• kaybedilen kişinin ardından yapılan tören, kişiyi anlatma, yadetme ve uğurlama amaçlı düzenlenir.
  • abel ferrera'nin nefis filmidir ayrica
    (bkz: the funeral)
  • özellikle hristiyanların siyah giyinerek katıldıkları ölü kimseyi toprağa verme* töreni. eski inanışlara göre bu törenlerde siyah giyinmek hayaletlerden bir şekilde korunabilmek içinmiş.
  • ölen icin hic bir önemi olmayan ve aslinda sadece kalanlar icin yapilan acimiz büyük paylasalim seansi
  • en güzel duygu sömürüsü yapılan, en güzel gösteri yeridir. kişi sağlıklıyken (daha doğrusu sağlıksız, ölüm döşeğindeyken) bir tane bile allah kulu yokken yanında, cenazede ne kadar hısım akraba varsa toplanır. ağlaşmalar zırlanmalar her şey palavradır. kim daha çok ağlayacak yarışına girer kadınlar. malum; en çok ağlayan en çok sevendir.

    hele birde kişinin sevildiği gelen kalabalıklarla ölçülmeye çalışılır ki sormayın. tabii şu vardır; cenaze törenine bir başbakan geliyorsa muhtemelen cenaze töreni kalabalığını 25 ile çarpmalısınız. bu katsayı bakan ise 10, sadece kameralar var ise 7'dir. böylece oluşan kalabalıklar; kişinin ne kadar sevildiğini anlatır. hâlbuki çoğu zaman cenazesi kaldırılan kişinin ismini bile bilmezler.
  • toplumların kültürel farklılıklarını gözler önüne serer. mesela emine teyze, 74 yaşındaki kocası hasan amca'nın kanserle iki yıl savaştıktan sonra beklenen ölümüne bile kayıtsız kalamazken; tommy, 18 yaşındaki kızı sarah'ın trafik kazısı sonucu ansızın ölmesi sonrasında soğuk kanlılığını koruyabilir. hatta eğer sarah; bulaşılabilecek tüm pis işlere bulaşmış, muhtemelen siyahlardan oluşan ve federaller tarafından korunan bir çete tarafından öldürülmüşse, hemen ertesi gün bilimum dövüş tekniği öğrenip intikam olayına girişir. *

    işbu cenaze törenlerini irdelersek: emine teyze'nin tören sırasında rüküş olduğu söylenebilir. haberi aldığında "üstümde ne var" diye bakmamıştır kadıncağız haklı olarak. ancak tommy... tommy "benim" diyen mankene taş çıkartacak şıklığıyla ~en azından ütülü, gıcır takım elbisesiyle~ tüm ohayo sakinlerinin beğenisini toplar. hatta ölen kişi manitası ise tören sırasında 2. evliliğine ve dolayısıyla sonsuz saadete kanat çırpabilir. emine teyze elden ayaktan kesilmiş, yemek bile yapamaz olmuşken, tommy'nin evinde olağan menü şaşmaz. o gün ne yenecekse o yenir. patlıcan tavaysa patlıcan tava, ton balıklı salataysa ton balıklı salata...

    bir de hollywood seyircinin gerizekalı olma ihtimalini göz önüne alarak "bakın tommy için hayat devam ediyor" vurgusunu tören sırasında geçen bir minidialog ile pekiştirir. tommy ile ohayo polis teşkilatından kankası ron arasında geçen diyalog şu forma yakındır:

    ron : hey tommy... nasılsın?
    tommy : nasıl olabilirim ki? sarah'tan sonra eksik kaldım...
    •yok yok ıssız adam tadı verdi bu olmadı...

    ron : hey tommy...
    tommy : ron...
    ron : kaybını anlıyorum dostum. sadece yalnız olmadığını bilmeni istiyorum.
    tommy : (küçük bir tebessüm eşliğinde...) sağol ron. hayat devam ediyor değil mi?
    ron : (biraz daha büyük bir tebessüm eşliğinde...) hatırlıyor musun sarah'ın bilmem kaçıncı yaş günüydü. ona bir beyzbol sopası almıştım...
    tommy : ahahahah... nasıl unutabilirim ki? o da sana "onu al da koca kıçına sok pis zenci" demişti.
    ron : ahahahah... bizim sarah...
    •kahkahalar havada uçuştu. gördünüz...

    evet kültürel farklılıklar var ve bu cenaze törenlerine yansıyor. fakat bunu anlatmak için yapılmış onlarca hollywood filmine harcanan milyarlarca dolara yazık değil mi?
  • toprağa verilecek olanın öldüğünün kabullenilmesi açısından hayati önemi olan bir aktivitedir. cenazesini ya da ölüsünü görmediğimiz kişiler için içimizdeki bir gün dönecek hissi sönmez.
  • gideni uğurlamaktır. saygı duruşudur. son görevdir zira onun için yapabileceğiniz şeyler tükenmiştir. orada bulunur, ona eşlik eder, onu sizin gibi seven insanlarla paylaşır, uğurlarsınız.
hesabın var mı? giriş yap