• bir bulut olsam'da gulengul karakterini oynayan hanim. oldukca hos..
  • dürüye'nin güğümleri dizisinde oynamaktadir şu aralar. dizinin izlenme sebeplerinden.

    http://www.sinematurk.com/kisi/88260/burcu binici
  • sabah yine "dürüye'nin güğümleri" isimli post-apokaliptik yapımda izledim kendisini ve sevgilisi yoksa çıkma teklif etmek istiyorum artık. sözlükte kesin tanıdık vardır bi el atın bir işe yarayın ey sözlükçü. bir sürü ünlü de cirit atıyor burada.

    merhaba burcu,

    sana biraz kendimden bahsetmek istiyorum.

    normal bi işi olan sıradan 83'lü biriyim boyum 1.84. göbeğimi inkar edemem her gün yüz yüze bakıyoruz ama spora başlamak üzereyim. belki agucuk bugucuk yapabileceğin üstünde uyuyabileceğin hafif göbek seviyorsundur diye biraz daha beklemeyi uygun gördüm.

    çokça elitist tavırlar içindeyim ama çevremin senelerce içime işlediği söküp atamadığım bir avamlık da var bünyemde. dengeliyorlar birbirlerini. buna rağmen lümpen diilim zevk ve fikir sahibiyim, elimden de biçok şey gelir. ikizler burcunun olumlu özelliklerini taşıyorum. ben de 3 haziran doğumluyum senden 3 gün önce. birlikte kutlayabiliriz.

    espriliyimdir kadınları güldürürüm. iki kelimeyi bir araya getirebilirim, dilim tatlıdır. cümlenin yarısına varmadan ne demek istediğini anlarım seni yormam.

    yazın maalesef çok terliyorum (kokusuz) ama kışın gayet normal oluyorum. klima ya da vantilatör varsa terlemiyorum zaten. ayağım da kokmuyor. bazen ofiste sabahlıyorum düşün 36 saate yakın ayakkabı kalıyor ayağımda sonra çıkarıyorum koku yok. anca çorabı koklarsam biraz geliyor o da havasızlıktan normal bence. 120 liralık ayakkabı değil de 250 liralık ayakkabı 5 liralık çorap değil de 15 liralık çorap giysem o da olmaz. o standartta yaşamam için 1 sene daha geçmesi gerekiyor. yastığım çok yamuk değilse horlamıyorum da.

    sevgimi gösteririm, şımartmayı severim. en temelde kadından da sevgisini göstermesini ve güven duygusu vermesini beklerim gerisi teferruatlaşır.

    çirkinim, dişlek olmadan kocaman dişlere sahip olmayı başarabilmiş biriyim ama kızlar gülüşümü sever genelde. suratsız sevimsiz snob gözükürüm, türk'ten çok ermeni havası var kemiklerimde ama şeker gibi adamımdır. belki bi 5 dakika tırmalar o iticiliğim. bugüne kadar yüzlerce kez duymuşumdur "yaa ben sana acayip kıl oluyordum" lafını. google'da nick'imi aratırsan kesin fotoğrafım çıkar.

    evcimen bir insanım ama "şuraya gidelim" dersen gelirim. aktivitem daha çok kafatasımın içinde gerçekleştiği için hareketsiz bir görünüşüm var, gözlerim kocaman değil ama üşengeç de değilim aslında.

    yüzeysel bir insan diilim abuk sabuk şeyler düşünürüm ama hayatı zehir etmem daraltıcı bi yapım yok.

    "slfkjsdlkfjsdlk" diye gülerim ama :ppppp :ddddd xdxd gibi şeyler yapmam yapandan da hazzetmem. az biraz nevi şahsına münhasır bir insanım tanıdığın kimseye benzemiyorum.

    normalde çok küfür ediyorum ama seni rahatsız ederse sadece sen yanımda yokken etmeyi başarabilirim.

    radiohead fanatiğiyim ama kulağa hoş gelen her şeyi dinleyen insanlara bir önyargım yok. serdar ortaç konserine gitmek istersen ben de gelirim sen eğlenince ben de eğlenirim.

