• bazılarının güne başlarken, bazılarının günü bitirirken ihtiyaç duydukları, tiryakiler için sigara ile pekiştirilen lezzet...
  • yamulmuyorsam fenerbahçelidir kendisi.
  • kırk yıl hatırı olduğu söylenegelen şey. eğer bunun kırk yıl hatırı varsa kış günü ikram edilen, demli, bir bardak sıcak çay direk peygamberliğini ilan etmelidir.
  • "bu metni okumadan önce satın almış olabileceğiniz bir fincan kahveyi düşünün. bu basit alışverişte yüzlerce başkasıyla bir ilişkiye girdiniz: servis yapan kişi, kahve dükkânının sahibi, kahveyi kavuran kişi, ithalatçı, kamyon şoförü, liman işçisi, kahve çekirdeklerini getiren gemideki tüm insanlar, kahve bahçesinin sahibi, toplayıcılar ve benzeri. buna ek olarak, ülkeler arasında özel bir ticaret ilişkisini, tarihsel olarak kahve ticaretiyle şekillenen yetiştirici ülkedeki özel bir yönetim biçimini, kahve bahçesi sahibi ile işçi arasındaki özel bir ilişkiyi ve başka birçok toplumsal ilişkiyi desteklediniz. tüm bunları bir fincan kahve için para vererek yaptınız. bu nesneler -para ve kahve- arasındaki ilişki içinde tüm bu toplumsal ilişkiler saklı olarak bulunur"
    metaların fetişizmi
  • özellikle 1980 öncesinde, geçmişin ev tipi küçük bellboy'u olan çocuklarının anneleri tarafından ellerine tutuşturulan değişmez aksesuarı.

    henüz asansör tanışıklığıyla sınırlı apartman komşuluğu peydah olmadan ve iletişimler teknolojiye kurban verilmeden önce, küçük çocuklar komşular arası iletişimi sağlayan mikro boyutlu ama makro fonksiyonelli kahramanlardı. ve evde özellikle kahve, şeker, un ya da tuz bittiğinde çocuğun eline bir fincan sıkıştırılır ve tembih edilirdi:

    - 9 numaradaki x teyze'ye gideceksin. annemin selamları var, eğer sizde varsa bir fincan kahve* istiyor annem diyeceksin.

    sonra da baştan tekrar ettirilirdi komşuya ne söyleneceği. gönderilen çocuk, papağan gibi kendisine öğretildiği şekilde konuşur; komşu teyze tarafından kafası okşanıp, hal hatır sorulma eşliğinde uzattığı fincan doldurularak geri yollanırdı.

    büyük şehirlerde bu tarz postacılık yok olmuş olsa bile, adetlerin yaşatıldığı daha küçük yerleşim birimlerinde hala muhafaza ediliyor olmasını umuyorum '' bir fincan kahve''lik sıcacık muhabbetlerin. ne güzel.
  • murathan mungan şiiridir.

    çok zaman sonra oturup
    bir fincan kahve içebilmeli insan
    eski sevgilisiyle
    geride bunu bırakabilmeli
    yalnız ya da birlikte çekip giderken bir ilişkiden

    her şey dün gibiyken
    yıllar geçti
    uzakta birbirimizden

    cam kenarına oturduğum masadan
    yüzüme sokağı vuran tülün gölgesinde
    düşünüyorum:
    yavaş yavaş anıların da terk ediyor beni
    git gide azalıyor
    günün birinde
    birlikte
    bir fincan kahve içebilmenin
    sadakati
    hayali

    neden mümkün olmuyor
    ayrılmak
    yok pahasına tüketmeden her şeyi

    garbage'ın şarkısı:
    "cup of coffee"
    benim yıllar önce aşkımıza verdiğim
    söz gibi, hayal:
    yıllar sonra insanın eski sevgilisiyle
    hüzün, şefkat ve incelikle bir fincan kahve içebilmesi

    neden yıllar sonra bir araya getiremiyor bizi
    hüzün, şefkat, incelik ve bir fincan kahve
    yalnızca bu kadarına azalmışken
    bir zamanlar yaşanan
    o büyük aşkın ikindisi

    fincanın üzerinden birbirimize bakarken
    ikimiz de biliyoruz giden gitti
    daha kapıda ayrılacak yollarımız
    buluştuğumuz kafeden
    kendi hayatlarımıza dağılırken
    yine de birbirimizden hatırladıklarımıza değmez mi
    o bir fincan kahve
    ağzımızda yıllardır zehir zemberek bekleyen

    ya da boş ver, en iyisi
    garbage dinleyelim ikimiz de
    kahvelerimizi içerken kendi evlerimizde
  • bir dilim kahvenin kırk yıl yatarı var.

    [*jacques rivière'in proust üzerine söylediklerini belki gene kendisini de çok iyi anlattığı için vurgulayarak anımsamıştır hep. olağanüstü bilgece bir tanımlamadır bu: jacques rivieres şöyle der: "proust'un ölümüne, yapıtlarını yazmasını sağlayan deneysizlik neden oldu... proust ateş yakmasını ve pencere açmasını bilmediği için öldü..." j. rivieres, kendisi için de benzer bir durumun söz konusu olduğunu söyler ve "ben, bugün bile, bir fincan kahve pişiremem" diye vurgular.] serol teber - melankoli normal bir anomali

    (bkz: bir fincan kahvenin hatırı)
hesabın var mı? giriş yap