• islamın en guzel yonlerinden biridir.hacca gitmek istiyon,paranı hazırladın sonra oldun(senaryo super ama),hacca gitmis sayılırsın(yani allah oyle demis)cunku hac vakti gelmeden oldun ama gelecekte bu eylemi yapacaktın(olmeseydin).
    hayatının o anına kadar olan kısmında yaptıgın eylemler artı gelecektekiler de yaziliyo sevap gunah hanene.
  • allah'ın kullarına dusunmen yeter deme bicimidir ayrıca.
  • sehitligin bile gosteris icin yada baska amaclarla yapılması durumunda sayılmayacagını,hatta onların asagılık insanlar oldugunu soyleyen kural.sehitlik bile boyle bi olay yuzunden sayılmadıgına gore,allah'ın olaya gayet ciddi yaklastıgını dusunuyorum.taviz yok yani.
  • peygamber efendimiz şoyle buyurmuştur;
    "amellerin kıymeti niyetlere baglıdır,herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur.hicreti allah'a ve resulune donuk olanın hicreti onlaradır,hicreti nail olacagı bir dunyalık veya bir kadın ise elbette ona ulaşır."
    islamın esasları arasında iyi niyet başta gelir ve ibadetler için de niyet zorunludur,namaz oruc hac gibi ibadetlerde niyet ederek başlamak gereklidir.
  • inananlar için, allah katında ve nezdinde geçerli olan yaklaşım. iç rahatlığı veren bir inanç da aynı zamanda.
    önüne ardına bakıp etmeden, anlam bağlamda belirlenirden habersizce niyet yargılamakta usta olanlar için ise sözkonusu değil.
  • bir insanin, diger insanlarin yaptiklari birtakim hatalari ya da yanlislari (tabii kime gore yanlis, kime gore hata tartisilabilir yani kimin ahlagini temel aliyoruz? bu ahlagi ya da etik degerleri temel alirken nasil bir gerekcelendirme yapiyoruz? sorulari sorulabilir ama tum bunlar su anda buranin konusu degil) baskalarina karsi ortmesinin salik verildigi, bir insanin eger uyarilmasi gerekiyorsa bunun onun kirilmayacagi, zor durumda kalmayacagi bir sekilde yapilmasinin emredildigi bir dinden bahsediyoruz (bkz: emr-i bil maruf nehy-i anil münker). giybetin, dedikodunun, iftira etmenin, buyuk guhanlar icerisinde, alkol ve zina gibi diger hemen hepsinin onunde sirkten hemen sonra geldigi bir din.

    peki, tum bunlar neden yazildi? yani bunlarin burada yazilmasindanki gaye nedir? pek cok zaman dini literaturden bir ifadeyi ya da birtakim ifadeler butununu alip fikirlerimizi urettigimiz zaman, yanilgi demek istemiyorum ama kapsam disi ya da o literaturun amacladiginin disinda bir takim noktalara erisebiliyoruz. bir resmin tamamina hakim olmadan onun belirli bir bolgesine odaklanarak, o bolgenin icerisinde meydana gelen birtakim olaylari onlara etki eden ve onlardan etkilenen diger olaylardan bagimsizmis gibi algilayarak yapilan cikarimlar, resmin tamami ortaya konuldugunda anlamsiz kalabiliyor. bu noktada, "ameller niyetlere göredir" ifadesinin salt kendisine dayanarak eylemlerin ardindaki olgularla ilgili olarak niyet okunabileceginin vizesinin dinen verilmis oldugun cikarimini yapmak, tam da bunun uzerinden bir modernizm analizi dayatarak mukemmel bir ornek uzerinden acik sacik kizlarin fahiseligi paradoksundan dem vurmak... bilemiyorum.