    sen süper dans ediyormuşsun anadolu ateşi falan ama ben çok kötüyüm. kalas gibiyim hiç esnekliğim yok. bu senin için sorun olabilir ama iki votka shot çaktıktan sonra dans konusunda çığır açabiliyorum. hem öğrenmeye süper açık biriyim belki bi iki figür öğretirsen kaparım. öğrenemezsem de çabama gülersin en azından :))

    alkole bayılırım ama alkolik değilim kontrollü içerim. keyif için içerim ve kendimde kalırım. sigara kullanmıyorum. yine de sen kullanıyorsan sigara dumanından ve kokusundan uzak durmayı sana tercih etmem, katlanabilirim.

    beyoğlu'na çıktığımızda paparazziler üşüşürse tek tek kameralarını kırıp dövebilirim ama senin için sakıncası yoksa hiçbir şey yapmadan elini tutar ve gülümseyerek "eet birlikteyiz çok mutluyuz" da diyebilirim bu konuda yönlendirmene açığım. "burcu hanım'ın öpüşme sahneleri sizi rahatsız ediyor mu?" diye sorarlarsa hiç gerilmeden "o iyi bir oyuncu, rolü neyi gerektiriyorsa onu yapacak sorumluluğa sahip. bundan rahatsız olmam söz konusu değil. anca gurur duyarım ama o da haddim olmaz." derim.

    sokakta beyfendiyim yanına yakışırım. genel olarak beyfendiyim aslında. çirkinim ama karizmatiğim. gerçi insan evladına benziyorum yine öyle bunalımlı cılız metalci gibi gudubet bir şey değilim. "yakışıklı değilim" diyeyim. mutfakta sıfırım mutfaktan sana anca su getirebilirim maalesef. ya da portakal soyarım. ama süper yemek seçen bir insan olduğum için mutfakta senden de bir şey beklemem. hatta sen yemek yapmayı seviyorsan yardım edebilirim, arada öper şarj ederim. yatakta da fena değilim bence. yarı yolda bırakmam.

    arabam yok. kadıköy'de oturuyorum işyerim beşiktaş'ta o yüzden taksiyle gidip gelemiyorum ve metrobüs kullanıyorum ama metrobüsten gerçekten iğreniyorum. şu an ailemle yaşıyorum ama çok yakın zamanda uygun bir ev bulup çıkacağım. şu an bazı şartların olgunlaşmasını bekliyorum.

    futboldan zerre hazzetmem.

    güven telkin eden bi tipim, güvenebildiğim insanı da ekstra çok severim. popom başım ayrı oynamaz. reklamcılık sektöründeyim ama karaktersiz değilim. zaten senelerce kapitalist emperyalist düzenden kaçtım ancak saçlarımdaki beyazlaşmanın paniğiyle tırmalamaya başladım.

    deistim ama telefonda başından geçmiş ucuz atlattığın bir olayı anlatırsan "allah korumuş :s" derim.

    kıskanç olduğumu inkar edemem ama rol icabı öpüşmeni görmezden gelebilirim. mesela geçen akademi türkiye özgür'ü öptüğünü gördüm ama dert etmedim. rol icabı olduğunu bildiğim için olgunlukla karşıladım. erken bir olgunluk tribine girdim zaten. gerçekten çok kavga etmem gereken zamanlarda karşımdaki kim olursa olsun "tartışmak istemiyorum" deyip uzaklaşıyorum. mutluyum.

    umarım kendimi sana anlatabilmişimdir ve sevgilin yoktur. bence iyi anlaşabiliriz. radioheadbanger [at] gmail.com adresinden bana ulaşırsan çok lüks olmayan bir mekanda sana kahve tipi bir şeyler ya da alkollü bir şeyler ısmarlayabilirim. aslında çok lüks bir mekanda da ısmarlayabilirim ama en fazla 2-3 kere olur bu. sonra rutine oturunca maddi açıdan yorucu olacağı için mekan kalitesi gittikçe düşer ve ben "ulan çıkana kadarmış" tipi bir algıya sahip olmanı istemem. tabii "kadına hesap ödetmem" gibi bir kıroluğum yok. akışına bırakırım kah sen kah ben. neticede çalıştığın sektör itibariyle senin kazancın benimkinden çok daha üstündür. o samimiyeti yakaladıktan sonra dert diil. sevgilin varsa yine mail atıp ulaşman yeterli, entry'mi silerim. sevgilisi olan kızlara yazmam. adam uyuz olmasın.

