cünüp

• cinsel ilişkiye girdikten sonra dinin emrettiği şekilde abdest almadığı için pis sayılan kişi.
  (bkz: cenabet)
• cenabet halde olan kisi veya cenabet halde olma durumu
  ~
• (ara: cenabet cenabet)
• umut sarıkaya'nın bu haftaki köşesinde şile bezi giyen adam karikatüründeki dövmecinin ismi. ayrıntılarını yirim ben bu adamın.
  (bkz: dövmenin günah olması)
• (bkz: hamamcı)
• küçük bir taşın suya düşüş sesinin iz (ses) düşümü bakınız şimdi atıyorum taşı: cnup dedi. duydunuzmu?
• (bkz: kamyonu devirmek)
• (bkz: üniversiteli gençlerin yüzde 60'ı cünüp geziyor)
• hem farsça hem arapçada güney yönünü belirtmek için kullanılmaktadır.
  bu sözcüğün türevlerinden (bkz: iştikak), canip, ecnebi, cenab formaları da bu baglamda türkçeleşmiş olup , canip ; kenar , ecnebi ; yurdundan kopmuş ; yabancı demektir. cenab sözcüğü ise eksikliklerden uzaklaşmış anlamındadır ki bu sözcük başta allah için cenab-ı hakk şeklinde kullanılmaktadır.
  cünüp sözcüğü kısaca; uzak olan, kopuk anlamına gelir.
• nişanyan arapça kökten gelişimini yazmış. yaban, yabancı, murdar, abdestsiz anlamındaki cunub sözcüğünden alıntıymış. arapça canaba (yüzünü çevirdi) fiilinin sıfatıymış. canip (yan, yaka) bununla ilgiliymiş. cenabet ve ecnebi de bağlantılı.
  
  benim birazını anımsadığım öyküye göre şeriat veya tasavvuf ulularından birinden (abdülkadir geylani olabilir) cünüplük nasıl oluyor, açıklamasını istemişler. o size göre mi, bana göre mi diye geri sormuş. hem bize hem size göre diye istenince; önce halka göre anlatmış: eşinizle, kadınınızla cinsel birliktelik ile cünüplük olur, temizlenmeniz gerekir ve şöyle olur vs. sonra kendine göre olanı anlatmış. allah'ı unuttuğum, bağlantıyı anlık da olsa kopardığım her an cünüp sayılırım, çünkü cünüplük özü itibariyle allah'ı unutmaktır, mealinde konuşmuş.
  
  sevişmenin, cinsel birleşmenin özelliği boşalma sırasında her şeyi unutmak, boş vermek, kendi başına uzayda veya içinde kalmaktır. gerçekten cünüplüğe uyan bir an ve durum. geoge orwell de nineteen eighty-four'da sevişmenin bu anarşist aldırmazlık tarafına vurgu yapıyor, karakterlerini sevişmeyle siyasal eylem içine sokuyordu. her şey birbirine uygun. hapşırırken insanın kalbi bile bir aralığına duruyormuş; boşalmada da uçma, nirvana, mutlak huzur gibi bir an geçiriliyor. buna karşılık tasavvufta daimi salat, sürekli allah huzurunda hissetme var.