    islam allah'la kisi arasindaki iliskileri duzenledigi gibi kisi ile kisinin arasindaki iliskileri de duzenler. bu noktada, kisinin yaptikarinin ve sozlerinin ardinda ne oldugunu arastirmak, desmeye calismak, niyet okumaya girmek ayiptir, gunahtir, yanlistir. adini ne koyarsan koy odur iste. soze, amele itimat vardir, bunlara bakilarak hareket edilir, edilmelidir ki toplum ayakta kalabilisin. medeniyet ortaya cikabilsin. yoksa kanunlarla yasalar, korlerle sagirlar birbirini agirlar. bu noktada, kadin erkek iliskilerinden yola cikarak, isin icerisinde kisinin tanri ile iliskisinin oldugu durumlar icin ortaya konulmus bir ifade uzerinden birtakim cikarimlar yapmak yaniltici olabilir. denilebilir ki tanri her yerde, kadini ve erkegi dogrudan baglayan bir durumda bile onun kutsal mudahalesi soz konusu. e o zaman da kadin hangi amacla o gun o kiyafeti giydiyse (ister ilgi cekmek, ister zarif bir gorunumle iyi hissetmek, isterse tamamen spontane olmak ya da kafasina oyle estigi icin, cogalt iste kafana gore) niyeti neyse, ona gore bir "emel"e kavusacagi, gozuyle kadini yiyip bitiren "hanzo"nun durumunun ise aciklanmaya dahi degmeyecegi ortadadir. eger kadinin "durumu" sana "ters" geliyorsa, sana gore onun "mutlu" olacagina ya da onun icin "iyi" olacagini dusundugune dogru bir yonelim gostermesi icin yaradana el acabilirsin. belirli bir samimiyetin, hatrin varsa oturup nedeniyle nicini ile neden boyle dusundugunu anlatabilirsin. hanzoyu da uyarabilirsin duruma gore ya da baska bir sekilde ikaz edebilirsin ihtiyac hissediyorsan, ama yine edep ile. incelikle. sonucta goz adamin, hesabini da verecek yaptigi eylemin kendisi -yine dinin jargonuna gore.

    insanin huylarinin, aliskanliklarinin, cikarlarinin tetikledigi algisinin, bencilliginin, egosunun, hirsinin esiri olmamasini sistematik bir devinimsel ibadetler silsilesi ile saglamayi ongoren bir inanc sisteminin icerisinde, evrimsel bir donusum geciren bireyin kendisinin ve ahlaki degerler mekanizmasinin yukarida tanimlandigi sekilde niyet okuyucu ve yargilayici birtakim yollara basvurmasi inanc sisteminin kendisi ile bir celiski olusturur. bu bakimdan, islam inanc sistemini reaktif olarak cesitli ahlaki-davranissal yargilar ureten, cesitli hayati varyasyonlara kapali betonlasmis bir surecler butunu olarak tanimlamak mumkun degildir. kisaca, argumanlarin meydana gelis ve sekillenme surecleri ile icerik arasinda uyumsuzluk yoktur. form icerigi guzel guzel kaldirir. zira dustur, "hata, kusur arayana kendi hatasi, kusru yeter"dir. din nasihat ile kaimdir.

    son olarak, önemli olan niyetimse ve bunu allah görüyor ve dikkate alıyor ise neden "allah her niyeti bilir"den öte böyle bir vurgu yapıyorsun, ameli neden karıştırıyorsun? sorusunun cevabi iki kelime ile cüz'i iradede yatar.
  • ameller niyetlere goredir ifadesi hem fikhi hem de itikadi bir kaide olmasi sebebiyle bir de ustune gunumuzde joker gibi her meselede kullanilmasi hasebiyle onemli bir kaidedir. onemli oldugu icin de baglaminin titiz bir sekilde tarif edilmesi sarttir. aksi takdirde hem ruhsat olmasi hem olcu degeri hakkiyla takdir gormeyecek suistimale ugrayacaktir. ifadenin anlam ve baglam derinliginden oturu su anda bir dip dalisi yapmayi tehlikeli ve haddini asacak bir is olarak goruyorum o sebeple el cabukluguyla daha pratik anlami olan baska bir mevzuya yoneliyorum.

    ameller niyetlere goredir, amenna ve saddekna ancak is bununla biter mi biz faniler icin, bu kadar kolay midir? hic sanmiyorum. ameller niyetlere goredir kaidesini hevasina uyduran cogu insan aslinda ifadeyi hal ile ve zaman icinde iman ile yanlismaktadir. bir is yaparsin niyetin hanyadadir ama sonucu konyada cikar, bu gozlemden itibaren artik isi tekrar yapman vaziyetten bagimsiz olmayacaktir. artik hanya niyetiyle isi yapip hanya beklemenin inandiriciligi azalmistir ve bu isin her tekrarinda yinelenen sonuclarla beraber iyice sifira dogru iner. bu noktada hala ayni niyetle is yaptigini iddia eden bedbaht coktan amelinin pencesine dusmustur ve cok kisa bir sure sonra bu ameli kendisini cepecevre sarar.

    velhasil ameller niyetlere goredir ama cok zaman olur ki bu ameller doner kontrolu ele alir ve niyetleri tayin eder. amellerini mutemadiyen niyetiyle temize cikaran adam aslinda niyetini en cok degistiren adamdir. bu illete ducar olan insanlar sandigimizdan da fazladir. cagimizin vebasi belki de budur.
  • önemli bir hadistir.