    cengiz semercioğlu ve yüksel aytuğ gibi tv dünyasıyla ilgili isimlere ulaşmaya çalışacağım. keşke popüler kültürün celebrity'si olsaydım ama underground takıldık işte niş kaldık :( haliyle şimdi sana hemen ulaşmamı sağlayacak süper bağlantılarım yok ama bence başaracağım.

    sevgilerimle,
    emre.
  • kendisi ile 45 dk lık tanışıklığımız ve diyaloğumuz vardır.
    şöyle ki;
    yıl 2008 olsa gerek ya da 2009..izmir'den istanbul'a geldiğim bir gün taksim'e gitmek için havaş'a bindim..otobüsün sağ arka taraflarında bir yerde yanı boş bir yer buldum ve oturdum..arkada ise bir elf prensesi oturuyordu..derken bir mucize oldu ve bir çift gelip başımda dikildi ve bana "arkaya geçmeniz mümkün mü acaba?" diye sordu..ne demek?..buyrun..ah saolun..siz sağolun canım, insanlık öldü mü? ehe mehe diyaloglarının ardından çantamı kaptığım gibi arkadaki bağyanın yanına geçiverdim..hanfendi 1.65 boylarında, beyaz tenli, düz kumral saçlı, hokka burunlu bir insandı..gerçekten çok güzel bir yüzü vardı..çantamdan bir uykusuz dergisi çıkardım ve okumaya başladım..yanımdaki pirensesin kulaklarında kulaklık, memleketinden* türküler dinliyordu..derken çantasından çoklu, kutu sakızlardan çıkardı..bir tane ağzına attı ve kutuyu bana çevirerek "ister misin?" anlamında bir bakış attı..kendimde değildim..başım döndü..inanın aldım mı almadım mı hatırlayamıyorum..paralize olmuş bir şekilde bir 5 dk geçti ve aklıma annemin çantamın kenarına koyduğu iki çikolata geldi (metro ve caramio)..sanki bir reklam filminde oynuyormuşçasına ikisini tek elimde uzatıverdim..kızceğiz "aaaaa çukulotooooo" diye sevimli bir tepki verdikten sonra metro yu kaptı*..sonra muhabbet ettik işte..kimiz, neyiz, nerelerdeyiz anlattık..adı burcu'ymuş, oyuncuymuş..bir bulut olsam'da oynuyormuş, mardin, anadolu ateşi vs vs..ben de anlattım bir garip öğrenci olduğumu..sonra taksim'e geldik, ayrıldık ve aşkımız böylece sona erdi..kendimi önce içkiye, sonra da yerden yere vurdum..ağladım, sızladım..ama hiç bir şey onu bana geri*getirmedi..çok sonra duydum, dostu varmış..gününü gün ediyormuş..çabuk unuttum..daha doğrusu unuttuğumu sandım, kendimi kandırdım aylar boyunca..olan yitip giten gençliğime oldu..artık 25 yaşında yaşlı bir adamım..askerliğimi yapıyorum, çok değil 17 gün sonra bitecek*..ama hiç umutlanma*..dönmeyeceğim sana..çok sevdiğim bir kadın var hayatımda..onu senden kat be kat çok sevdim..hadi, çık, koş, ara, bağır, çağır, melihle burcu da gelsinler buraya.. ne sen o burcu'sun, ne de ben o melih'im..bizi ebediyen ayırdılar, kopardılar.. o burcu için, o burcuyla melih'in hayalleri, ümitleri, ufacık, fukara istekleri için sen de ağla benim gibi..o burcu en büyük matemlere layık. ama sen... sen... daha ne istiyorsun benden?..al metro'nu ve çık git hayatımdan!!..
  • maalesef nişanlanmış olan kişi.

    http://magazin.haberturk.com/…n-bir-cift-daha-cikti
  • http://www.youtube.com/watch?v=3uhqxkqs-r4

    şaka şaka sdlkfjsdlfkjk cidden mutluluklar diliyorum kendisine. umarım bi ömür mutlu olurlar ve reenkarnasyon diye bişi yoktur.
  • 7 şubat 2011'de nişanlanıp, 18 temmuz 2011' de evlenip, 6 şubat 2012'de boşanmış.
  • 6 mantı'da oynayan ve türkiyenin yeni ve en güzel yüzlerinden. umarız içi de güzeldir. meral okay'ın rahle-i tedrisatından geçen bir oyuncu.
hesabın var mı? giriş yap