabı okuduğum için çok mutluyum. iyi ki okumuşum. ama illa ki bu kitabı okumalıyım diye motivasyonu yüksek olmayan birisi için uzun süre kitaplıkta bekleyebilir. bir kişi hariç* tüm yazarlara teşekkür ederim.
hesabın var mı? giriş yap