    önemli olması, herkesin bu hadisi bilmesinden kaynaklanmıyor. bir kere, buhari'nin sahih isimli kitabında (kur'an-ı kerim'den sonra en güvenlir kaynaktır islam dünyasında; tabi ki müslim'in de sahih isimli kitabı hemen hemen aynı derecede güvenilirdir) yer alan ilk hadistir. bunun haricinde pek çok kaynakla geldiği için mütevatir olup, anlam olarak da o üç kelimeden fazlasını çağrıştırır insana.

    mesela bazı insanlar vardır. bir hadisten veya bir ayetten söz eder. amacı hadis veya ayet üzerinden dine saldırmaktır. bu kişi, orada o ayet ve hadisten bahsettiği için sevaba girmez; çünkü niyetinde o ayete veya hadise veyahut da başka bir kişi ya da kuruma saldırmak var. keza, bir insan şeytandan kaçınarak günaha girmez. bu durumda şeytan diyebilir mi ki, "adam/kadın sayemde cennete girdi," diye? diyemez; çünkü şeytanın niyetinde o kişiyi cennete sokmak değil, ayağını kaydırmak vardı.

    bu aslında bir bakıma, hem müjdeci hem de ikaz edici bir hadistir benim gözümde. şöyle ki;

    diyelim çok fakirsiniz ve zengin birinin yaptığı hayırları görüp, "allah'ım keşke benim de o kadar param olsaydı, ben de öyle hayır yapardım," diye düşündünüz. bu niyetinizde gerçekten samimiyseniz, allah size o kadar paranız varmış da hayır yapmışsınız kadar sevap yazabilir. buradaki en önemli kıstas, "samimi niyet". çünkü niceleri vardır ki, gün gelip de o imkanlara kavuştuğunda o hayalini kurduğu hayırları işlemez. peygamber (sav) zamanında başlayıp, hz. ebu bekir zamanında da devam eden bir olay buna güzel bir örnektir; ama o olaya değinmek istemiyorum şu an. merak eden olursa, mesaj atabilir.

    bir de islam'da şu vardır: kişi, niyet ettiği kötü şeyler için günaha girmez (allah'ın has veli kulları hariç; onlara göre böyle bir şey düşünmek bile onlar için günahtır; ama ben sıradan biri olduğum için kendim gibiler için böyle düşünüyorum); fakat iyi şeyler için sevaba girer. mesela, uç bir örnek vereyim. banka soymak istediniz ve bunu planladınız. bunun teorik olarak bir günahı yoktur. birkaç arkadaş ayarlayıp geceleyin bankaya vardınız (arabanızın çalıntı olmadığını varsayıyorum). bankaya bir şekilde girdiniz kimseye zarar vermeden. hala günah yok! fakat tam paraları alacakken vazgeçtiniz, "burada bir sürü masum insanın birikimi, parası var," diyerek. işte o anda sevap kazanıyorsunuz haram bir şeyden kaçtığınız için. belki bazılarımıza komik gelebilir bu uç örnek; ama bir hakikate tekabül ediyor.

    gelelim ikaz edici mahiyete. bunu da başka bir hadise dayandırıyorum yine. hz. peygamber, bir hadisinde cömert, şehit ve alim gözüken üç gruptan bahsediyor. mesela bazı cömert gözüken insanlar vardır ki, sırf insanlar "vay be ne kadar da cömertmiş," desinler diye cömertlikte bulunuyor. yine şehit gözüken bazı insanlar var ki, sırf insanlar "vay be ne kahramanca dövüşüyor," desinler diye böyle davranıyor. yine bazı alim görünümlü kişiler var ki, "vay be adam/kadın ne kadar da çok şey biliyor," desinler diye konuşuyor. bu niyette olan kişiler cennete giremez diyor hz. peygamber.

    bilhassa son örnek, alim olmamama rağmen beni çok korkutuyor. neticede azıcık bir şey okuyup öğrenince etrafıma o öğrendiklerimi adeta "satıyorum". belki de, insanlara faydalı olmaktan ziyade, onların ilgisini çekmeyi ve maddi-manevi menfaat edinmeyi umuyorumdur böyle davranarak. bilmiyorum, burası çetrefilli bir mevzu.

    hasılı, içimizdeki gerçek niyet neyse, öteki tarafta ona göre muamele göreceğiz. "allah bizi halis niyetlilerden eylesin," demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
  • bunu ne için yapıyorum? bu önemli bir soru.

    1- dünyevi menfaatler için

    2- allah rızası için.

    allah rızası?

    allah'ın razı olacağı şeyler, insanların mutluluğu için çalışmaktır. iyilik yapıp kötülükten men kısaca. müslümana emredilen bu.

    dikkatimi çeken; buradaki insanların bir çoğunun burunlarının kaf dağında olduğu, her fırsatta başkalarını küçümseme ve aşağılamaya çalışmaları, kendilerini çok üstün ve zeki görmeleri... bu çirkin vasıfları biliyoruz, ben bunların ''neden?'' yapıldığına dikkat çekmeye çalışıyorum. müslüman olmayan ya da sol tandans kişilerde gözüme çarpıyor. niyet ne, amel ne? bunlar mı dava adamı? bir müslüman dava adamına, islam prensiplerine bakıyorum, bunların hayatta hiç şansı yok, doğruluğu da yok, faydası da yok kimseye. bunlar müslümanları beğenmezler...

    amaç davanız mı? o kibirle, o büyüklenmeyle hiç bir yere varamazsınız, insanlığa da bir faydanız olmaz, olmuyor da. ki, en çok savundukları da -sözde- gariban-işçi-ezilen. ilginç yahu, şaşırtıcı. bu adamlar söylemde garibana, işçiye, köylüye, ezilmişe, fakire sahip çıkıyor, eylemde ezmeye çalışıyor. bunları gören, okuyan gariban kaçar lan.

    müslüman; ihsan eliaçık ''namaz bir ritüeldir'' demişti de, bizim, namazı yatıp kalkmaktan ibaret sanan dindarlarımız ayağa kalkmıştı; nasıl olur? olamaz, sapık bu!.. hoca devamında, ''namaz sokakta uygulayacağın, yapman gerekenlerin bir provasıdır, hazırlığıdır'' mealinde söylüyor. bu islam'ın temelidir, çok geniş bir konu aslında, ben bir yönüne değineceğim. işte namazda secdeye giden başlar bir, zengini, fakiri falan yok, saflar var, eşitlik var. (camiye vip bölüm yaptıran akp iktidarına selam gönderiyorum) orada huşu ile bilinç kazanılır, sokakta uygulanır. islam bir yaşam dinidir, namaz bir tevhid eylemidir. (tam anlatamadım ben, merak edenler araştırsınlar biraz bu konuyu)

    çok basit bir örnek vereceğim; yolda kalmış bir araba görseniz inip itmezsiniz, kibirinizden yardım etmezsiniz, oysa hacılar öyle mi? gözünü seveyim ben onların.

    ne diyorduk? he, sizlerin yaptığı (burada gördüğüm çoğu) ''ben çok kültürlüyüm, zekiyim'' ayakları, havaları. dava falan hiç sanmıyorum, görmüyorum. gerçi bizde de dava adamı sıkıntısı var, ülkücülerde de, her yerde ''adam'' sıkıntısı var da, biz hiç değilse itiraf ediyoruz ve bize karşılıksız iş yapmayı emreden bir rabbimiz var.

    niyet allah rızası ise; en ufak bir iyiliği küçük görmemeli, onu yapmalı. ''öyle ameller vardır ki, bizim gözümüzde önemsiz ama allah katında çok değerlidir. yapan kişiyi cennete götürür. öyle günahlar da vardır ki, biz önemsemeyiz ama o bizi cehenneme sürükler.''

    insanın kendi nefsinin menfaatlerini gözetmesini ''nefsi putlaştırma'' olarak görüp insanı bundan men eden ve diğer insanların hakkını gözetmeyi emreden bir dinin pratiği cihan'ı huzura boğmaz da ne yapar? dediklerini yapsak...

    esselam allah yolunun erlerine.. rabbim bizi de onlardan yazsın.
  • hayatta doğru sonuçlar vermeyebilir. peygamber gece dönüp eşi safiyenin yüzünü açıp bakın bu safiye diyerek sadece niyetle kalmamış, delil de üretmiştir.

    dünya materyalistir ve medeniyet hak hukuk üzerine kurulmuştur. hak hukuk için de hakkını bilip savunabilmek ve delil sunabilmek lazım.

    başka bir konuda aklıma geldi, orada da biraz irdeledim. tutarsiz da olabilir ((bkz: fundamental attribution error/@bakalim)). evet demişim ki bu iyiniyet işinde sadece tanrı denklemi bilir. biz gizli olanı bilemeyiz. görüneni görürüz. taraflara biraz iddia-ispat yükü düşüyor.

    ayrıca (bkz: gidiş yolundan puan almak/@bakalim) benzer bir kavram.
hesabın var mı? giriş yap